08/11/2010 | Yazar: Remzi Altunpolat

1990’ların ortasına doğru ortaya çıkan Türkiye LGBT Hareketi, asıl olarak üniversiteli gençlik içerisinde filizlenmiş ve uzunca bir süre öğrenciler

1990’ların ortasına doğru ortaya çıkan Türkiye LGBT Hareketi, asıl olarak üniversiteli gençlik içerisinde filizlenmiş ve uzunca bir süre öğrenciler üzerinden yükselmiştir. LGBT Hareketinin toplumsal-politik bir aktöre dönüşmeye başladığı günümüzde bu durum kısmen farklılaşmış olsa da, hareketin belkemiğini hala öğrenci gençlik oluşturmaktadır. LGBT öğrencilerin eğitim süreçlerinde yaşadıkları sorunlar hareketin gündeminde her zaman yer alsa da, söz konusu alanın ve süreçlerin özgüllüğü, hâlihazırda var olan LGBT sivil toplum örgütlerinin dışında -ama kuşkusuz bu örgütler ile organik ve inorganik ilişkiler içerisinde olan- ayrı örgütlenme formlarının geliştirilmesini ve ayrı yapıların oluşturulmasını zorunlu kılmaktadır.
 
Bu alanda daha önceki deneyimlerden biri olarak, çeşitli üniversitelerde kurulmuş bulunan LeGaTo’lar (Lezbiyen Gey Öğrenci Toplulukları) ne yazık ki önemli bir varlık gösterememiş ve kısa ömürlü olmuşlardır. Yakın dönemde ise üniversitelerde LGBT öğrenci örgütlenmesinde yeni bir canlanma evresine girildiği görülmektedir. Bu bağlamda heteroseksist eğitimi sorgulamak amacıyla yola çıkmış KAOS GL Eğitimde Cinsel Kimlik Ayrımcılığına Hayır Komisyonu’nun çağrısıyla 23-24 Nisan 2010 tarihlerinde Ankara’da “Homofobi Karşıtı Öğrenci Buluşması”nda bir araya gelen üniversite öğrencileri, örgütlenme sorununu da tartışarak Homofobi ve Transfobi karşıtlığı temelinde bir öğrenci örgütlenmesinin gerekliliğini vurgulamışlardır.
 
Kaos GL olarak biz de okulların açıldığı tarihe denk gelen Eylül-Ekim sayımızın dosya konusunu Homofobi ve Transfobi karşıtı öğrenci örgütlenmesine ayırdık; bu bağlamda, dosyamızda söz konusu örgütlenmenin hangi sac ayakları üzerinde ve hangi kanallardan ilerleyebileceği/ilerlemesi gerektiği, örgütlenme stratejileri ve bugüne kadar dar bir alana sıkışmış olan LGBT öğrenci örgütlenmesinin nasıl büyütülebileceği hususlarını masaya yatırmaya çalıştık. Aynı zamanda LGBT öğrencilerin örgütlenmesi adına tarihsel süreçte ilk uğrağı oluşturan LeGaTo deneyimine sayfalarımızda yer verdik. Özgür Özakın bizatihi içerisinde yer aldığı ODTÜ-LeGaTo üzerinden, Serkan Görkemli ise daha önce gerçekleştirmiş olduğu söyleşilerdeki tanıklıklar üzerinden bu deneyime ışık tutuyorlar.
 
Bayram Şahin, LGBT hareketinin üniversite mücadelesi üzerine teori ve pratik geliştirirken; üniversitelerin özgürleşmesi ve demokratikleşmesi için muhalif kesimlerin politikaları ve örgütlenmeleri, neo-liberal politikalarla üniversitelerin birer ticarethaneye dönüştürülme çabaları, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK)’nun üniversite bileşenleri üzerindeki etkisi, özel üniversitelerde olduğu iddia edilen özgürlük ortamı gibi olguların göz önünde bulundurulması gerektiği gerçeğine parmak basıyor.
 
Sarphan Uzunoğlu, esas olanın üniversite kampüslerinde var olmak değil o kampüslerde varlığını hissettirmek olduğunu vurguluyor. Yönetmeye ve yönetilmeye değil eşit ve insanca bir yaşama talip olan, “renkli ve gülümseyen bir grup anlayışı”na sahip LGBT’lerin toplumu ve insani olanı ilgilendiren her şey hakkında bir duruş edinerek öncelikle bir kanaat grubu niteliğine kavuşmak gerektiğini ve LGBT’lerin bunu gerçekleştirebilecek kapasiteye sahip olduğunu ifade ediyor.
 
Yeliz Kızılarslan, John Lennon’ı, Arkadaş Z. Özger’i, Hrant Dink’i ve Bizim 68’lileri yad ettiği yazısında, nefret söylemi mağduru olarak yaşamını yitiren herkes için, kardeşimiz Hrant için, katledilen tüm isimsiz LGBT’ler için sokaklara çıkan, sokağı örgütleyen ve sesini yükselten bir öğrenci hareketinin yaratılması gerektiğine vurgu yapıyor.
 
Homofobi Karşıtı Öğrenci Buluşması”na katılan ODTÜ LGBTT Dayanışması, İstanbul Üniversitesi RADAR öğrenci topluluklarından ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğrenci Derneği (HFÖD)’denarkadaşlarımız, nasıl bir öğrenci örgütlenmesi olması gerektiğine dair KAOS GL Eğitimde Cinsel Kimlik Ayrımcılığına Hayır Komisyonu’ndan Sinan Elitemiz’in sorularını yanıtlıyorlar. Levent Pişkin ise, GENÇ-SEN özgülü üzerinden homofobi ve transfobi karşıtlığı temelinde LGBT öğrenci örgütlenmesini ele alıyor.
 
Son olarak KAOS GL Eğitimde Cinsel Kimlik Ayrımcılığına Hayır Komisyonu, amaçlarını, hedeflerini, bugüne kadar yaptıklarını ve yapamadıklarını tüm samimiyetiyle anlattıkları yazılarında, homofobi ve transfobi karşıtı bir öğrenci örgütlenmesinin imkânlarına dair bizlere ipuçları veriyor.
 
Keyifli okumalar...

[[http://www.kaosgl.org/icerik/kaos_gl_114_sayisi_ile_karsinizda|Kaos GL 114. Sayısı İle Karşınızda]]


Etiketler:
nefret