14/10/2017 | Yazar: Yıldız Tar

Karin Karakaşlı Bursa’da ‘Merhaba Canım’ söyleşi dizisine konuk oldu: Edebiyat bir yanıyla gayrı-resmi tarihtir.

‘Kimi, nasıl sevdiğin ziyadesiyle politik bir eylem’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Karin Karakaşlı Bursa’da “Merhaba Canım” söyleşi dizisine konuk oldu: Edebiyat bir yanıyla gayrı-resmi tarihtir. Tarih kitaplarının yalan söylediği yerde edebiyat hakikatin kaydını da tutar.

Bursa Özgür Renkler Derneği’nin söyleşi dizisi “Merhaba Canım”, Kaos GL Derneği’nin Homofobi Karşıtı Yerel Buluşmalar kapsamında şair, yazar Karin Karakaşlı’yı ağırladı.

Semih Özkarakaş’ın moderasyonu üstlendiği söyleşide aynı zamanda Kaos GL yazarlarından olan Karakaşlı, “kadın yazar” olmanın ötesinde öznel deneyimlerini, yazın hayatını, edebiyatta toplumsal cinsiyeti ve edebiyatın cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ile imtihanını tartıştı.

“Yazdıklarım benim dışımda birilerine bir şey ifade edebilmeli”

Yazarlığını kimliklerden ve kimliklerin yarattığı baskıdan azade olabilme, özgürleşme, zamansız ve mekansız olmaya uğraşma çabası olarak tanımlayan Karakaşlı, “Yazdıklarım benim dışımda birilerine bir şey ifade edebilmeli, bana ifade ettiğinden daha başka çağrışımlar yaratmalı, bir şey yapıyorsa belki onu yapmama veya yapmadığı bir şeyi yapma isteği uyandırmalı” dedi.

“Edebiyat bir yanıyla gayrı-resmi tarihtir”

Edebiyatın kendin dışında biri olabilmeli ve birilerinin hayatına değebilme potansiyelinin kendisini her daim büyülediğini söyleyen Karakaşlı sözlerine şöyle devam etti:

“Bizim gibi ülkelerde edebiyat bir yanıyla gayrı-resmi tarihtir. Tarih kitaplarının yalan söylediği yerde edebiyat hakikatin kaydını da tutar. Kimliğin edebiyata kanal olduğu yegane yer tam da burası. Neyin kaydını tutmak istediğini kimliğin belirliyor bir şekilde. Seni rahatsız eden, eksikliğini hissettiğin ve anlatılmasına gerek duyduğun hikayeler kuruyorsun. Edebiyat bir yanıyla da meram anlatmak. Benim edebiyatımın temel kavramı ses. Sesi çıkmayanlar, sesi duyulmayanlar… Bin bir haliyle kadının sesi bir şekilde edebiyatımı etkileyen bir meseleye dönüşüyor.”

“Yaşlının sesi nasıl çıkar? Neleri anlatır? Dili nasıldır? Bir çocuk depremi nasıl anlatır? Eşcinseller neler yaşar” sorularının edebiyatında çok önemli olduğunu vurgulayan Karakaşlı, “Bu noktada dava diline savrulmamak, edebiyat dilinin hak ettiği saygıyı göstermek önem taşıyor. İçerik kendi üslubunu da dayatmalı elbette ama kendi içinde ayakları üzerinde duran bir dile ulaşmaya çalışıyorum” ifadelerini kullandı.

“LGBTİ hareketi ile temas özgürleştiren bir deneyim”

LGBTİ hareketinin diğer toplumsal hareketlere ve etnik kimlik mücadelelerine nazaran herkesi özgürleştirici potansiyeli olduğundan bahseden Karakaşlı, “LGBTİ’lerle tanışmanın, hareket ile temas kurmanın kendisi özgürleştirici bir deneyim. Yeni sorular ve sorgulamalar ile LGBTİ hareketinin bu potansiyelini çok önemli buluyorum” diye belirtti.

“Kimi sevdiğin ziyadesiyle politik bir eylem”

Politikanın sadece ‘siyasi ortam’ olmadığını söyleyen Karakaşlı, “Kimi sevdiğin, sevgiyi nasıl kurduğun ziyadesiyle politik bir eylem” dedi.

Karakaşlı, Arkadaş Z. Özger’e ilişkin bir yazıyla katkı sunduğu Kaos GL’nin “Ahval” sayısından bahsederek konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Ahval dosyası için Kaos GL’den arkadaşlarla oturduğumuzda Ahval dosyası içinde Arkadaş Z. Özger şiir dosyası yerine aslında Arkadaş üzerinden ahvalimizi anlatmaya çalıştım.”

