26/01/2017 | Yazar: Yıldız Tar

Trans Onur Yürüyüşü’nde gözaltına alınanlara açılan davanın ilk duruşması görüldü.

‘Gözaltında işkenceye maruz kaldık, dava bize açıldı!’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Trans Onur Yürüyüşü’nde gözaltına alınanlara açılan davanın ilk duruşması görüldü. Yargılanan homofobi ve transfobi karşıtları, gözaltında işkenceye maruz kaldıklarını hatırlattı. Avukatlar, yargılanması gerekenin yürüyüşe saldıranlar olduğunu vurguladı.

                            Fotoğraf: LGBTİ+ Onur Haftası Twitter hesabı, @istanbulpride

19 Haziran 2016 Trans Onur Yürüyüşü’nde gözaltına alınanlara açılan davanın ilk duruşması bugün (26 Ocak) Çağlayan Adliyesi 60. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefetten açılan davanın ilk duruşmasında sanıkları Av. Levent Pişkin ve Av. Meriç Eyüboğlu temsil etti. LGBTİ+ Onur Haftası Komisyonu üyeleri de davayı izledi.

Hakkında dava açılan homofobi ve transfobi karşıtları ifadelerinde gözaltında işkenceye ve cinsel yönelim ve cinsiyet kimlikleri üzerinden ayrımcılığa maruz kaldıklarını söyledi.

“Yargılanması gerekenler yürüyüş hakkını engelleyenlerdir!”

Av. Levent Pişkin duruşmaya ilişkin KaosGL.org'a bilgi verdi. Av. Pişkin duruşmadaki savunmasında, “Yargılanması gerekenler gösteri ve yürüyüş hakkını engelleyenlerdir” dedi. Yürüyüşe saldırmak için gelenlerin doğrudan suç işlediğini hatırlatan Pişkin, “Fakat yargılananlar bizim arkadaşlarımız olmuştur” ifadelerini kullandı.

Onur yürüyüşlerine polis saldırısına ilişkin suç duyuruları hakkında takipsizlik verildiğini de hatırlatan Av. Pişkin, “Devletin sorumluluğu yasaklamak değil, hakkın kullanılmasını sağlamaktır. Valilik kararı uluslararası yasalara, Anayasa’ya ve ilgili kanunlara aykırıdır. O gün insanlar sadece ve sadece LGBTİ varoluşuna ve polis nezdinde ‘görünüşüne’ sahip oldukları için gözaltına alındılar” dedi.

Av. Meriç Eyüboğlu ise, Onur Yürüyüşü’nün yasaklanması ve yürüyüşe saldırıyı hatırlatarak, “Toplumun çeşitli hassasiyetleri olduğunun iddia edilmesi, LGBTI+'lara dair de bir ayrımcılık uygulandığını gösterir” dedi.

Avukatlar savunmalarında Trans Onur Yürüyüşü’nün yasaklanması ve polis saldırısının ayrımcılık yasağının ve devletin eşit davranma yükümlülüğünün ihlali olduğunu vurguladı. Trans Onur Yürüyüşü’nün, 2911 sayılı yasanın 23. Maddesindeki yasak adı altında geçen yürüyüşlerden biri olmadığını, yeterli gerekçenin oluşmadığını da belirten avukatlar, Anayasa ve AİHM kararlarını hatırlattı. Sanıkların beraatini talep etti.

Dava, bütün ifadelerin tamamlanması için 24 Mayıs 2017 günü saat 11.30'a ertelendi. Dava, 24 Mayıs'ta, ilk duruşmaya katılamayan sanıkların ifadeleriyle devam edecek.

Ne olmuştu?

19 Haziran 2016 tarihinde yapılması planlanan Trans Onur Yürüyüşü’ne polis saldırmış ve aktivistleri gözaltına almıştı. Gözaltına alınan 13 kişi, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürülmüştü. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde ifade veren aktivistler ertesi gün (20 Haziran) serbest bırakılmıştı.

İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği’nin düzenlediği 7. Trans Onur Yürüyüşü’nde yaşanan hak ihlallerine ilişkin Kaos GL, LİSTAG, Pembe Hayat ve SPoD’un gözlem raporu yayınlamıştı.

19 Haziran’da gerçekleşen ve polis saldırısı ile karşılaşan yürüyüşü gözlemleyeceklerini duyuran dört dernek raporlarında “toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı”nın İstanbul Valiliği eliyle engellendiğini belirtmiş, alandaki gözlemcilerinin izlenimleri ve basına çıkan haberleri derleyen raporda, İstanbul Valiliği, Emniyet Müdürlüğü ve sivil görünümlü transfobik çeteler eliyle LGBTİ’lerin temel haklarının ihlal edildiği, şiddet ve tacize uğradığı ortaya konulmuştu.

