13/08/2011 | Yazar: Hasan Bölücek

‘LGBT toplum adına ya da saldırıların eşcinsellere etkilerinden neredeyse kimse bahsetmedi. Bir haftadır neredeyse tek konuştuğumuz şey ‘isyan’ olduğu halde televizyon, gazete ve internet sitelerinde ‘isyan’ların LGBT topluma etkisi üzerine bir şey göremedim’

‘İsyan’, ‘Sınıfın Öfkesi’ ya da ‘Yağma-Çapul’… Peki Ya LGBT’lerin Hayatı! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

“LGBT toplum adına ya da saldırıların eşcinsellere etkilerinden neredeyse kimse bahsetmedi. Bir haftadır neredeyse tek konuştuğumuz şey “isyan” olduğu halde televizyon, gazete ve internet sitelerinde “isyan”ların LGBT topluma etkisi üzerine bir şey göremedim”

“İsyan”, “Sınıfın Öfkesi” ya da “Yağma-Çapul”… Peki Ya Bizim Hayatımız!  

“İngiltere’de isyan ateşi büyüyor” yazmış gazeteler. Geçen Cumartesi başlayan ayaklanmaların Londra’dan sonra başka şehirlere de sıçradığı, anarşistlerin, sol oluşumların destek verdiği anlatılıyor “sol”cu yayın organlarında. Sağcılar doğrudan savunmasalar da sağcıları övüyor satır aralarında, ana akim medya halkın kâbusu diyor… Televizyon kanalları, gazeteler, internet siteleri, bloglar binlerce fotoğrafla, video görüntüsü ile dolu. Yangın, talan, çatışma görüntüleri her yerde.
 
Geçen hafta Kuzey Londra’da polis bir genci öldürdü. Totthenam karakolu önünde Mark Duggan’in öldürülmesini protesto etmek için başlayan gösteri dükkânlara, evlere saldırmaya dönüştü. Mark Duggan siyahtı, yoksuldu, Londra’nın en yoksul semtlerinden birinde yaşıyordu. Sonra büyüdü ayaklanmalar, birkaç gün içinde her gece Londra’nın ve İngiltere’nin başka bir mahallesi saldırılara mekân oldu. Televizyon ve gazetelere en fazla yansıyan görüntüler dükkânların, evlerin ateşe verilmesi, yağmalama, kundaklamalar. “Ortadoğu gençliği özgürlüğü için, Londra gençliği plazma TV için isyanda” yazmış bir gazete.
 
“Saldırıların LGBT toplumuna etkilerinden bahseden yok”
 
Saldırılarla ilgili herkes söyleyecek bir şeyler buldu. Kim ne görmek istiyorsa nasıl görmek istiyorsa öyle gördü… Şaşırtıcı bir şekilde hükümet sözcüleri ile en radikal sol örgütlenmeler, sağcılarla bazı anarşistler, en liberallerle radikal sendika üyeleri aynı cümleleri dahi kurdu. LGBT toplum adına ya da saldırıların eşcinsellere etkilerinden neredeyse kimse bahsetmedi. Londra’daki Somalili Gaf Örgütlülüğü saldırıları onaylamadığını belirtti. Yine birkaç LGBT oluşum “Londra’yı seviyoruz ve barış içinde huzurlu yaşamak istiyoruz” şeklinde açıklamalar yaptılar. Bunlar dışında ne televizyon ya da gazetelerde ne de takip ettiğim hiçbir internet sitesinde “isyan”ların LGBT topluma etkisi üzerine bir şey görebildim. Oysa bir haftadır neredeyse tek konuştuğumuz şey “isyan”.
Saldırılar politik bir sınıf hareketidir veya yağmadır elbette çok önemlidir. Herkes bunu konuşuyor zaten. Ama kimse eşcinsel ve translara yapılan saldırıdan bahsetmiyor. Pazartesi günü Londra’daki tek LGBT kitapevi olan “Gay”s the Word”e saldırılması ile ilgili bazı yayın organları “isyancılar saldırdıkları dükkânlarda elektronik eşya, kıyafet vs. yağmalarken bir tek kitaba dahi dokunmadılar” yazdılar. Bir kitapevi camının kırılması görünürdeki o kadar da önemli olmayan tek fiziksel saldırıydı medya için. Belki de o nedenle pek kimse bahsetmedi.
 
