28/05/2017 | Yazar: Yıldız Tar

Denizli’deki LGBTİ mülteciler cinsel sağlık atölyesinde bir araya geldi.

‘Cinsel mitler yerine doğru bilgileri yaygınlaştırmalıyız’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Denizli’deki LGBTİ mülteciler cinsel sağlık atölyesinde bir araya geldi. LGBTİ aktivisti Pınar Büyüktaş ile Stajyer Doktor Fidan Şenova’nın yürüttüğü atölyede korunma yöntemlerinin yanı sıra cinselliğin toplumsal ve psikolojik boyutları da tartışıldı.

İnsan Hakları Programı kapsamında 2007 yılından beri mülteci hakları çalışması yürüten Kaos GL Derneği, Denizli’deki İranlı LGBTİ mülteciler ile yasal haklar ve yükümlülükler, cinsel sağlık ve trans geçiş süreci üzerine iki günlük bir eğitim programında bir araya geldi.

Derneğin, Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği (BMMYK) ile birlikte yürüttüğü “Türkiye'deki LGBTİ Mültecilerin İnsan Haklarını Geliştirmek” projesi kapsamında yapılan etkinliğin ikinci günü (28 Mayıs) LGBTİ aktivisti Pınar Büyüktaş ile Stajyer Doktor Fidan Şenova’nın cinsel sağlık üzerine sunumları ile Denizli Dedeman Otel’de başladı. Büyüktaş ve Şenova’nın Türkçe yaptıkları sunumu Mahbubeh Muqadam Farsça’ya çevirdi.

Cinsel sağlık sorunları

Şenova sunumuna cinsiyet kimliği, cinsiyet ifadesi, doğuşta atanan cinsiyet, cinsel çekim ve romantik çekim kavramlarını açıklayarak başladı.

Şenova “cinsel sağlık sorunlarını” şöyle sıraladı:

“Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar

“Vajinismus

“Anorgazmi

“Erektil Disfonksiyon

“Vajinal Akıntılar

“Polikistik Over Sendromu

“Meme Kitleleri

“Prostat Hipertrofisi”

Sıraladığı cinsel sağlık sorunları hakkında katılımcılara bilgi veren Şenova, operasyonlarının sonuçları hakkında bilgilendirmenin yetersizliği, hormon replasman sürecinin yan etkileri, cinsel işlev bozuklukları, vajinal enfeksiyonlar ve vajinal kuruluk üzerine konuştu.

“İnterseks çocuklara ameliyat dayatmasını desteklemiyorum”

Farklı interseks durumlarından bahseden Şenova, “İnterseks çocukların doğar doğmaz ameliyat edilmesini desteklemiyorum. İdeal olanı çocuklar büyüdüğünde ameliyat olup olmayacağına kendilerinin karar vermesidir. Bazı durumlarda müdahale edilmesi gerekebilir. Örneğin tuvaletini yapamıyorsa müdahale edilebilir. Ancak kozmetik operasyonlar için çocuğun büyüdüğünde kendisinin karar vermesi gerekir” diyerek interseks çocuklara ameliyat dayatmasını eleştirdi.

Şenova, aralarında HIV, hepatit, HPV, gonore, klamidya, herpes, sifilizin de olduğu cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar üzerine de bilgi paylaştı. HIV üzerine toplumda çok fazla önyargı olduğunu hatırlatan Şenova; HIV’in enfeksiyon yolları ve AIDS aşamasından farkını aktardı. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı korunma yöntemlerini anlattı.

LGBTİ+ kişilere spesifik problemler

LGBTİ+ kişilere spesifik problemlerden bahseden Şenova, bu problemleri şöyle sıraladı:

“Jinekolojik şiddete maruz kalma riski

“Trans bireylerin yetkin jinekolojik ve ürolojik bakıma erişim zorluğu

“Kadından kadına CYBE geçemeyeceği inancının yaygın olması

“Trans kadınların kullandıkları hormonlar sebebiyle bazı kanserlere yatkınlıklarının artması

“Trans bireylerin hormonların yan etkileri ile başa çıkmak için yeterli destek alamamaları

“Beden inşa süreci ile ilgili olmayan problemleri olduğunda bile hekimlerin buna odaklanması.”

