28/01/2016 | Yazar: Yıldız Tar

Bologna’dan LGBT aktivisti Renato Busarello ile İtalya’daki medeni birliktelik yasa tasarısını ve Katolik Kilisesi’nin tepkilerini konuştuk:

‘Katolik Kilisesi çocukları LGBT’lere karşı silaha çeviriyor’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Bologna’dan LGBT aktivisti Renato Busarello ile İtalya’daki medeni birliktelik yasa tasarısını ve Katolik Kilisesi’nin tepkilerini konuştuk: LGBT ve kadınlara saldırının kökenindeki ‘geleneksel aile değerlerini’ böyle kullanmak saldırganlığa bir de hakaret eklemektir.

                                                           Foto: Uyan İtalya, AFP

İtalya'da hükümet eşcinsel birlikteliklerin yasal olarak tanınmasını sağlayacak yasa tasarısını parlamentoya getirmeye hazırlanırken, evlilik eşitliği tartışması meydanlara taşındı.

Medeni birlikteliği savunan on binlerce kişi geçtiğimiz hafta onlarca kentte “Uyan İtalya” sloganıyla gösteriler düzenledi. Ay sonunda ise Katolik ve muhafazakar örgütlerin öncülüğünde “geleneksel ailenin” korunması çağrısıyla bir “Aile Günü Yürüyüşü” düzenlenecek.

İtalya'da hükümet, evlilik eşitliği olmasa da belli haklar sağlayan medeni birliktelikleri yasal olarak güvenceye alacak bir yasa tasarısını parlamentoya getirmeye hazırlanıyor.

Yasa, Senato’da tartışılmaya başlarken, Bologna’dan queer Aktivist grup laboratorio Smaschieramenti üyesi Renato Busarello ile yasa değişikliğini ve ülkedeki son durumu konuştuk.

Yeni yasanın evlilik eşitliğini içermediğini, İtalya’da evlilik tartışmalarının Kilise gölgesinde sürdüğünü belirten Busarello, medeni birliktelik yasasının eşit evlilik yolunda ilerisi için bir fırsat olduğunu da söyledi.

Busarello, yasa ile birlikte tartışılan evlat edinme hakkının Katolik ve muhafazakaların yoğun saldırısı ile karşılaştığını belirtti. Busarello’ya göre, tartışma İtalya’da yasak olan taşıyıcı annelik meselesinde kilitleniyor.

Evlilik eşitliğine karşı yapılması planlanan “Aile Günü Yürüyüşü”nü ise şöyle değerlendirdi: “Çocukluğu ve çocukları silaha çevirerek queer, LGBT bedenleri hedef alıyorlar. LGBT ve kadınlara saldırının kökenindeki ‘geleneksel aile değerlerini’ böyle kullanmak saldırganlığa bir de hakaret eklemektir.”

İtalya’da LGBT’lerin eşitliği, özgürlüğü ve cinsel haklar için mücadele eden Busarello ile söyleşimizin tamamı şöyle:

“Eşitliğe giden yolda önemli bir adım”

Yeni yasa evlilik eşitliğine ilişkin bir düzenlemeyi de kapsıyor mu yoksa sadece medenî birlikteliğe mi ilişkin?

Yeni yasa sadece ve sadece medeni birlikteliğe ilişkin çünkü İtalya’da ‘evlilik’ tartışmaları Katolik dinî evlilik ile çok derinden bağlantılı ve Kilise’nin ‘doğal’ kabul ettiği heteroseksüelliğe özgü görülüyor. Ana akım LGBT hareketi bile şu aşamada medenî birlikteliğin yeterli olduğunu düşünüyor. Tabi bu yasa evlilik eşitliğine giden yolda bir aşama olarak da görülebilir. Gündemdeki yasa değişikliği aynı zamanda ister istemez evliliğin yasal çerçevesini de tartışmaya açtığı için taktiksel olarak daha ilerisi için bir fırsat.

