16/08/2017 | Yazar: Umut Güner

İstanbul’daki bekçilik uygulamasını LGBTİ+ aktivistlerine sorduk: İstanbul’da işkencenin ve kötü muamelenin adı bekçi olmasın!

‘Bekçilerle mahallemizde dahi sokağa çıkamaz olacağız’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

İstanbul’daki bekçilik uygulamasını LGBTİ+ aktivistlerine sorduk: İstanbul’da işkencenin ve kötü muamelenin adı bekçi olmasın!

İstanbul’da ‘Gece Kartalları’ ismi takılan 386 bekçi göreve başladı. Silah kullanma yetkisi de olan bu bekçilik uygulamasını tartışmaya devam ediyoruz.

İstanbul’daki yerel yönetimlerden isimlerden sonra bugün de bekçilik uygulamasını İstanbul dışından LGBTİ+ aktivistlerine sorduk.

Translar açısından artık mahallemizde dahi sokağa çıkamaz olacağız

Janset Kalan: Hitler Almanya'sındaki uygulamalara benziyor... Zaten 1980 darbesinde özellikle mahallelerde doğrudan istihbarat sağlayan muhbirlik yaparak birçok insanın geri dönüşü olmayan "gözaltıları" da bu bekçilerin sayesinde olmamış mıydı? V for Vendetta filminde de bu bekçilikle ilgili bir sahne vardı. Gece sokağa çıkma yasağı başladığı saatte sokakta kalan kadın karakteri 3 rejim bekçisi gelip taciz ediyorlardı. Ellerinde kullanmaktan çekinmedikleri silahları ile şiddet uyguluyorlar ve tam tecavüz edecekken V gelip kadını kurtarıyordu. Sanırım devlet ve hükümet eliyle tüm bu korkunç denklemlerin legalleşerek yaşandığı bir dönem başlıyor.

16 yıldır iktidarda olan bir parti ve Erdoğan elbette ki mahallelerde de toplum mühendisliği projesini pekiştirmek için baskı unsurlarını arttıracaktı. Buna şaşırmadım. 

Translar açısından artık mahallemizde dahi sokağa çıkamaz olacağız. Kılık kıyafetten tutun da kimle gezip tozduğumuza tipimize varana kadar her şey bu bekçilerin legalleştirilen gayrimeşru uygulamalarına maruz kalmamıza sebep.

İstanbul’da işkencenin ve kötü muamelenin adı bekçi olmasın! 

Buse Kılıçkaya: 2000’lerin başında “Balyoz timi” adı verilen polis birimi de aynı gerekçelerle kurulmuştu. Sokaktaki kargaşaya son verecek, sokakları herkes için güvenli bir hale getirecekti. Ancak zaman içerisinde kendisi özellikle Ankara’da trans kadınlar için güvenliksizliğin kaynağı oldu. Zaman içerisinde Emniyet Müdürlüğü “böyle bir birim yok” dedi, bazen kabul etti. İstanbul’daki bekçi uygulaması medyada sunulma şekli, gerekçelendirmesi itibariyle tam da buna benziyor. Translara yönelik devlet eliyle işkence ve kötü muamelenin adı İstanbul’da bekçi olmaz!

Bekçiler polis ile birlikte yeni rejimin orduları mı olacak sivil hayatta?

Remzi Altunpolat: Mahalle bekçileri uygulaması yeni dinci- muhafazakar rejime uygun kontrol aparatları olacak. İnsanların artık en mahrem alanlarına uzanacaklar. Ahlak koruyuculuğu yapacaklar. Bir yandan da baskı rejimi iyice koyulaşacak. Bekçi rejime muhalif yahut zararlı görülen herkesi anından suçüstü yapacak bir inzibat kuvveti. Bekçiler kimlerden seçildi? AKP’ye yakın isimlerden mi? Yeni bir kadrolaşma mı? Bekçiler polis ile birlikte yeni rejimin orduları mı olacak sivil hayatta?

İlk aklıma gelen gettoları da kaybeder miyiz acaba düşüncesi

Barış Azar: Korkunç bir uygulama. Üzücü olan kısmı ise bunun sadece başlangıç olması. Bir nevi pilot uygulama. Her geçen gün sayıları da artacak, etki alanları da. Görev tanımları da belli değil. Yarın öbür gün "kızlı erkekli" kalınan evleri fişleyebilirler. Ya da kim evine kimleri alıyor, kaçta eve geliyor bunun çetelesini tutabilirler. Özellikle kanunlarımız, genel ahlak gibi muğlak tanımlamalar kullandığından bu bekçiler yaşam alanlarımıza istediği gibi müdahale edebilir. Zaten devriye polislerinin keyfi uygulamaları ayyuka çıkmışken şimdi de bekçiler rahat vermeyecek gibi. İlk aklıma gelen gettoları da kaybeder miyiz acaba düşüncesi. Devriye polisi translara sokağa çıktığı için bile ceza keserken bekçiler de bunun devamı olacak gibi. Bekçi uygulaması hayatımıza daha fazla girmeden önce sesimizi çıkarsak da kurtulsak iyi olacak.

 


Etiketler: insan hakları, kent hakkı
nefret