Karakaşlı’nın dergideki yazısından kısa bir parça:

“ha o yüzden sakın ola arkadaş z. özger’in ‘sadece zeki müreni seviniz’ dizesini kesip de dolaşmayın ortalıkta. “ne zaman yayımlarsam yayımlayayım adı ‘sakalsız oğlanın tragedyası’ olacak!’ demiş bir şairin kitabı ölümünden sonra yıllar yılı vasiyeti hilafına ‘sevdadır’ başlığıyla dolaştı ortalıkta. ta 2014 yılına kadar. böylesi daha münasipti kimileri için. devrimciyle eşcinseli biraraya getirmekten haz etmeyenler için. oysa tam da bu ve daha fazlasıydı. hem zeki müren’i sevmek meyhanede arka plan fasılı olarak dinlemek, renkli insandı vesselam demek değil. arkadaş’ın kastettiği gibi seviniz yerse. çünkü bir kere yazmış. daha azını onun adına söylemeye yeltenmek küfürden öte.”

Yazının tamamını okumak, Kaos GL Dergi'ye basılı ya da internet üzerinden erişmek için abone olabilir ya da bu bağlantıda bulacağınız kitabevlerini ziyaret edebilirsiniz. 

Çocuk kitaplarında toplumsal cinsiyet rolleri

Aynı zamanda “çocuk kitapları” da yazan Karakaşlı, çocuk edebiyatında dayatılan toplumsal cinsiyet rolleri ve ikili cinsiyet rejimini eleştirdi:

“Sadece edebiyatın değdiği yerler olarak değil, okurların ilişkilendiği bütün çalışmalar ‘hiç sorgulanmayan, öyleymiş gibi varsayılan’ meselelerin tartışılmasına zemin hazırlıyor. Her insanın, özellikle çocukların kendi özerk halini koruyabileceği, o torna üzerinden büyüyeceği, kendi hikayesiyle hepimizi zenginleştireceği bir çocuk edebiyatına ihtiyacımız var.”

“Metin çevirisi hayat çevirisine dönüştü”

Karakaşlı gelen bir soru üzerine okullarda sınıf ortamının çok önemli olduğunu vurgulayarak öğretmenlik deneyimi üzerinden, “Sınıf ortamını nasıl kurguladığınız, o muazzam verili iktidar ile ne yaptığınız her şeyi belirliyor. İlk ders verdiğim zamanlarda çok sancılı da olsa çok fazla şey öğrendim. Bir gün çeviri dersinde bir öğrencim eşcinsellik üzerine İngilizce bir metin getirdi. Neden o metni seçtiğini sınıfa anlattı. Ve o metin vasıtasıyla açıldı. Olay orada ne terminoloji ne çeviriydi. Hayat çevirisine dönüştü. Sınıfta böyle karşılaşmaların olabileceği zemini hazırlamak önemli. Onun üzerinden ondan sonraki bütün dersler başka başka kapılar açtı” şeklinde konuştu.

Homofobi Karşıtı Yerel Buluşma’nın şehrinize gelmesini ister misiniz?

Homofobi Karşıtı Yerel Buluşmalar kapsamında 2016 yılında 35 şehirde 55 etkinlik düzenleyen Kaos GL Derneği bu yıl da şehir şehir gezerek ayrımcılığa karşı dayanışmayı güçlendiriyor. Homofobi ve transfobiye karşı şehrinizde etkinlik düzenlemek, Kaos GL’yi davet etmek isterseniz dernek@kaosgldernegi.org adresine mail atmanız yeterli!

Homofobi Karşıtı Buluşma Kaos GL tarafından koordine edilen ve 2006’dan beri her yıl, 17 Mayıs Homofobi Karşıtı Gün vesilesiyle düzenlenen homofobi ve transfobiye karşı örgütlenen bir etkinlik. Homofobi Karşıtı Buluşma ilk kez 2006 yılında yapıldı. İlk 3 yılında Ankara ile sınırlı kalan Buluşma, 4. yılında 6 şehre, 2010 yılında ise 5 Mart-16 Mayıs tarihleri arasında 16 şehre yayıldı. 2014 yılında 37 ayrı şehirde homofobi karşıtı etkinlikler organize edildi. 2015 yılında 28 şehirde 40 etkinlik düzenlendi.


Etiketler: kültür sanat
İstihdam