Dışarıdan gözlemleyebildiğimiz kadarıyla tartışma bir yandan da evlat edinmeye kilitlemiş durumda. Yeni yasa evlat edinme hakkını da tanıyor mu? İtalya’da bu meseleye ilişkin tartışmalar ne durumda?

Yeni yasanın beşinci maddesinde evlat edinmeye ilişkin adım atılıyor. Ve bu durum gerçekten çok kritik. Muhafazakarlar ve Katoliklere göre bu yasayla birlikte eşcinsellerin evlat edinmesinin önünün açılması taşıyıcı anneliği de tanıyacak. Ve İtalya’da taşıyıcı annelik yasak. Kabul edilemez görülüyor.

Genel olarak konuşursam, son 20 yılda İtalya’daki bu tartışmaların ilerlediği zeminin kendisi ziyadesiyle homofobik. Gey ve lezbiyen ebeveynler fikri kamuoyu tarafından kabul edilmiş değil. Katolik ahlak değerleri toplumun bütününü olumsuz bir biçimde pençesine almış durumda. Geçtiğimiz yıllarda muhafazakarlar cinsellik eğitimine bile “toplumu eşcinselleştireceği” gerekçesiyle karşı çıkmıştı.

“Çocukluğu ve çocukları silaha çeviriyorlar”

Yasa değişikliğinden beklentileriniz nedir?

Transfeminist ve queer gruplar olarak homofobiye karşı mücadeleyi ve ana akım LGBT hareketinin eşitlik mücadelesini destekliyoruz. Ama biz daha ziyade “farklı yakınlık biçimleri” dediğimiz ağlar kurma, tek eşli ve romantik olmayan ilişkilenme biçimlerini tartışma ve eylemeye öncelik tanıyoruz. Ve gündemimizin en tepesinde kişilerin ve grupların kendi kaderlerini, kimliklerini tayin hakkı yer alıyor. Evrensel ve temel refah içinde yaşama hakkı, cinselliğe ilişkin bilgiye erişim hakkı ve ifade özgürlüğünün yanı sıra Katolik Kilisesi’nin ekonomik imtiyazlarının ortadan kaldırılması için mücadele ediyoruz. Yeni yasa eğer ki parlamento tarafından tahrif edilmezde LGBT’lerin farklı toplumsal kesimler tarafından algılanış biçimini değiştirecek ve kesinlikle LGBT toplumu açısından olumlu bir etkisi olacaktır.

Medeni birliktelik yasasına karşı gelecek günlerde yapılması planlanan “Aile Günü Yürüyüşü” sence yasa yapım sürecini LGBT’ler aleyhine etkileme gücüne sahip mi?

Önümüzdeki cumartesi günü yapılması planlanan Aile Günü Yürüyüşü “biz çoğunluğuz” iddiasında olanlardan oluşuyor. Çok tuhaf bir paradoks var ortada. “Normal” ve “çoğunluk” olduğunu iddia eden insanlar, “doğal ilişki biçimi heteroseksüellik üzerine kurulu doğal aileyi yok etmeye yemin etmiş geyler” komplo teorisini yaygınlaştırarak kendilerini kurban gibi göstermeye çalışıyor. Çocukluğu ve çocukları silaha çevirerek queer, LGBT bedenleri hedef alıyor.

Oysaki hakikat hiç de onların dediği gibi değil. Ülkemizde 100 binden fazla çocuğun zaten eşcinsel, biseksüel ya da trans ebeveynleri var. Bu çocuklar canavarlar gibi yetişmiyor. Travmatize olmuyor. Herhangi bir çocuğun yaşadığından farklı bir şey yaşamıyor. Bir araştırmaya göre ülkemizde kadına ve LGBT’lere dönük şiddetin yüzde 94’ünün sebebi olan “geleneksel aile değerleri”ni, gökkuşağı aileleri ve LGBT’lerin eşitlik taleplerine karşı bu şekilde kullanmak saldırganlığa hakaret eklemekten başka bir şey değil.


Etiketler: insan hakları, aile
nefret