24/06/2014 | Yazar: Yıldız Tar

Yazar, şair Yusuf Eradam’ın ‘Edepsiz Gül’ albümü çıktı: ‘40 yaşıma giriyorum. Ben karamsar duygular içindeyken, ablamın bahçesinden bir gül edepsizce kokuyordu.’

‘Edepsiz Gül’ Albümü, Edepsizliğe Çağırıyor Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Yazar, şair Yusuf Eradam’ın “Edepsiz Gül” albümü çıktı: “40 yaşıma giriyorum. Ben karamsar duygular içindeyken, ablamın bahçesinden bir gül edepsizce kokuyordu.”
 
Yusuf Eradam’ı yazar, şair olarak tanıyabilirsiniz ya da Sylvia Plath, Paul Auster çevirmeni diye bilirsiniz; belki tiyatro eleştiri ve incelemelerinden ya da sadece denemelerinden tanırsınız; kiminiz ABD’de ve Türkiye’de açtığı beş kişisel fotoğraf sergisinden, kiminiz de onu akademisyen, hocaların hocası sevimli profesör, editör olarak tanırsınız.
 
Derinlikli analizlerinden, yürekli ve yüreklendirici işlerinden bilirsiniz; “küçük dev adam,” “yaralı çocuk mıknatısı” gibi ona takılan isimleri de işitmiş olabilirsiniz. Gary McYeah Well, Fikri Belli, Yusuf Cemali mahlasları ile yazılarını çevirdiği şiirleri okumuş olabilirsiniz. Ekşi sözlükte dedikleri gibi, elini attığı her işe hakkını veren çalışkan, üretken sevgi dolu birisidir, haiku delisi “Daçkalıdır”; anasının dediği gibi “kaşınan göz de, geri yanı sözdür.”
 
“Dünyayı şiir ve müzik kurtaracak”
Çok azınız onu besteci, söz yazarı, şarkıcı olarak tanır. “Dünyayı şiir ve müzik kurtaracak” diyerek büyümeyi reddetmiş çocuklardan Yusuf Eradam: “Kendimi bildim bileli şarkı söylerim” diyor, kırk yıldır da beste yapıyor.
 
Kalan Müzik, Prof. Dr. Yusuf Eradam’ın müzik “edepsizliklerini” değerli şairlerimizin eserlerinden yaptığı 13 beste ile “Edepsiz Gül” adlı albümde sunuyor.
 
Albümde Eradam’ın kendi şiirlerinden yaptığı besteler yanı sıra değerli şairlerimiz Gülten Akın, Şükrü Erbaş, Salih Bolat, Sunay Akın ve Madımak’ta yitirdiğimiz ve Eradam’ın Ankara’dan arkadaşı Behçet Aysan’ın şiirlerinden besteler yer alıyor.
 
Gezi direnişi için şarkı
Albüm satışından kendisine düşen tüm geliri 1965-73 yılları arasında okuduğu, “olmasaydı olmazdım” diye nitelendirdiği Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışlayan Eradam’ın albümünde Gezi direnişinde yaşamını yitirenler için yaptığı “Hayat Ağacı” adlı bestesi de var.
 
Yusuf Eradam’ın müziğini, sesini “Patiska” adlı bestesinin Can Atilla düzenlemesi ile sevdiyseniz, evet albümde bu şarkısının eski yorumu ile birlikte yeni düzenlemesi de yer alıyor. Albüme emek veren müzisyenler arasında Fatih Yaşar, Onur Özçelik, Sinan Cem Eroğlu, Esra Berkman, Erdem Tekinay, Nihat Emin Güven, Mert Zarkan, Miraç Yavuz, Sıla Gerbağa, Alican Gerçek, Cihan Güvenç, Gonca Varol, Serkan Esencan, İstanbul Strings, Ergin Memiş, Hasan Gözetlik, Hüseyin Kemancı, Temmuzcan Uğurlu, Engin Arslan ve Murat Başaran (Mayki) var.
 
