05/10/2018 | Yazar: Kaos GL

LGBTİ+ öğretmenlerin çalışma hayatında heteroseksizmin sebep olduğu zorluklar neler? İkili cinsiyet rejimi öğrencileri, meslektaşları ile ilişkilerini nasıl etkiliyor?

LGBTİ+ öğretmenler çalışma hayatında neler yaşıyor? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

LGBTİ+ öğretmenlerin çalışma hayatında heteroseksizmin sebep olduğu zorluklar neler? İkili cinsiyet rejimi öğrencileri, meslektaşları ile ilişkilerini nasıl etkiliyor?

5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO tarafından 1994 yılında ilan edildi. KaosGL.org bu gün için LGBTİ+ öğretmenlerin çalışma hayatında yaşadığı zorlukları derledi.

“Bir ayna olarak sürekli kendimi gözetmek bir süre sonra yorucu bir hal”

“Okul yönetiminin öğrencilere karşı uyguladıkları erk sisteminin aracısı olmaktan güçlük çekiyorum. Erkek öğrencinin küpesine karışmak, kız öğrencinin zorla saçını bağlatmak, erkek ve kız öğrencileri ayrı ayrı kapılardan almak kendi kimliğime ve cinsel politikaya bakışımda çelişki yaratıyor. Feminen bir erkek olarak davranışlarımı kontrol etmem gerekiyormuş gibi hissetmek ve bir ayna olarak sürekli kendimi gözetmek bir süre sonra yorucu bir hal alıyor.” Sezen Bedel

“Gitmiyorum”

“Duydum ki orta okul ve lise çocukları için yanlış bir rol modelmişim. Pek mükemmel bir tip değilimdir evet ama bu biraz kırıcı oldu. Bir kadın öğretmenin üzerine yürüyen, yemekhaneciyi yanlış park etti diye dövmeye kalkan adonislerinden arabasının modeline kadar her şeyiyle “erkek” beden eğitimi öğretmenimiz hala görevinin başında ve çocuklara “iyi rol model” olmaya devam ediyor. Bense burada olmaya var olmaya ve hayatta kalmaya çalışmaya devam edeceğim. Alışın. GİTMİYORUM.” Utku Yaşar

“Çoraplarıma laf etti”

“Öğretmenlik bitirdim fakat KPSS'ye bile girmedim meslekte çok canım yanar diye. Son dönem staj yapma şansı buldum. Keçiören’de bir ilkokulda müdürden tutun da temizlikçiye kadar -üniversiteden danışmanım da dâhil- problemler yaşadım. Mesela danışmanım ders anlatmama müsaade etmedi. “Aslında senin ders anlatmana gerek yok. Takvim doldu. Ders anlatacak yer de yok zaten” gibi şeyler söyledi. Dersin öğretmeni çoraplarıma laf etti. Benim de düşünme fırsatım oldu, stajda bunları yaşıyorsam meslekte beni neler bekliyor acaba?” Burak

“Sınıf içinde kendi ütopyalarımızı yaratmak imkânsız değil”

Lubunya bir öğretmenseniz hem öğrencilerinize hem de işvereninize karşı daha güvencesiz bir konumda olabiliyorsunuz; üstelik otoritenizi bile sarsan bir etken olabiliyor bu durum. Bu güvencesizlik, davranışlarınıza ve ifadenize ket vurmanıza ve yorucu bir tedbirliliğe zorlayabilir sizi. Ne var ki, sınıf içinde kendi ütopyalarımızı yaratmak, yeni çıkış yolları bulmak imkânsız değil. Bunu kendi kimliğimizin politikasından öte, öğretiminizi daha etkin kılmak için yapın. Çünkü siz öğretmen olarak ne kadar kendiniz gibi davranır ve rahat ederseniz o kadar da iyi öğretirsiniz. Orhun Gündüz

İlgili haber:

Öğretmenler LGBTİ+ öğrencilerini heteroseksist uygulamalardan nasıl koruyabilir?

*Bu yazı Umut Güner’in 2017 yılında KaosGL.org için hazırladığı “Lubunya öğretmen olmak” yazı dizisinden derlendi. Yazı dizisinin tamamı için burayı ziyaret edebilirsiniz.


Etiketler: insan hakları, çalışma hayatı
nefret