11/08/2014 | Yazar: Yıldız Tar

İsveç’te Feminist Parti ile, ‘oyları nasıl böldüklerini’, İsveç’te bitti denilen ataerkinin yaşattıklarını, anti-demokratik seçim barajını, feministlere dönük cinsiyetçi medya saldırılarını ve seks işçiliğini konuştuk.

‘Feministlere verilen oy boş oydur’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
İsveç’te Feminist Parti ile, “oyları nasıl böldüklerini”, İsveç’te bitti denilen ataerkinin yaşattıklarını, anti-demokratik seçim barajını, feministlere dönük cinsiyetçi medya saldırılarını ve seks işçiliğini konuştuk.
 
İsveç’te uzun süredir aynı partiler arasında devam eden siyaset oyununa 2005 yılında yeni bir aktör katıldı. Daha öncesinde bir ağ olarak mücadeleyi sürdüren feministler, Feminist Parti’yi kurdu.
 
Avrupa Parlamentosu’na temsilci de gönderen Feminist Parti şimdilerde İsveç Parlamentosu seçimlerine hazırlanıyor. Yüzde 4 barajının olduğu İsveç’te, feministlerin parlamentoya girip giremeyecekleri meçhul.
 
“Barajı geçemediysen seçmenler oy kartını alamıyor”
İsveç’te barajın yanı sıra; alışılmadık bir uygulama da yeni partilerin siyasete katılımının önünü kapatıyor. Türkiye’dekine benzer bir şekilde, parlamentodaki siyasi partiler seçimlerde hazine yardımı alıyor. Ancak yeni kurulan partiler veya bir önceki seçimlerde yüzde 4 barajını geçemeyen siyasi partiler bu yardımdan faydalanamıyor.
 
Hazine yardımının İsveç’teki anlamı Türkiye’den biraz daha farklı. İsveç’te seçmenler oy pusulasında yazan adayları tercih etmek yerine; partilerin tanıtım kartlarını sandığa atıyor. Hazine yardımı alan siyasi partilerin tanıtım kartları ülke genelinde her seçmene dağıtılırken; hazine yardımı almayan siyasi partiler kendi oy pusulalarını kendileri dağıtmak zorunda. Bu durum da İsveç Parlamentosu’na yeni bir partinin girebilmesinin önünü ciddi biçimde kapatıyor.
 
Bu koşullar altında seçimlere girmeye ve mücadelesini parlamenter alanda da sürdürmeye çalışan Feminist Parti temsilcileri Johanna Grantaxem, Michelle Jangmxr ve Lars Gardfeldt ile İsveç’te ataerki ve heteroseksizme karşı mücadeleyi konuştuk.
 
Erkeklere de açık Feminist Parti
Feminist Parti ile ilgili ilk şaşırtıcı özellik; erkeklerin de üye olabilmesi. Gardfeldt, bu durumu şöyle açıklıyor: “Feminist mücadelenin öznesi kimdir gibi bir tartışmadansa; ataerki ve heteroseksizme karşı mücadeleyi nasıl büyütebileceğimizi konuştuk. Bu eşitsizliğe karşı duran herkesle birlikteyiz. Feminist Parti kadınların partisi olmanın yanı sıra; erkeklerin ve kendini ikili cinsiyet rejimi dışında tanımlayanların da partisi.”
 
“Kadınlar erkeklerden daha az kazanıyor”
Grantaxem ise İsveç’te genel kanının aksine kadınlarla erkeklerin hiç de eşit olmadığını vurguluyor. Grantaxem’in paylaştığı verilere göre çalışma hayatında kadınlar erkeklerden çok daha az kazanıyor. Kadınların çalışma saatleri ise çoğu zaman erkeklere göre çok daha uzun.
 
“Bütün bu eşitsiz çalışma koşullarından dolayı hala ve ısrarla feminizme ihtiyacımız var” diyen Grantaxem ekliyor: “İsveç’te kime sorsanız feminist. Kime sorsanız burada kadına şiddet ve taciz yok. Ancak bu kocaman bir pazarlama stratejisinin görünen kısmından başka bir şey değil. Yasalarımız muhteşem olabilir. Ama kadınların neler yaşadığına, pratiğe bakmamız lazım. İsveç’te kadınlar hala şiddete uğruyor, hala taciz ediliyor. Olmadığını söylemek ise şiddetin üstünü örtüyor.”
 
“Eşitmişiz gibi yapmak şiddetin üstünü örtüyor”
Parti içerisindeki güç ilişkilerini nasıl değiştirdiklerini, kendi içlerindeki ataerkiyle nasıl mücadele ettiklerini ise Jangmxr anlatıyor: “Güç ilişkileri her yerde yeniden ve yeniden üretiliyor. Güç ilişkilerini görmezden gelen, eşitmişiz gibi yapan bir anlayış bu yeniden üretmeye güç taşıyor. Erkeksen her yerde çok daha fazla olanağın var. Bunu görmezden gelemeyiz.”
 
Feminist Parti’yi kurduklarında yaşadıkları aslında İsveç’te ataerkinin bitmediğinin en güzel göstergelerinden biri. Feminist Parti kurulduğunda medyada çıkan haberler, klişe ve kadın düşmanı saldırılar içeriyor. Diğer partiler de, “Çirkin, bıyıklı kadınlar” gibi klişe, cinsiyetçi söylemlerle feministlere saldırmış.
 
“Oyları bölüyorsunuz!”
Saldırının bir diğer boyutu ise Türkiye’den çok tanıdık olduğumuz bir taktik. “Büyük” partiler, bu seçimlerde “Feministlere verilen oy boş oydur” propagandası yapmaya başlamış. “Oyları bölüyorsunuz” ifadeleri İsveç’in muhalif güçlerinin de baş belası.
 
Seks işçiliği?
Son olarak seks işçiliğine bakış açılarını konuşuyoruz. İsveç’te seks işçisi olmak illegal değil. Ancak seks satın almak ve “fuhuşa yer temin etmek” yasaklanmış durumda. Bu uygulama da dönüp dolaşıp seks işçilerini vuruyor. Güvencesiz, denetimsiz ve sağlıksız koşullarda çalışmaya itiyor. Bu durumu sorduğumuzda Feminist Parti’nin görüşlerinin de Hükümet’ten ve diğer siyasi partilerden çok farklı olmadığını görüyoruz. Belki de Feminist Parti’nin diğer siyasi partilerle uzlaştığı tek alan seks işçiliği:
 
“Biz elbette seks işçilerinin haklarını ve onların mücadelesini savunuyoruz. Ancak seks satın almanın cezalandırılması gerektiği fikrindeyiz.”
 
Seks satın almak cezalandırılırken, seks işçilerinin seks işçiliği yapmaya nasıl ve hangi koşullarda devam ettiği ise Feminist Parti'nin çok da gündeminde değil!
 
İlgili haberler:

Etiketler: kadın
İstihdam