Albümün kitapçığında Eradam’ın çeşitli fotoğraf sergilerinden seçme fotoğraflarından bir görsel şölen de sunuluyor.
 
Toprak damdan, stüdyoya; müzik hep hayatın içinde!
Albümü üzerine kaosGL.org’a konuşan Eradam, kendini bildi bileli şarkı söylediğini belirtiyor: “Niğde Bor’da teyzemin toprak damında Hint filmleri izlerdim. Şarkıları ezberler, ‘Söyle’ dediklerinde söylerdim. Darüşşafaka’ya girdim. Orada da Türk halk müziği, pop müzik söyledim. Üniversiteye gelince Türk sanat müziği çalıştım. Korolarda korist ya da solist olarak görev aldım. Besteleri dinlerseniz zaten hepsinin bir karışımıdır. Bol bol Fransız müziği dinlerdim. Kimileri de şarkılarımı Fransız şansonlarına benzetti.
 
“Edepsiz Gül bir vahiy anında ortaya çıktı”
Eradam, albümün en kısa şarkısı olan “Edepsiz Gül” şarkısının ismini albüme vermesini ise şöyle anlatıyor:
 
“Bir daha başka bir albüm yapamam belki diye, değerli şairlerimizin şiirlerini öne aldım. Kendi şiirlerim de var. Aslında albüm defterini tam kapatmıştım ki ‘Edepsiz Gül’ albümü ortaya çıktı. Gülün çok değerli ve farklı anlamları olan bir simge olduğunu biliyoruz. Albüme bu ismi koymamın sebebi ‘Edepsiz Gül’ isimli bestenin hem albümün en kısa şarkısı olması; hem de yaptığım şarkılar içinde sözü ve müziği bir vahiy anı gibi aynı anda çıkan şarkısı olması.”
 
40. yaş karamsarlığı ve edepsizce kokan bir gül…
“Edepsiz Gül” şarkısının hikayesi ise ziyadesiyle ilgi çekici. 40 yaşının, “eyvah” çağrısına inat, bir gül edepsizce kokuyor ve yaşamı muştuluyor:
 
“Cunda’da deniz kenarındayım. 40 yaşıma giriyorum. Tam, ‘Eyvah’ dediğim anda çıktı. Ay karşımda kıpkırmızı batıyor. Sandallar var. Derken ağzımdan bu şarkı çıkıverdi. Genelde melodinin üzerine söz yazmak için aylarca çalışıyorum. Veyahut, bir şiiri okuyorum. Çok seviyorum. Öyle seviyorum ki o şiir şarkı gibi dökülmeye başlıyor. Şiirin benimle kesiştiği noktada bir şarkı çıkıyor dediğim anda üzerine gidiyorum ve ortaya çıkıyor. Söz ve melodinin aynı anda olması nadirdir. Ben karamsar duygular içindeyken, ablamın bahçesinden bir gül edepsizce kokuyordu. Genel geçer toplumsal ahlak anlamında edepsizlik de var; yasadışılık afacanlık ve yaramazlık anlamları da var.”
 
“LGBTİ kardeşlerime selam olsun!”
Eradam’la son olarak bir başka “edepsizliği”, LGBTİ Onur Yürüyüşü’nü konuşuyoruz. Eradam yürüyüşe çağrı yapıyor ve ekliyor:
 
“LGBTİ kardeşlerime selam olsun. Edepsiz Gül’ü seveceklerine inanıyorum. Bu albümden bana düşen gelirin tamamını fotoğraf sergilerimde olduğu gibi Darüşşafaka’ya bırakıyorum. LGBTİ’lerin sorunlarını halletmek üzere çorbada tuzum olsun diye ileride bir albümümün gelirini ya da bir kitabımı ya Kaos GL’ye ya da başka bir kuruluşa bağışlamayı planlıyorum. Mücadeleye ve çalışmaya devam!” 

Etiketler: kültür sanat
İstihdam