Doktorların, içinde yaşadıkları toplumun bir ürünü olduğunu hatırlatan Şenova, “Haliyle doktorlar toplumsal önyargılardan, homofobiden, transfobiden azade değildir” dedi.

En büyük cinsel organ?

Ardından söz alan Pınar Büyüktaş, cinsellik denildiğinde genelde akla genital organlar geldiğini söyleyerek, “Ancak bir sürprizim var. En büyük cinsel organımız beyin. Cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve ifadesi açısından ayrımcılığa uğrayan kişiler açısından meselenin toplumsal boyutlarının ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Haliyle sağlıklı ve güvenli bir cinsellik için toplumsal boyutunu konuşmak önemli” dedi.

Büyüktaş, katılımcılara cinselliğin kendileri için ne ifade ettiği sordu. “Kimlik” ve “davranış” gibi cevapların ardından Büyüktaş cinsellik kavramını tanımladı. Cinsellik tanımının “kendimizi güvende ve rahat hissetmek” için yapıldığını belirten Büyüktaş, “Her birimiz farklı bilgilerden faydalanarak farklı tanımlar yapıyoruz. Bu da bizim toplumsal ve psikolojik olarak cinselliği nasıl farklı gördüğümüzün kanıtı” şeklinde konuştu ve kendi tanımını paylaştı:

“Cinsellik, genel olarak ‘bireyin bedensel ve ruhsal katılımıyla gerçekleşen, doyuma ve/veya üremeye yönelik yaşantılar’ olarak tanımlanabilir. Hem bedensel hem ruhsal diyoruz. Erkek veya kadın diye bir ayrımda bulunmuyoruz. Dolayısıyla cinsiyetler arasında da bir cinsellik tanım farkından bahsetmiyorum. Bedensel ve ruhsal dediğimiz kısımları da birbirinden tamamen ayrı göremeyiz.”

“Cinsel davranışlarda en önemli kavram: Onay”

Cinselliğin; biyolojik, psikolojik, sosyal, kültürel, geleneksel, ahlaki, dini, antropolojik, politik ve ekonomik boyutları olan karmaşık bir bütün olduğunu hatırlatan Büyüktaş şöyle devam etti:

“İnsanlar, dokunmak, öpmek ve vücudun diğer şekillerde uyarılması gibi davranışlarla cinselliklerini yaşayabilirler. Cinsel davranışlar ve deneyimler insanların kendileriyle ve başka insanlarla isteyerek ve onay alarak gerçekleştirdikleri eylemlerdir. Rızanın olduğu ve hâlâ geçerli olduğu davranışların hepsinde sağlıklı bir cinsel davranıştan söz edebiliriz.”

“Cinsellik genelde olumlu ve heyecan verici yaşantılar olarak görülse de, cinselliğimizi ifade ettiğimiz davranışlar birçok riski de içinde barındırır” diyen Büyüktaş, utanma, toplumdan dışlanma, suçlu konuma düşme gibi durumlarda bu riskleri yönetmeye yönelik tutum ve davranışların “güvenli cinsellik” kavramı içinde değerlendirilebileceğini belirtti.

Güvenli cinsellik

Büyüktaş; güvenli cinselliği “Bir kişinin cinsel yaşamını istenmeyen gebeliklerden ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan korunarak, güç kullanma, şiddet ve ayrımcılık olmadan, duygusal/sosyal açıdan zarar görmeden sürdürmesi” şeklinde tanımladıktan sonra cinselliği güvenli ve güvensiz olarak iki kutup şeklinde düşünmeyi eleştirdi:

“Sadece cinsel davranışlar esnasında değil, ilişkinin her alanında güvenli cinselliği gözetiyor olmak önemli. Güvenli cinsellik; riskli davranışlardan ve durumlardan kaçınmak ve koruyucu-önleyici yöntemleri öğrenmekle başlar. Bu yüzden cinselliği güvenli ve güvensiz olarak iki kutup olarak düşünmek yerine, ‘adım adım güvenli cinsellik’ olarak yaklaşmak daha iyi olur. Edindiğimiz bilgileri uygulamaya başladığımızda, cinsel kimliğimize ve cinselliğimize dair güvenimiz artar ve cinsel pratiklerimizi, ilişkilerimizi adım adım daha güvenli bir hale getirmeye başlayabiliriz.”

