05/05/2016 | Yazar: Rosida Koyuncu

Çapa Tıp Fakültesi’nde tıbbın genel ahlakla imtihanı ve interseks olmak konuşuldu.

‘İstemediğim bir hayatı doktorlar kader olarak belirledi’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Çapa Tıp Fakültesi’nde tıbbın genel ahlakla imtihanı ve interseks olmak konuşuldu. Hekimler ve interseks aktivistler, tıbbın intersekslere yaşattıklarını anlattı.

Çapa Tıp Fakültesi Kemal Atay Amfisi’nde 3 Mayıs’ta “Tıbbın Genel Ahlakla İmtihanı” konulu bir panel düzenlendi. 

Panelde Prof. Dr. Şevki Sözen’in Bilindik sıradan doktorların söylemleri dışında vicdan ve hak temelli konuşması Gelen interseks aktivistlerin ve salondaki insanların bilincini okur gibiydi. İnterseks aktivistlerin deneyimlerini aktarması sırasında salondaki katılımcıları insanların neşter edilmesi ve duygularını yok sayan tıbbın yaklaşımı karşısında adeta şoke oldu. İnterseks aktivistleri Şerife ve Zeynep’in deneyimleri salondaki herkesi etkilediği gibi beni de duygulandırdı.

Prof. Dr. Şevki Sözen’in “Bilimsel araştırmalar göstermiştir ki cinsel yönelimimizi ve cinsiyet kimliğimizi belirleyen genital bölgemiz değil, beynimizdir” sözüyle salondaki herkesin klasik bildiğimiz gelenekselci ve devlet aklının doktoru değil; evrensel etik ilkelere uyan, vicdanın sesini de dinleyen ayrıca bilimsel değerlerin toplumsal ahlaka ve değerlere kurban etmememiz gerektiğini belirten bir doktorun karşımızda olduğunu hissettim.

Bu bir özür ve engel değil, birey olma evrensel hukukta belirlenmiştir

Sözen şöyle konuştu:

“Evrensel Çocuk Hakları ve derslerde öğrenilen zarar vermeme ilkesini bile esas alınsa bu insanlara bu kadar travma yaşatılmaz. Biz hekimler sadece bize başvuran bir vakaya bakar ve branşımıza giriyorsa iyileştirme temelinde operasyonlar yapıyoruz. Hastamızın daha sonraki süreçlerini takip etmiyoruz. Hekimliğin koruyucu sağlık hizmeti kavramını unutuyoruz. Toplumsal sağlıkla da görevlendirilmişiz, toplumu sağlık konusunda bilgilendirme temelinde bir misyonumuzda interseks çocukların ailelerini objektif bilgilendirmiyoruz. İşe cerrahi, estetik ve vaka boyutuyla ilgileniyoruz. Aslında bu bir özür ve engel değil, birey olma evrensel hukukta belirlenmiştir.

“Bir bireyin 3 yaşına kadar cinsiyet kimliği ve yönelimi gözlemler sonucu belirlenebiliyor. Çocuk interseks birey ise ailesinin kararını esas alarak ameliyat konusunda aileyi bilgilendiriyor ve operasyon yapılıyor. O çocuk ergenlik çağında bizim düzeltme diye koyduğumuz cinsiyet kimliğine sahip kendini hissetmiyorsa o çocuğun yaşadığı çatışma ve dışlanmadan biz sorumluyuz. Tabi biz o sürece kadar takip etmiyoruz. İşin sosyal ve psikolojik boyutuyla ilgilenmiyoruz. İşi cerrahi bir operasyon düzeltmesi olarak görüyoruz.”

“Yıkamadan gömün beni”

İnterseks aktivistlerden Şerife; “Bu işin temelinde din de var. Dine göre imam beni yıkayamayacağı gibi beni ailemden kardeşlerim üstüme örtü atarak yıkamalı, Bu din bana bunu görüyorsa bırakın yıkamadan gömün beni. Namaz da kılamazmışım, namaz da sizin olsun” dedi.

Şerife sözlerine şöyle devam etti:

“Ben 13 yaşındayken bir bölgemin öcü olduğu bilinçaltıma yerleştirildi.  Anadolu’nun bir köyünde büyüdüm. Anadolu’da interseks olmak daha zordur. Ben daha küçükken köyün kadınları ve annem beni yere yatırıp bir hekim edasıyla apış arama bakıp değerlendirme yapıyorlardı. Ben ameliyat edilirken 13 yaşındaydım Türkçe de bilmezdim. Ama ne olmak istediğimi biliyordum. Ben doktora yalvardım ‘Hocam yalvarırım yapmayın, Ben erkek olmak istiyorum’ dedim.  Doktor saçımı okşayarak sen cici bir kız olacaksın dedi. Ben erkek olmadım kadın oldum. Ama ben kadın olmadım olmayacağım.  Cici bir kadın değilim. Polis bana dış görünüşüme bakarak ehliyeti verirken ‘buyurun beyefendi’ diyor, Benzinci, ‘Ne kadar doldurayım abi’ diyor; alışveriş merkezinde bana ‘burası kadınlar tuvaleti’ diyorlar” sonradan benim kimliğimi görünce özür diliyorlar.

“Ben 2005 yılına kadar hastanede travmalar yaşadım. Heyetlerin profesörlerin önüne çıkıyorsun sana sadece ‘Soyun’ diyorlar. Tahlillerle uğraştırıyorlar. Öcü olduğunu hissediyorsun. Çocukluğumda parmakla gösterilen canavardım. Düğüne, okula ve sosyal herhangi bir yere gidemiyordum. Ailede beni götürmüyor ve göndermezdi.

“Sizler bugün yarın hekim olunca bu insanları anlayın ve kıymayın diye bunları anlatıyorum. Bizim kaderimiz ailemiz, devletin ve siz hekimlerin iki dudağı arasında onun için belirtiyorum. Benim istemediğim bir hayatı doktorlar belirledi kader olarak…”

“Tıbbın interseksi nasıl tanımladığı ile ilgilenmiyoruz”

İnterseks aktivislerden Zeynep ise ailesinde başka interseklerin de olmasına rağmen gizlenip saklandığını belirtti:

“Ben 19 yaşımda interseks olduğumu anladım. Ameliyat denilen neşter olayını ben de yaşadım. Bende inmemiş testis durumu mevcuttu. Beni ameliyat eden doktora testislerden ölmemiş hücreler üzerinden bir teknoloji ile çocuk sahibi olmak istediğimi belirttim. Doktor bana öyle bir cümle kullandı ki hayatımda unutmayacağım bir cümleydi. Bir interseks kadın olarak çocuk sahibi olamam, regl de olmuyorum. O zaman çocuk sahibi olma talebimi hekime belirttiğimde, doktor bana ‘doğacak çocuk sana anne mi baba mı diyecek’ diyerek benim talebimi duygularımı hiçe sayarak cevapladı.

“Biz aktivistler olarak bu düşünce ve algıları yıkmak istiyoruz. Hayatımız hakkında bir şey bilmeden hakkımızda karar vermeyin, biz suçlu değil farklıyız. Ayrıca interseks olmak ikili cinsiyete karşı bir duruştur. Ben bu kimlikten memnunum sen neden hastalık olarak görüyorsun. Tıbbın interseksi nasıl tanımladığı ile ilgilenmiyoruz. Çünkü bunu tanımlarken fikrimizi mi soruyorlar. Doktorlar değişmeli ve interseks dostu olmalı… Bizler bu toplumun yarası değiliz, yardıma da muhtaç acınacak kimliklere de sahip değiliz.”


Etiketler: insan hakları, sağlık
İstihdam