06/06/2017 | Yazar: Yıldız Tar

CHP Mersin Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı, Mersin Onur Haftası’nın tehdit edilmesine ilişkin KaosGL.org’a konuştu

‘Hiçbir değer yargısı LGBTİ’lerin yaşam hakkına kast etmeyi hoş karşılayamaz’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

CHP Mersin Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı, Mersin Onur Haftası’nın tehdit edilmesine ilişkin KaosGL.org’a konuştu: Yaşam hakkına kast etmeyi toplumun değer yargıları ile açıklamak mümkün değildir. Toplumun bir kesimini diğer kesimine karşı kışkırtmak ahlaksızlıktır. Asla kabul edilemez.

Mersin Onur Haftası bütün tehditlere rağmen büyük bir coşkuyla devam ediyor. Atölyeler, kokteyl, Onurun Renkleri fotoğraf sergisi açılışı, Onur Ödülleri ve 7 Renk Koro konseri ile başlayan hafta kapsamında bugün de (6 Haziran) KHK ve ihraçlar tartışılıyor.

Homofobik, bifobik, transfobik grupların tehditlerine, son anda etkinliklerin bir kısmının yapılacağı otelin organizasyonu iptal etmesine karşı dayanışma da büyüyor.

Hafta ile dayanışan, destek için etkinlikleri ziyaret eden kişilerden biri de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Mersin Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı idi. Eğitim-Sen’de yapılan “KHK’lar Sonrası Hayat” oturumuna katılan Atıcı, Onur Haftası etkinlikleri hakkında bilgi aldı, KaosGL.org fotomuhabiri Ateş Alpar’ın fotoğraflarından oluşan Onurun Renkleri sergisini ziyaret etti. Onur Haftası Komisyonu ve LGBTİ’lerle dayanışma mesajlarını paylaştı.

Atıcı ile etkinlik öncesi bir araya geldik ve hem haftaya dönük tehditleri hem de OHAL koşullarını konuştuk.

“Toplumun bir kesimini diğer kesimine karşı kışkırtmak kabul edilemez!”

Mersin Onur Haftası bu yıl ciddi tehditler aldı. Hafta, zor koşullar altında dayanışma ile devam ediyor. Milletvekili olarak bu yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu hafta çok yoğun bir programım vardı ve çok istememe rağmen Onur Haftası’na katılamayacaktım. Ancak LGBTİ’lerin tehdit edildiğini, oteldeki programların iptal edildiğini, Mersin kamuoyunda halkı kin ve nefrete teşvik ederek hedef gösterildiğini öğrenince programımı değiştirdim. Bugün bu tehditlere karşı destek olmak için buraya geldim.

LGBTİ’ler ve aslında bütün insanlar bu ülkede özgürce yaşayabilmelidir. Bu ülkede Alevisi, Sünnisi, Müslümanı Müslüman olmayanı, inananı inanmayanı, cinsel yönelimi ne olursa olsun bütün bireyler bu devletin onurlu vatandaşlarıdır. Bu devlete vergi ödemektedirler. Ve elbette bu devletin hizmet etmesi gereken yurttaşlarıdır.

Adı ne olursa olsun toplumun bir kesimini diğer kesimine karşı kışkırtmak ahlaksızlıktır. Asla kabul edilemez.

“LGBTİ’lerin yaşam hakkına kast etmek hoş karşılanamaz”

Medyada çıkan, hedef gösteren haberler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Çıkan haberleri inceledim. Toplumun ahlaki değerlerinden, değer yargılarından bahsediyorlar. Bıyık altından güldüm. Bunu söyleyenler Ensar Vakfı’nda yaşanan tecavüzlerin üstünü kapatmaya çalışanlar. Bunu söyleyenler okullarda ve yurtlarda kırbaç zoruyla ibadet ettirilen çocukların gözyaşlarını örtmeye çalışanlar. Şu veya bu şekilde işyerlerinde yaşanan tacizleri görmezden gelenler… Bütün bunları yapanlar LGBTİ bireylerin yaşam hakkına kast ediyor. Bunu anlayışla karşılamak, yaşam hakkına kast etmeyi toplumun değer yargıları ile açıklamak mümkün değildir. Hiçbir değer yargısı tecavüzü hoş karşılayıp, üstünü örtüp LGBTİ’lerin yaşam hakkına kast etmeyi hoş karşılamaz. Bu toplumun değer yargıları doğru, dürüst, şerefli olmamızı ister. Ama uzun süredir hırsızlıkları, talanları hoş gören ya da bunların üstünü kapatanların bugün LGBTİ bireylerin yaşam haklarına tecavüz etmeye çalışmaları hiçbir şekilde anlaşılamaz. Doğru da değildir.