“Polis “gay mahalle”de bir çeşit olağanüstü hal ilan etti”
 
Gecen pazar Londra’nın merkezi denebilecek Oxford Circus’daki dükkânlara da saldırıldı. Ardından polis o bölgedeki işyerlerine ve evlere defalarca sözlü yazılı uyarılar yaptı… Oxford Circus’un hemen arkası olan Soho’da güvenlik nedeni ile işyeri sahiplerine işyerlerini açmamaları ya da erken kapatmaları önerildi. Bölgede yaşayanlara evlerini korumaları, kendi can ve mal güvenliklerini sağlamaları, arabalarını sokağa park etmemeleri, mümkünse ya da zorunlu değilse sokağa çıkmamaları söylendi. İsyanlar genellikle Kuzey ve Güney Londra’da “kenar mahalle”lerdeydi ama şehrin göbeğinde “Gay mahalle”de bir çeşit olağanüstü hal ilan etti polis. Londra’da eşcinseller ve translar bir haftadır şehrin göbeğinde sokağa çıkmaktan tedirgin evlerindeler. Saldırıların olduğu bölgelere yakın gey mekânlar birkaç gün kapalı kaldılar. Soho’da dahi birçok gey mekân olağan saatlerinin çok öncesinde, hava kararmadan kapandı. Polis yaşlı ve engelli eşcinsellerin mümkünse sokağa çıkmamasını önerdi. Yaşlı ve engelli eşcinsel ve transları korumak için arkadaşları onların evlerinde nöbet tutuyor. “Riskli olabilecek” semtlerde yaşayan eşcinseller, saldırılar durana kadar daha güvenli semtlerde yaşayan arkadaşlarının evine taşındı.
 
“O kırık cam bir haftadır bizim hayatımız”
 
Olayların başladığı Kuzey Londra’daki Tottenham semti, Türkiyeli ve siyah göçmenlerin yoğun olarak yasadığı, polis kayıtlarına göre Londra’da suç oranı en yüksek bölgelerden biri. Siyah ve Türkiyeli mafya gruplarının da oldukça etkin olduğu bir bölge.
 
Tothennam’da geçtiğimiz Nisan-Mayıs aylarında Türkiyeli çeteler birçok emlakçıyı tehdit edip “ibnelere ve dönmelere ev verirlerse başlarına gelecekleri kendilerinin bileceği”ni söylediklerinde polis hiçbir somut suç delili bulamamıştı. Son altı aydır Doğu Londra’ da çoğunlukla Müslümanların yaşadığı bölgelere asılan “GAY FREE ZONE” afişleri için “kaygı verici ve sorumlularını yakalamaya çalışıyoruz” demişti Londra polisi. Kimse yakalanmadı hâlâ. Belki de bir haftadır Londra’nın birçok bölgesinde yaşanan ve eşcinsellerin yaşamını da etkileyen saldırılar polis için sadece kırılan bir kitapçı camı olarak raporlara geçecek.
 
Sosyologlar, siyaset bilimciler, politikacılar, gazeteciler ya da canı isteyen herkes bir şeyler söylüyor ve söyleyecek. Nedenleri, olası sonuçları yazılacak, araştırılacak. Belki kimse bilmeyecek ya da yeteri kadar ilginç, yeteri kadar kayda değer bulmayacak ama o kırık cam bizim için çok önemli. O kırık cam bir haftadır bizim hayatımız. 

 


Etiketler: medya
İstihdam