22/08/2017 | Yazar: Yıldız Tar

İhmal ve istismara uğrayan çocuklarla çalışan sosyal hizmet uzmanı Dr. Figen Paslı ile yaygınlaşan videoyu konuştuk.

‘Olayın görüntülenmesiyle çocuğun yüksek yararı göz ardı edildi’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

İhmal ve istismara uğrayan çocuklarla çalışan sosyal hizmet uzmanı Dr. Figen Paslı ile yaygınlaşan videoyu konuştuk: Yaşananların teşhir edilmesiyle çocuğun ikincil istismarı/sömürüsü söz konusudur. Çocuk adeta yok sayılmış, nesneleştirilmiştir. Hukuk, sağlık ve sosyal hizmet sistemleri devreye girmek zorundadır.

Gazi Üniversitesi Çocuk Koruma Merkezi’nde ihmal ve istismara uğrayan çocuklarla, sosyal hizmet uzmanı olarak çalışan, Anadolu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Anabilim Dalında ders veren, Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği Yönetim Kurulu üyesi Dr. Figen Paslı ile “15 yaşında erkek çocuğu ile basıldı” başlığıyla servis edilen videoyu konuştu.

Meslek yaşamı boyunca korunma ihtiyacı olan çocuklar, ihmal ve istismara uğrayan çocuklar için hem kamuda hem sivil toplum örgütlerinde görevli ve gönüllü olarak çalışan çocuk hakları savunucusu Figen Paslı çocuk yönelik cinsel istismar kavramını, videonun çekilme ve yaygınlaştırılma sürecindeki ihlalleri ve bütün bu süreçte aslında neler yapılması gerektiğini anlattı.

Makro, mezzo ve mikro düzeyde istismara karşı yapılması gerekenler

Çocuğa yönelik cinsel istismar nedir?

Çocuğun yaşça kendisinden büyük çocuklar ya da yetişkinler tarafından cinsel doyum amacıyla kullanılmasıdır.

Çocukları cinsel istismardan korumak için makro düzeyde öncelikle cinselliğin tabu olmaktan çıkarılması gerekir. Toplumda çocuğa yönelik algıların, anlayışın değişmesi, hak temelli anlayışın yerleşmesi gerekir. Çocuklarla ilgili bütün uygulamalarda çocuğun öncelikli yararı düşünülerek, evrensel hukuk kurallarına uygun, çocuk odaklı mevzuat, düzenlemelerin yapılması ve uygulanması gerekir.

Mezzo düzeyde çocuklara cinsel gelişimle ilgili sağlıklı bilgilerin öncelikle ebeveynleri tarafından verilmesi gerekir. Bunun için öncelikle büyüklerin ve yetişkinlerin çocuğu hakları olan bir birey olarak kabul etmesi gerekir. Ebeveynlerin çocuklarındaki davranış gelişimini iyi izlemeleri, istismara yola açabilecek riskleri tanıyarak, çocuklardaki değişimlerin farkında olmaları ve bunun için de eğitim almaları, bilinçlendirilmeleri gerekir. Aynı zamanda eğitim, sağlık, sosyal hizmet ve hukuk alanında çocukla çalışan meslek elemanlarının; çocuğa yönelik istismara yol açan risklerin belirlenmesi, riskli durumların fark edilmesi ve uygun destek hizmetlerine yönlendirme yapılması konularında bilinçlendirilmesi, eğitilmesi gerekir.

Mikro düzeyde ebeveyn-çocuk arasında sağlıklı iletişim kurularak çocuğa istemediği herhangi bir davranışa, kimden gelirse gelsin “hayır” diyebileceğinin öğretilmesi gerekir. 

“Çocuğun üstün yararının unsurlarından bir tanesi de çocuğun iradesi”

Birkaç gündür internete servis edilen bir video tartışılıyor. Sizce bütün bunlar yaşanırken, tartışılırken çocuğun üstün yararı düşünüldü mü?

Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’de tanımlanan “çocuğun üstün yararı” çocuğu ilgilendiren bütün süreçlerde ve konularda dikkate alınması gereken bir ilke/kavramdır. Bu ilkeye göre çocuğun tüm haklarının korunması gerekir. Çocuğun üstün yararı, çocuklar için insanlık onurunu zedelemeyecek uygulamalar geliştirilmesi, çocuğun bu tür davranışlara maruz kalmaması, bulunduğu/yaşadığı tüm ortamlarda şiddete /istismara uğramaması, korunması; temel fiziksel, ruhsal, sosyal, gelişimsel ihtiyaçlarının karşılanması, kendilerini ilgilendiren tüm kararlarda görüşlerini ifade etmesi demektir. Kavram, aynı zamanda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüttür. Çocuğun üstün yararının unsurlarından bir tanesi de çocuğun iradesi; yani duygu, düşünce ve istekleridir.

