12/01/2012 | Yazar: Aslı Alpar

Coşar’a göre, patriarka ve heteronormativeden beslenen muhafazakârlık, kurumsallaşmış dini de önemli araçlarından biri sayar.

‘Muhafazakâr Politika Olur mu?’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Prof. Dr. Simten Coşar’ın ’Muhafazakâr İdeoloji’ başlıklı dolu dolu sunumu, katılımcıların oldukça hararetli sohbetiyle, muhafazakârlığın, sanattan siyasete her alanda kendine özgü şekillenişinin konuşulmasına sebep oldu.

Çarşamba Seminerleri kapsamında bu hafta Prof. Dr. Simten Coşar Muhafazakâr İdeoloji üzerine bir sunum gerçekleştirdi.

Çalışmasını, ’Muhafazakâr politika olur mu?’ sorusu ile başlatan Coşar sunumunda, muhafazakâr ideolojinin tarihsel anavatanına, muhafazakâr algının ayrımlarına ve onun vazgeçilmezlerine, onun liberalizmle ilişkisine ve son olarak da muhafazakâr düşünüşün kuralları ve söylemine değindi.

Politika ve siyaset arasındaki kamusallık ayrımından dolayı muhafazakâr politika üretmenin mümkün olmadığının altını çizen Coşar bu ayrımı şöyle açtı: ’Politika kamusal bir üretim ancak siyaset yönetmeye ilişkin bir terim bu sebeple muhafazakâr siyaset kavramının geçerli olabilir ancak muhafazakar politika olmaz.’ Buradaki çelişkinin muhafazakar düşünüşün temel çelişkisi olduğunun altını çizen Coşar bu ideolojilerin tarihini Fransız Devrimi tarihiyle kesiştiğini ifade etti.

Coşar’ın sunumunda, muhafazakârlığın, toplumu yöneten ve yönetilenler olarak ayırdığı ve kendisini bu şema üzerinden şekillendirdiği, bireyi baz almadığı, bireyin yerine ahlaki normlarla anılan ’şahıs’ tanımlamasının yapıldığı, heteronormatif aile, özel mülkiyet, gelenek ve devlet kurumlarına sırtını yasladığı bu sebeplerle alışılagelmiş olanın dışındakine karşı direnç gösteren bir akım olduğu belirtildi.

Toplumu yöneten ve yönetilenler olarak algılayan ve bu algıyı vazgeçilmez bir yazgı gibi üzerinde taşıyan muhafazakâr ideoloji, ’insanın yanılabilir olduğu bunun yanında tanrının yanılmaz gücünün varlığının’ varsayılmasının bu ayrımda temel etken olduğu ve yönetenlere atfedilen tanrısallıktan bahsetti Coşar. Coşar’a göre, patriarka ve heteronormativeden beslenen muhafazakârlık, kurumsallaşmış dini de önemli araçlarından biri sayar.

Yeni muhafazakârlardan Jeanne Kirkpatrick’in kadınlara ’önce yuvanızı kurun ardından çalışabilirsiniz’ temelli söylemine dair alıntısını, yaşadığımız çağın muhafazakâr ve liberal görüşün bir arada yürüdüğüne ilişkin bir destek olarak sunan Simten Coşar beraberinde, kadının aile içindeki yeri ve çalışma alanındaki ucuz işgücünden dönemin muhafazakârlarının yararlandığını söyledi.

Son olarak sunumunda Coşar, muhafazakâr ideolojinin ’hoşgörü’ temelli söyleminin, hak arama yolunun önünü tıkayan bir süreç olduğunu ve hiyerarşik, içinde iktidarı barındıran bir siyaset olduğunu ekledi.

Prof. Dr. Simten Coşar’ın ’Muhafazakâr İdeoloji’ başlıklı dolu dolu sunumu, katılımcıların oldukça hararetli sohbetiyle, muhafazakârlığın, sanattan siyasete her alanda kendine özgü şekillenişinin konuşulmasına sebep oldu. 


Etiketler:
nefret