26/02/2014 | Yazar: Yıldız Tar

Sansür protestosu eyleminde Taksim’de gözaltına alınan LGBTİ aktivisti Sezer Yekta gözaltında yaşadığı homofobik taciz ve şiddeti anlattı

LGBTİ Aktivisti Gözaltında Homofobik Tacizi Anlattı Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
22 Şubat günü internet sansürünü protesto etmek için Taksim’e çıkanlara polis gaz bombalarıyla saldırdı. Çok sayıda kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında Hevi LGBTİ üyesi Sezer Yekta da vardı. Yekta, gökkuşağı bayrağı taşıması gerekçe gösterilerek gözaltına alındı, darp edildi, polisin homofobik tacizlerine maruz kaldı.
Sezer Yekta o geceyi ve yaşadıklarını anlatıyor:
 
Evet 22 Şubat internet sansürü eyleminde gözaltına alınan isimlerden biri de bendim..
 
Saat 7 gibi Taksim’deydik. Meydandan girişte pek bir şeyler yoktu. Az öteye ilerledikten sonra (muhtemelen Mango’nun önü) sol grupların bayraklı yürüyüşü ile karşılaştık. Buradan cesaret alan ben, çantamdan çıkardığım katlı halde bulunan gökkuşağı bayrağını tam çıkarmış çubuğa takmaya çalışırken ne bir ikaz ne bir süre tanıma demeden polis terörünü bir anda üzerimde buldum. Kaçan kaçmıştı bense çoktan iki mahlukatın kollarındaydım. Gökkuşağı bayrağını elimden alıp ayaklarıyla ezdiklerini az çok hatırlıyorum.
 
Darp, küfür, taciz...
Biri saçımdan tutup 5-6 kişilik çevik kuvvetin arasına oturttu. Yumruklar, tekmeler, cop darbelerine direnirken "amına koduğumun ibnesi, götveren, götünü siktiğim" tarzı bir çok küfür falan filan. Etraftan insanların tepkisi üzerine darp faslı bitti... Simdi dövüle sövüle, ite kalka Mango’nun oradan meydana gitme zamanı... Her seferinde çevik polislerin arasından giriliyor, tekrardan bir darp faslı başlıyor tabii bir o kadar da LGBTİ kimliğime küfür ve taciz.
 
Al içeri ibne kotamız dolsun!”
Her şeye rağmen cırlıyorum o an, canım acımıyor denk geldiğime ben de basıyorum tekmeyi... Neyse gözaltı aracının yanına geliyoruz. Üst aranıyor kimlik sorgulanıyor falan. İçlerinden biri çıkıyor: “Bunu niye getirdiniz buraya?” Diğeri müdahale ediyor: “Al, al içeri, ibne kotamız dolsun!”
 
Giriyorum araca. İçeride 30-40 kişi. Darptan çok feci yaralananlar, birbirlerini tanıyanlar arasında “Acaba o ne yaptı, kaç kişi var bizden?” muhabbeti, oturuyorum. Bizimkilere “Gözaltındayım” diye mesajla bildiriyorum.
 
Dudağını niye deldirdin diğer delikler yetmiyor mu?”
Polis her yanımdan geçtiğinde gülüyor, sataşacak yer arıyor. Taviz vermiyorum. “Erkek adam küpe mi takar” sorusuna “Erkek adam olmadığımı göremeyecek kadar kör müsün?” yanıtı baya bir duraksatıyor.. Egosu tatmin olamadı ya şimdi de başka bir yerden vuracak sözde “Dudağının altını ne diye deldirdin, diğer delikler yetmiyor mu?” Cevabımı gülerek veriyorum: Diğer deliklerle yeterince batıyoruz size zaten maksat daha fazla batmak.
 
Bu arada acayip bir şekilde çişim var. Araç içinde bekleyen polislere defalarca dile getiriyorum. Hiçbirinin umrunda değil. Tam iki saat boyunca bu böyle devam ediyor. En son biri “Birileri götürsün şunu” falan dedi. “Ben onunla tuvalete gitmem” yanıtı da gelmez mi (!) (aaay götüüm...)
 
Kadın arkadaşlar vardı. Onlara “kızlar dönün arkanızı” dedikten sonra fermuarımı açmaya çalıştım... Ki çok ciddi idim. Gerçekten işeyecektim, o derece sıkışmıştım. “Hey tamam dur! Çıkıyoruz yola, hastanede yaparsın” diyor. Neyse sabretmeye devam ediyorum. Hastaneye geliyoruz. Ve mutlu son! O kadar sıkışmışım ki içeride kaç dakika kaldığımı hatırlamıyorum. Tek hatırladığım “Hadi lan, napiyorsun içeride?” uyarısı.
 
Polisten porno muhabbeti!
İşiyorum, duymuyor musun” yanıtı onu baya germiş olmalı ki çıkar çıkmaz kolumdan tutup çeke çeke araca götürüyor. Araçta sadece erkekler var, kadın arkadaşlar sağlık kontrolüne götürülmüş. 5-6 polis falan biniyor. “Bayanlar gitti di mi, ha evet. Ee şimdi porno izleyemeyecek miyiz” diyor. Başlıyorlar bir kaç “solcu” erkekle am sik göt muhabbeti etmeye...
 
Size LPG mi diyorlar?
Ortamın çok erkek kokması rahatsız ediyor tabii beni. “Sen de porno lobisinden olmalısın, size lpg mi ne diyorlar ne işin var lan” falan diyor. “Komik olmadığın konusunda anlaşalım, lpg değil, lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseks” diye cevap veriyorum. Polislerden biri soruyor ordan “biseksüel tam olarak ne oluyor” açıklıyorum ben de. Neyse sıram geliyor doktora götürüyorlar önce avukatlarla karşılaşıyorum. Durum hakkında az konuştuktan sonra polis müdahale ediyor ve doktor odasına giriyorum.
 
Kaç yıl sonra travesti olacaksın?”
Saçma sapan bir muayene ardından raporlar alınıp karakola gidiyoruz. Polis bana “Kaç yıl sonra travesti olacaksın?” diye soruyor. “Canım ben zaten travestiyim” yanıtını esirgemiyorum kahraman Türk polisinden (!)
 
Karakola geliyoruz. Savcıdan tutanak bekliyoruz. Bir gecem karakolda geçiyor. Sabah savcılığa sevk ediliyoruz. Ve avukatlarla veriyorum ifademi “Eyleme dair üzerimde hiçbir delil bulunamadı. Darp edildim, LGBTİ kimliğimden dolayı taciz ve nefret söylemlerine maruz kaldım, bir geceyi sebepsiz yere gözaltında geçirdim. Mağdur olduğumu belirtiyor ve karşı dava açılmasını talep ediyorum” dedim ve serbest bırakıldım...
 
Gözaltında bulunduğum süre zarfı içerisinde örgütlü mücadeleniz ve tüm çabanız karşısında gözlerim doldu resmen. Hepinizi bu örgütlenme, direnme mücadelesinde selamlıyor , kocaman kocaman öpüyorum.
 
Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz! 

Etiketler: insan hakları
İstihdam