28/12/2012 | Yazar: Deniz Akın

Peki, adı Norveç olan bu ülkede 16 yaşındaki eşcinsel bir çocuğun 2 kere intihara teşebbüs etmesine sebebiyet veren nedir?

‘Norveçliye İbne Olmak Kolay’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Bu yazı, Norveç’te dâhil olduğum bir insan hakları projesi kapsamında bana e-mail ile ulaşan ve hikayesini duyurmamı rica eden Ozan rumuzlu göçmen bir ailenin oğlu ile ilgili. Ozan, 16 yaşında Norveç’te ikametgâh eden Konyalı göçmen bir ailenin en küçük çocuğu. Doğum yeri Norveç’in doğusunda bulunan Drammen kenti. İsmimi ve İzmirli olduğumu bir web sitesinden öğrenmiş. Cinsel yönelim ile ilgili çalıştığımı duyar duymaz bana mail attı, sonra telefonlaştık ve en nihayetinde kendisi ile görüşmek üzere Oslo’ya gittim. Bana anlattıklarını kendisinin yazması gerektiğinde ısrar etsem de bana Türkçesinin yeterli olmadığını söyledi. Ben de boynumun borcu, bu arkadaşımın öyküsünü sizinle paylaşmak istiyorum.
 
Refah Devleti mi?
Mevzumuz, elde edilmiş LGBT insan haklarının bir ülke üzerindeki insanların kaçta kaçına ne ölçüde ulaştığı. Hiç kuşkusuz, cinsel yönelim ile ilişkilendirilmiş düşünce yapıları sosyal sınıf, ekonomik sınıf, eğitim düzeyi gibi faktörler tarafından etkilenerek bir coğrafyadaki insanlara farklı biçimlerde ulaşır. Fakat öyle bir ülke düşünün ki, ekonomik sınıf farklılığı çok belirgin değil, şehirleri bir nevi kırsal, ülkede okuma-yazma oranı %100. Bu ülke ki Avrupa’nın sırf LGBT değil, tüm insan haklarının kapsamlı bir şekilde kurumsallaştırılıp, yasal koruma altına alındığı nadir devletlerden. Peki, adı Norveç olan bu ülkede 16 yaşındaki eşcinsel bir çocuğun 2 kere intihara teşebbüs etmesine sebebiyet veren nedir? Nasıl olur da her şeyin tıkır tıkır işlediği, dünyanın bu yaşam kalitesi en yüksek olan ülkesinde eşcinselliğe dair liberal söylem bir türlü göçmen nüfusun kendi çevresinde kurduğu kalın duvarları delemez geçemez. Nedendir ki refah devleti, aslen vatandaşı olan, Norveç pasaportu taşıyan bu çocuğa yardım edememiştir?
 
“Abla, Drammen bizim Konya”
Oslo’nun en civcivli caddesinde, Burger King’de buluştuk Ozan ile. Kimsenin bizi burada bulamayacağını belirtti. Yarım Norveççesi yarım Türkçesi ile, bana hayatında hiç eşcinsel biri ile tanışmadığını anlattı. Ağzım açık, dalga mı geçiyor diye düşündüm. Şurada kapıdan çıksan sokakta dolu dolu el ele dolaşan gey çift var. Gazeteler, dergiler, barlar, kafeler, koskoca gökkuşağı bayrağının dalgalandığı organizasyonların ofisleri, eşcinsellere özel sosyal paylaşım siteleri… Derya deniz. “Yani nasıl olur da kimseyi tanımazsın. Kimse ile hiç konuşmadın mı?” Her şeyin elimizin altında olduğu bu kadar ulaşılabilir olduğu bu ülkede, hele hele eşcinsellik gibi son derece “olağan” olan bir konu da, kim nasıl korkutmuş bu çocuğu. Homofil (eşcinsel) derken sesi titriyor, inceliyor, çatallaşıyor resmen. Önce Drammen’dan bahsetti. “Abla, Drammen bizim Konya” dedi.  “Yarısı bizim tanıdık. Benim bir tane yok, benim 3-4 tane baba var, anlıyorsun?” Biraz daha ayrıntı vermesini istedim, devam etti. “Var ya babamın arkadaşları, ortağı var bunlar beraber çalışıyor. Onlar hep baba gibi bana. Babam yerine beni döven oldu, babam baktı böyle resmen adamın elini öpecek yani. Saygı var. Biz nerden geldiğimizi unutmamalıyız, adetler işte. Ben nasıl diyeyim ben ibneyim”.
“İbne de İnsan”
Ozan’a Norveç’te ki Skeiv Verden (Kuir Dünya) adlı organizasyondan bahsettim. Norveç’teki eşcinsel azınlıklara danışmanlık ve yardım sağlayan bu organizasyon tam da Ozan gibi bireylere aslında yalnız olmadıklarını, onların bu ülkede yasal güvencelerinin olduğunu öğreten bir kuruluş. Ozan güldü dediklerime. “Ben kendi babamı mahpusa mı koyayım? O benim baba.”  “Ozancım, kimse kimseyi hapse atmayacak. Ama senin, diğer LGBT bireylerle tanışman, deneyimlerini onlarla paylaşman ve yalnız olmadığını anlaman açısından önemli diye düşünüyorum”. Elimde bir torba dolusu, Ozan’a taşıdığım kitap, dergi, CD… Hiçbirine dokunmak bile istemedi.
 
Açtı gözlerini çakmak çakmak. 16 yaşında, göğsü inip çıkıyor, boğazı düğüm düğüm belli diyecekleri var ama demiyor. Susuyorum. Dışarıya çıkıyoruz sigara içmeye.
 
“Bence bana uzak. Ama ben başkaları, kardeşlerimiz için söylüyorum. Keşke babamlara öğretseler, deseler ibne de insan. Onun da kalbi var, ciğeri var.” Kendine uzak bir hayatı tarif ediyor 16 yaşındaki çocuk. Benden geçti ama başkaları yanmasın der gibi. 16 yaşında.
 
Deniz Akin (Bergen, Norveç)

Deniz.akin@student.uib.no 


Etiketler: yaşam, dünyadan
nefret