Büyüktaş, cinsel sağlığın önemini şu ifadelerle anlattı:

“Cinsel sağlığın bozulması sadece fiziksel sağlığın kesintiye uğramasıyla sonuçlanmaz. Cinsel kimliği ne olursa olsun herkes için, halkalar halinde fiziksel sağlığın, ardından ruhsal sağlığın ve sosyal sağlığın da bozulması söz konusudur. Cinsel sorunlar insanları en fazla mutsuz eden sağlık sorunlarının başında gelir.”

Cinsel mitler yerine doğru bilgiler

Büyüktaş konuşmasının devamında katılımcılarla cinsellik hakkındaki mitler tartışarak cinsel sağlık üzerindeki etkilerini açıkladı. Cinsel mitlerin sorgulanması ve doğru kaynaklardan bilgi alınması gerektiğini vurguladı. Cinsel mitlerin bireylerde cinsel işlev bozukluklarına yol açabildiğini söyledi ve ekledi: “Cinsel mitler yerine doğru bilgiler yaygınlaştırılmalıdır.”

Atölyede tartışılan mitler şöyleydi:

“Lezbiyenlerin meme kanserine yakalanma riski heteroseksüel kadınlarınkine göre daha fazladır.

“Penisi büyük olanlar cinsel yönden daha güçlüdür.

“Lezbiyenlerin düzenli jinekolojik muayeneye ihtiyaçları yoktur.

“Erkekler her zaman cinselliğe hazır ve isteklidir, kadınlar için cinsellik önemli değildir.”

“Bu tarz mitler cinselliği nasıl yaşadığımızı etkiler” diyen Büyüktaş, doğru bilgileri edinmek ve yanlış inanışları hep birlikte değiştirip, dönüştürmenin mümkün olduğunu vurguladı ve ekledi: “Güvenli cinsellik için sadece risklerden korunma yöntemleri değil, kendi cinselliğimizle ilgili doğru bilgilere sahip olmak da önemli.”

“Cinsel sağlığınızı korumak için haklarınız var”

“Cinsel sağlığınızı korumak için haklarınız var” diyen Büyüktaş bu hakları şöyle sıraladı:

“Korunmasız cinsel ilişkiye “hayır” demek hakkınız

“Karşılıklı rızaya dayalı ilişki yaşamak hakkınız

“Mutlu ve doyumlu bir cinsel yaşama sahip olmak hakkınız

“İstemediğiniz cinsel davranışlara “hayır” demek ve bunlara maruz bırakılmamak hakkınız

“Koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerinden ayrımcılığa uğramadan, eşit şekilde yararlanmak hakkınız.”

“Kimse kimseyi açılmaya zorlayamaz”

LGBTİ’ler açısından en sık ihlal edilen bireysel sınırlardan birisinin açılma olduğunu vurgulayan Büyüktaş, “Kişinin kendi onayı olmadan cinsel yöneliminin ve cinsiyet kimliğinin açıklanması ne yazık ki sık karşılaşılan bir durum. Her birey açılıp açılmayacağına, ne zaman ve kime/kimlere açılacağına kendi karar vermelidir. Kimse kimseyi açılma konusunda zorlama, kişinin iradesi dışında onun cinsel yönelimini ve cinsiyet kimliğini başkalarıyla paylaşma hakkına sahip değildir. Açılmak tamamen kişinin ihtiyaçları ve tercihleri çerçevesinde kendisinin belirleyeceği bir alandır. Bir kişi belli sebeplerden bazı çevrelerde açık olabilir ancak bu durum bize onun cinsel yönelim ya da cinsiyet kimliğini her ortamda açıklama hakkı vermez. Aynı şekilde kimsenin beyanını sorgulamak, yoklamak, inandırıcı bulmamak veya ispatlamasını istemek insanlık haysiyetine aykırıdır” ifadelerini kullandı.

İlgili haberler:

“LGBTİ dayanışması sınırları yıkacak!”

Denizli’de LGBTİ mültecilerle dayanışma maçı

Mülteciler sağlık ve çalışma hakkından nasıl faydalanır?

“İnsan hakları hukuku herkesin özel yaşam hakkını garanti eder”


Etiketler: insan hakları, mülteci
İstihdam