Bu tehditler neticesinde etkinlik mekanı değiştirilmek zorunda kaldı…

Bu kesimlerin oteli arayarak yapılacak etkinlikleri iptal ettirmeye çalışmaları gerçekten bir kışkırtma olayıdır. Ben bir hekimim, hiçbir ayrım yapmadan mesleğimi icra edeceğime yemin ettim. Şimdi milletvekiliyim, yine hiçbir ayrım yapmadan görevimi yapmaya yemin ettim. Herkese eşit hizmet etmek için onur sözü, namus sözü verdim. Başını örten veya açan, ibadet eden veya etmeyen, oruç tutan veya tutmayan kim olursa olsun, devletin görevi herkesi eşit şekilde sarmak ve onlara hizmet etmektir.

“CHP, evrensel ilkeler doğrultusunda görevini yapıyor”

Cumhuriyet Halk Partisi hem mecliste hem de yerel yönetimlerde LGBTİ haklarını savunan partilerden birisi. CHP önümüzdeki günlerde LGBTİ haklarına ilişkin neler yapmayı planlıyor?

Benim bu toplantıyı önemseyerek katılmam CHP’nin önümüzdeki günlerde de LGBTİ haklarını savunacağının göstergesidir. CHP, eşit yaşamak isteyen her vatandaşın yanında durmaya devam edecek. Hele hele bu vatandaşlar bir şekilde mağduriyet yaşıyorlarsa yanlarında durmak daha önemli. Ne derlerse desinler, ne yaparlarsa yapsınlar biz bu toplumda herkesin bir renk olduğunu; her inancın, her ırkın, her cinsel yönelimin ayrı bir renk olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’nin bir renk cümbüşü içerisinde ahenkle yaşaması gerektiğine inanıyoruz. “Biz buradayız, biz varız, eşit haklara sahibiz” diyen LGBTİ’leri yalnız bırakmamız gerekiyor. CHP, sosyal demokrasinin evrensel ilkeleri doğrultusunda görevini yapıyor. O sebepten çok da takdiri hak etmez. Bu zaten CHP’nin görevidir.

“Benim sakalım hem protesto hem yastır”

Olağanüstü hal devam ediyor ve LGBTİ’ler da dahil birçok toplumsal kesimin haklarının ihlal edilmesine yol açıyor. Siz de OHAL ilan edildiğinde sakalınızı kesmeme eylemine başlamıştınız. OHAL’in yarattığı tablo nedir?

OHAL hiç ilan edilmemeliydi. İlan edilmemesi için çok çabalarımız oldu ama buna rağmen ilan edildi. Hal böyle olunca da ben kendi çapımda bir protesto başlattım. Benim sakalım hem protesto hem yastır. Evet olağanüstü bir durum yaşandı. Ancak iktidarın böyle bir şey yapmaya hakkı yoktu. Yaşanan olağanüstü durum da çok kısa sürede kontrol altına alındı ve şifreleri yavaş yavaş açığa çıkıyor. Şimdi AKP’nin kendi yerleştirdiği isimleri toplaması zor olmasa gerek, devletin içine yerleştirdiği kişileri toplamak için OHAL ilan etmeye gerek yok. Her hafta operasyon yapıp üç beş kişiyi toplayıp, “Bakın gördünüz mü tehlike ne büyük” diye bir algı operasyonu yapılıyor.

İkincisi, OHAL döneminde biz çok sayıda kanunsuz uygulamanın yapılacağını biliyorduk. Faili meçhul cinayetler, intiharlar… O meclis bu kararı alırken reddetmeye çalıştık. OHAL bugün maalesef bir yılını doldurmak üzere. Sorgusuz sualsiz işten atmalardan tutun intiharlara kadar yaratılan diktatörlük ortamı ile çok ağır bir Türkiye ortamı oluşturuldu.

Fotoğraflar: Ateş Alpar / Kaos GL

İlgili haberler:

Mersin Onur Haftası’ndan tehditlere cevap: Onuruma dokunamazsın!

Mersin’de otelden Onur Haftası’na ayrımcılık!

"Toplumsal barışı tehdit edenler, nefreti yaygınlaştıranlardır!"

Mersin Onur Haftası başladı: Onurun Renkleri!


Etiketler: yaşam, siyaset
nefret