Bahsedilen olayda, çocuğun kimliği açıkça belli olmasa bile yaşananların teşhir edilmesiyle çocuğun ikincil istismarı/sömürüsü söz konusudur; duygu ve düşüncesi, istekleri yani iradesi hiçe sayılmıştır. Kendisini ilgilendiren bu durumun görüntülenmesiyle ilgili büyük olasılıkla görüşlerinin ne olduğu, duyguları ve düşünceleri hesaba katılmamış, çocuk adeta yok sayılmış, nesneleştirilmiştir. Aynı zamanda cinsel istismardan / sömürüden korunma hakkı ihlal edilmiştir. Dolayısıyla çocuğun üstün yararının düşünülmesi gibi bir durum kesinlikle söz konusu değildir.

“Videonun çekilmesi çocuğun çevre ve toplumdan dışlanmasına yol açabilir”

Bu videonun çekilmesi ve yayınlanması o çocuğu nasıl etkilemiş olabilir?

Ergenlik dönemindeki çocuklar cinsel, mesleki ve toplumsal kimliğine yönelik araştırma ve keşif sürecindedir. Kimlik oluşturma çabasının karşısındaki en büyük olumsuzluk kimlik karmaşasıdır. Kimlik oluşturma amacıyla uygun yollarla kimlik arayışına girmek yerine suça yönelebilir, kendini bir bütün olarak tutabilmek adına kalabalıklarla ya da grup liderleriyle özdeşleşme yoluna gidebilir.

Bu videonun çekilmesi ve yayınlanması ergenlik döneminin risklerini yaşayan çocukta kimlik karmaşasına ek olarak suçluluk, utanma yaratabilir. İstismara açık hale gelerek, tekrar istismara uğrama riski altında olabilir ve korku duyabilir. Çevre ve toplumdan dışlanma, damgalanma yaşayabilir. Elbette güven duygusunda zedelenme ve değersizlik yaşayabilir.

Şu aşamada ne yapılması gerekiyor?

Öncelikle çocuğun ihtiyaçlarının belirlenmesi gerekiyor. Güvenliğinin sağlanması, yeni bir sömürüden / istismardan korunması için gerekli önlemlerin alınması, ruh sağlığının değerlendirilmesi, psikiyatrik tedavi ve psikolojik desteğin sağlanması gereklidir. Bunlarla eş zamanlı olarak sosyal çevrenin desteği çok önemli ve gereklidir.

“Bu olayın görüntülenmesi korunma hakkının ihlali”

En baştan itibaren neler yapılmalıydı sizce? Çocuğun yüksek yararını ve haklarını düşünerek nasıl hareket edilebilirdi?

Ergenlik döneminde yüksek bilişsel düzeylere ulaşma, bağımsızlık duygusu, cinselliğe yönelik doğal ilgi söz konusu olduğundan bu dönemin cinsel istismar açısından riskli ortam oluşturmaması için, çocuklarla ebeveynler, sosyal çevre ve toplum kaynakları arasındaki iletişim ve etkileşimin iyi yönetilmesi gereklidir.

Söz konusu duruma tanık olunması, çocuğa karşı işlenen bir suça tanık olunması demektir. Suçun bildirilmesi, şikayetçi olunması için görüntülü kanıta gerek yoktur. Bu olayın görüntülenmesi çocuğun yüksek yararının göz ardı edilmesine, korunma hakkının ihlal edilmesine neden olmuştur. Burada çocuğa yönelik cinsel istismara ilişkin suç duyurusunda bulunulup, çocuğun ihtiyaçlarının belirlenmesi gerekirdi. Sistemin, kurumların işlevselliğinin tartışılır olması bildirim yapılmasına engel değildir. Ortada bir suç vardır ve hukuk, sağlık ve sosyal hizmet sistemleri devreye girmek zorundadır. Çocuğun korunması için gereken önlemlerin alınması zorunluluğu vardır.

İlgili yazılar:

Baskın basanındır ya da suç ve ceza

BirGün ve Cumhuriyet için Sedat Peker kimdir?

“Çocuğun akıbeti konusunda aynı ölçüde hassas mıyız?”


Etiketler: insan hakları, sosyal hizmet
nefret