17/02/2015 | Yazar: Janset Kalan

LGBTİ aktivistleri, 1. Homofobi ve Transfobi Karşıtı Anadolu ve Mezopotamya Buluşması kapsamında 13-14 Şubat’ta Malatya’da buluştu.

LGBTİ aktivistleri, 1. Homofobi ve Transfobi Karşıtı Anadolu ve Mezopotamya Buluşması kapsamında 13-14 Şubat’ta Malatya’da bir araya geldi.

 

Malatya Homofobi ve Transfobi Karşıtı Gençlik İnisiyatifi’nin düzenlediği buluşma kapsamında ilk gün Kürdistan’daki LGBTİ’lerin (lezbiyen, gey, biseksüel, trans, interseks) teması ve Kürdistan’da LGBTİ aktivizmi başlığıyla çeşitli illerden aktivistler bir araya geldi. Toplantı kapsamında ihtiyaçlar ve farklı mücadele yöntemleri konuşuldu.

 

Cumartesi günü 4 oturum şeklinde gerçekleşen sempozyuma yaklaşık 50 kişi katıldı. Sempozyum, Kaos GL Derneği’nden Remzi Altunpolat’ın “LGBTİ Hareketi: İdeoloji ve Politika” başlıklı sunumuyla başladı. LGBTİ hareketinin 20 yıllık tarihinde Türkiye ve Kürdistan’a dair ürettiği politika ve ideolojinin sütunlarının göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten Altunpolat, “Siyasi temsil ve katılım meselesi önemlidir ancak bu mesele yaşam tarzı ya da bir siyasi partiye yedeklenme meselesine dönüşmemelidir” vurgusu yaptı.

 

Siyah Pembe Üçgen İzmir Derneği’nden Demet Yanardağ’ın “Dünya Tarihinde LGBTİ’nin Yeri” başlıklı oturumunda Sümerler’den Osmanlı’ya eski uygarlıklarda, dinlerde ve devlet yasalarında eşcinsel ve trans olma halleri konuşuldu. Çeşitli antik metinlerden kaynak göstererek mitolojide ve dini ritüellerde translığın yorumlanışı, erkek eşcinselliğinin kutsanışı ve antik Hindistan’da ve Hinduizm’de kendisini 3. cins olarak tanımlayan hijralardan bahseden Yanardağ, homofobi ve transfobinin modern dünyanın bir sorunu olduğunun altını çizdi.

 

Sempozyumun 3. oturumu “Kürdistani LGBTİ’ler ve Diaspora Özelinde Aktivizm: Homofobi, Transfobi ve Orospufobi” başlığıyla devam etti. Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği’nden Alican Kalan’ın konuyla ilgili kavramlar ve kavramsallaştırma sunumu sonrasında Hêvî LGBTİ’den Can Kaya Kürdi diasporanın ve Kürdistan’da yaşayan LGBTİ’lerin aktivizm yapma deneyimlerini aktardı. Kalan, homofobi ve transfobi kavramlarının zaman zaman içinin boşaltıldığını ve bu kavramları yeniden tartışmamız gerektiğini vurgularken, orospufobi kavramını da LGBTİ aktivizmi dilinde yeni bir söylem olarak inşası ve tartışılabilirliğini sağlamalıyız, dedi. Hêvî’den Can Kaya ise neden kendilerini diaspora olarak tanımladıklarını ve Kürdi kimlik vurgusunun mücadele ederken görünürlük üzerinden etkisini aktardı. Soru ve cevaplarla tartışma konularının derinleştiği oturumda kuir siyaset de konuşuldu.

“Türkiye Siyasi Tarihinde LGBTİ” oturumu SPoD’dan Deniz Şapka’nın sunumuyla gerçekleşti. Gezi direnişi sonrası LGBTİ hareketinin gündemine taşınan ve görünür açık LGBTİ kimlikli adayların seçimlere katılımı konuları Türkiye siyasî tarihinden örneklerle tartışıldı. Siyasî temsil ve katılım meselesinde hareketin biriktirdiği deneyimler ve önümüzde yapacaklarımız ise soru cevap kısmında derinleştirilerek konuşuldu.

Sempozyumun son oturumu ise gazeteci ve yazar Serdar Korucu’nun “Medyada LGBTİ Temsili ve Nefret Söylemi” başlıklı sunumuyla tamamlandı. Türkiye ve dünyadan örnekler veren Korucu, ’80 darbesi sonrası Türkiye medyasında artan hedef gösterme ve “travesti terörü” haberlerini hatırlattı. Hrant Dink Vakfı’nın periyodik olarak yayımladığı medyada nefret söylemi istatistik ve analizlerinden örnekler verilirken soru cevap kısmında da kendi medyanı yaratmanın önemi tartışıldı.

Bu etkinlik, SİDA ve Açık Toplum Vakfı’nın desteğiyle gerçekleştirilmiştir. 


Etiketler: yaşam
nefret