01/07/2015 | Yazar: Yıldız Tar

LGBTİ Onur Haftası Komitesi’nden Elif Avcı: Kendi gözüme mi inanayım barışçıl bir gösteriyi hukuka ve kanuna aykırı bir şekilde yasaklamış olan valiye mi?

LGBTİ Onur Haftası Komitesi’nden Elif Avcı: Yürüyüş gününe kadar bize yazılı veya sözlü bir yasak bildirilmedi. Yürüyüş günü de ortada yazılı bir karar yoktu. Kendi gözüme mi inanayım barışçıl bir gösteriyi hukuka ve kanuna aykırı bir şekilde yasaklamış olan valiye mi? Biz varoluş mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz. Bizi yıldırmak için gazdan, TOMA’dan, yüzlerce polisten fazlası gerek.
 
Foto: Şener Yılmaz Aslan
 
Yıllardır barışçıl bir şekilde yapılan Onur Yürüyüşü’ne bu yıl polis saldırısı herkesin gündeminde. Uluslararası kamuoyundan; Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilere birçok kurum ve kişi yürüyüşe polis saldırısını kınıyor, sorumluları hesap vermeye çağırıyor.
 
Bir yandan da yürüyüşün “izinsiz” olduğu iddiası İstanbul Valilik’i tarafından dillendiriliyor. Biz de konuyu muhatabıyla, İstanbul LGBTİ Onur Haftası Komitesi’nden Elif Avcı ile konuştuk. Avcı, hem ‘izinsiz yürüyüş’ iddialarını hem de Valilik’in ‘yaralı yok’ açıklamasını yalanladı. 2 Temmuz Perşembe günü saat 12.30’da sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını da belirten Avcı ekledi: “Biz varoluş mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz. Bizi yıldırmak için gazdan, TOMA’dan, yüzlerce polisten fazlası gerek.”
 
Onur Yürüyüşü’ne polis saldırısı herkesin gündeminde ve aşağı yukarı neler olduğunu biliyoruz. Peki bu saldırının nedeni neydi? Valilik’in “izinsiz gösteri” ifadeleri gerçeği yansıtıyor mu?
 
Geçtiğimiz yıl vali yardımcısı ile yüz yüze görüşmüştük ve bu görüşmeden kamunun ve medyanın haberdar olmamasını istediler. Bu yıl da bizle Valilik adına İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı iletişim kurdu. Bize tamamen yasadışı bir yolla yani yazılı olmadan, sözlü şekilde bu yürüyüşün güvende olduğunu belirttiler. 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa göre bu tür bir yürüyüş yapmak için herhangi bir yazılı başvuruya gerek yoktur. Biz kendilerine söyledik, ‘Eğer bu yürüyüşü yasaklayacaksanız bunu bize yazılı bir şekilde bildirin aynı zamanda 1 Mayıs’ta yaptığınız gibi duyurun ve gerekiyorsa yolları kapatın. Çünkü geçen sene 90 bine yakın kişi geldi bu yürüyüşe bu sene 100 bin kişi bekliyoruz. Bizim bu kadar kişiye siz o gün orada yürüyemezsiniz derseniz erişecek imkanımız olmayacaktır’. Ancak bunu söylediğimiz halde yürüyüş gününe kadar bize yazılı veya sözlü bir yasak bildirilmedi. Yürüyüş günü polisler valinin yürüyüşü yasakladığını söylediğinde dahi biz tekrar tekrar talep etmemize rağmen bize yazılı bir karar vermediler. Çünkü ortada yazılı böyle bir karar yoktu.
 
Valilik açıklamasında yaralı olmadığı iddiasında bulundu. Bu iddialara yanıtınız nedir?
 
Kendi gözüme mi inanayım barışçıl bir gösteriyi hukuka ve kanuna aykırı bir şekilde yasaklamış olan valiye mi? Pazar günü ben de sıkılan gazdan, “dağıtın lan bunları” diye bağıran amirlerinin emirlerini uygulamak için üstümüze koşan polislerden nasibimi aldım. Kafasına, bacağına gaz kapsülü gelmiş, TOMA tarafından sürüklenip ıslatılmış insanlar gördüm. Gözünden yaralanmış 2 arkadaşımız şuan hastanede. Onur Haftası komitesinden arkadaşlar dün onları ziyarete gitti. Kemikleri kırılmış, eklemleri kopmuş, gözünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya insanlar olduğunu biliyoruz. Şuan için 78 darp raporu almış arkadaşımız var ve bu sayı giderek artıyor. Yürüyüşe katılıp fiziksel veya ruhsal olarak yaralanmış tüm arkadaşları İHD, TİHV veya TOHAV üzerinden rapor almaya çağırıyorum ki valilik açıklamasının ne kadar gerçekten uzak olduğunu herkese gösterelim.
 
Onur Haftası Komitesi bu saldırının ardından ne yapacak?
 
Onur haftası komitesi olarak dernek temsilcileri ve bağımsız aktivistlerle bir toplantı aldık. Durum değerlendirmesi yapıp neler yapabileceğimizi planladık. Perşembe günü saat 12:30’da Çağlayan Adliyesi C Kapisı önünde bir basın açıklaması yapılacak, basın açıklaması sonrası da  İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk , İstanbul Valisi Vasip Şahin ve kanunlara aykırı emri uygulayan İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok hakkında suç duyurusunda bulunulacak. Saldırıda yaralanmış arkadaşlarımızı İHD, TİHV ve Kaos GL /TOHAV şubelerine rapor almaları için yönlendiriyoruz. Hukuki mücadelemizi sonuna kadar götürmeyi planlıyoruz. Diğer yandan yerel ve uluslararası kontaklarımızı durumdan haberdar ediyor ve bu saldırıya karşı bizimle dayanışmaya çağırıyoruz. Eş zamanlı olarak da yararlanan arkadaşlarımıza hem hukuki hem de psikolojik destek sağlamaya çalışıyoruz.
 
Komite olarak ülkenin dört bir yanındaki homofobi ve transfobi karşıtlarına mesajınız nedir?
 
12 yıldır neşeyle yürüdüğümüz bu yürüyüşe bu sene saldırmış olmaları rastlantı değil. Artık bizi daha zor ve dikkatli olmamız gereken bir süreç bekliyor. Yıllarca devlet bize uygulanan şiddeti görmezden gelmişti ancak bu sefer bize ilk elden kendisi saldırdı. Bunun sokağa etkileri büyük olacaktır. Devletin bu saldırısından cesaret alacak bazı kimseler en başta sokaklarda seks işçiliği yapan arkadaşlarımızı hedef alabilirler. Ancak diğer yandan da biz dayanışmanın ne demek olduğunu bilen ve bu süreçle nasıl başa çıkacağını bilecek bir hareketiz. Yürüyüş günü onca saldırıya rağmen insanlar evlerine kaçıp gitmedi ve bir şekilde boş buldukları her yeri birer pride alanına çevirdiler. Bir şekilde tünele kadar yürüdük ve yarım bile kalsa basın açıklamamızı okuduk. Gökkuşağı bayrağı 28 Haziran günü TOMA’dan kaçarken, polis engelini aşmaya çalışırken, plastik mermilere karşı arkadaşlarımızı korumaya çalışırken hiç elimizden düşmedi. Biz varoluş mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz. Bizi yıldırmak için gazdan, TOMA’dan, yüzlerce polisten fazlası gerek. 

Etiketler: yaşam
İstihdam