Raporun online haline şuradan ulaşabilirsiniz.

2911 sayılı kanun ne diyor?

2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu 3. maddesine göre; “Herkes, önceden izin almaksızın, bu kanun hükümlerine göre silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.”

Kanunun 12. maddesi Düzenleme Kurulu’nun sorumluluklarını şöyle sıralıyor:

“Düzenleme kurulu, toplantının sükun ve düzenini, bildirimde yazılı amaç dışına çıkılmamasını sağlamakla yükümlü ve sorumludur. Kurul, bunun için gereken önlemleri alır ve gerektiğinde güvenlik kuvvetlerinin yardımını ister. Toplantının amacı dışına çıktığı veya düzen içinde gerçekleşmesini imkânsız gördüğü takdirde kurul veya toplanamadığı takdirde kurul başkanı dağılma kararı alır ve durumu derhâl yetkili kolluk amirine bildirir.”

AİHM ne diyor?

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Rusya’daki Onur Yürüyüşünün engellenmesi ve yürüyüşe yapılan saldırıyla ilgili Alekseyev v. Rusya kararı bulunuyor.  Mahkeme 2006, 2007 ve 2008 Moskova Onur Yürüyüşleri’nin yasaklanmasının 11. maddeyi açıkça ihlal ettiğine karar verdi. AİHM, bu karar ile toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının yasaklanmasının meşru bir amaca dayanıp dayanmadığına veya kanunla düzenlenip düzenlenmediğine bakmayı demokratik toplumun gereği açısından gereksiz gördüğünü ve 11. maddenin gösterinin konu ve amacından rahatsız olabilecek veya göstericilerle aynı fikirde olmayan kişilerin saldırılarına karşı korumayı da içerdiğini yineledi. Mahkeme sadece riskin varlığının gösteriyi yasaklamak için yeterli olmadığını, yetkililerin potansiyel saldırılara ilişkin gerekli önlemleri alması gerektiğinin altını çizdi.

Benzer şekilde AİHM, Identoba ve Diğerleri v. Gürcistan kararında da özellikle saldırı sırasında söylenen homofobik cümleleri dikkate alarak, LGBTİ’lerin gösteri sırasında maruz kaldıkları şiddeti, o sırada duydukları korkuyu ve hissettikleri aşağılanmayı 14. maddeyle bağlantılı olarak 3. maddenin ihlali kabul ederek ayrımcılık yasağı kapsamında değerlendirdi. Mahkeme Mayıs 2012’de yapılan yürüyüşe saldırının madde 11’i ihlal ettiğinin altını çizdi ve yetkililerin başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğünün önyargılı şiddetten koruyamadığını, bunun madde 3 ve 14 ile birlikte madde 11’in ihlali olduğunu belirtti. Yine Mahkeme yürüyüşten 9 gün önce yetkililere haber verildiğini, bu sürenin gerekli önlemleri almak için kullanılabileceğini, gösterinin barışçıl bir şekilde devam etmesinin devletin yükümlülüğü olduğunu, yürüyüş öncesi kamu açıklamaları yapıp hoşgörüyü vurgulayabileceklerini ya da böyle bir gösteriye yapılacak olan saldırının mevcut hukuki sonuçları konusunda uyarı yapabileceklerini belirtti.

LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nün yasaklanmasının ardından hukuki süreç

Trans Onur Yürüyüşü’nden bir hafta sonra 26 Haziran 2016 İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne de polis saldırmıştı. “Dağılıyoruz” eylemine polis saldırıları ve gözaltılara ilişkin hukuki mücadele sürüyor.

26 Haziran’da yapılması planlanan Onur Yürüyüşü öncesi İstanbul Valiliği’nin yasak kararına yürütmeyi durdurma talebi, 4. İdare Mahkemesi tarafından yürüyüş gününden sonra reddedilmişti.

Yürütmeyi durdurma talebinde bulunan Kaos GL Derneği, talebin reddedilmesi kararına itiraz etti. İtirazı değerlendiren Bölge İdare Mahkemesi “itiraz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden, yürütmeyi durdurma kararı verilebilmesi için kanunun aradığı koşulların gerçekleşmemiş olduğu sonucuna ulaşıldığından” itirazı reddetti.


Etiketler: insan hakları, kent hakkı
İstihdam