01/04/2015 | Yazar: Nora Leggemann

Prenses Tim, hayatın sandığımız kadar düz olmadığını davet edildiği tüm anaokulları ve eğitim kurumlarında anlatıyor.

‘Prenses Tim’ queer’i anaokuluna taşıyor Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
“Zaman zaman seyirciler arasında Tim’in prenses olmasına izin verilip verilmemesi ya da kralın fazla eski kafalı olup olmadığı konusunda hararetli tartışmalar yaşanabiliyor.”
 
Berlin’de “Prenses Tim” adlı oyun, 2 ile 6 yaş arasındaki çocuklara farklı bir masal anlatıyor. Tim, kendine güveni tam bir prenses. Kral babasına kendisinin bir prens değil prenses olduğunu ama en sevdiği sporun yine de futbol olduğunu ve daha çok erkeklerin kullandığı “Tim” adını kullanmaya devam edeceğini anlattığında babasının kafası karışmıyor değil. Yine de Prenses Tim, hayatın sandığımız kadar düz olmadığını davet edildiği tüm anaokulları ve eğitim kurumlarında anlatıyor.
 
Prenses Tim’e hayat veren tiyatro kolektifi Malu ve Yoan’dan oluşuyor. Müzik pedagojisi eğitimi alan Malu, müzisyen aktör ve tiyatro yapımcısı olarak çalışıyor. Yoan ise Berlin’deki bir queer projesinde sosyal hizmet uzmanı olarak görev alıyor. Kendi trans kimliklerinden yola çıkarak oyunu hazırlayan ikili, geleneksel ailenin kan bağlarının dışında seçilen bir aile yapısında 5 ila 7 yaş arasındaki çocukların “bağlanma figürü” konumundalar. Bağlanma figürü, queer ailelerde çocuğun hayatında önemli sorumlulukları yerine getiren ve çocukla yakın bir bağ kuran kişi anlamına geliyor. Haliyle, Malu ve Yoan’ın queer ebeveynlik konusundaki deneyimleri oyuna da yansıyor.
 
Yarım saat süren oyunda sesler, görseller ve metinler bir arada kullanılıyor. 3 yaşından küçük çocuklar ile dil ya da zihinsel engeli olan kişilerin de oyunu takip edebilmesi için kolay anlaşılır bir dilin tercih edildiği oyun oldukça interaktif ilerliyor.
 
Malu ve Yoan, queer çocuk oyunları ve queer pedagojinin Berlin’deki durumunu Kaos GL Dergisi’ne anlattılar.
 
Oyununuzu bir eğitim faaliyeti olarak nasıl şekillendiriyorsunuz? Oyunu sahnelediğiniz eğitim kurumlarıyla nasıl bir ilişki geliştirmeye çalışıyorsunuz?
 
Hâlihazırda oyun için bir eğitim modülü oluşturuyoruz. Gittiğimiz anaokullarındaki çalışanlara oyundan önce 1,5 saatlik bir eğitim vererek cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği çerçevesinde queer meseleleri anlatmayı, bu oyunun 2 ila 6 yaş arasındaki çocuklarla ne ilgisi olduğunu açıklamayı planlıyoruz. Bunun yanı sıra pedagoji alanında çalışanlarla daha uzun bir atölye fikrimiz var. Böylesi bir atölye çalışmasıyla katılımcıların kendi deneyimlerini paylaşması ve cinsel çeşitlilikle ilgili korku ve endişelerini dile getirmesi için bir alan yaratmayı hedefliyoruz.
 
Anaokullarındaki pedagoji çalışanlarının queer meselelere dair bir hassasiyetlerinin olması çok önemli zira çalıştıkları grup yaş itibariyle toplumsal cinsiyet normlarının geliştiği ve açığa çıktığı bir döneme denk düşüyor. Toplumsal cinsiyet rollerinin ve normlarının gelişimi pedagojik rol modelleri, çocuklara sunulan oyunlar ve yetişkinlerin çocukların davranışlarına verdiği tepkilerden çok fazla etkileniyor. Bu yüzden çalışanlarla oyun ve kendi gündelik işleri hakkında konuşmayı çok önemsiyoruz. Biz bir sınıfta çoğu zaman yalnızca bir gün bulunuyoruz ama onlar çocuklarla oyun hakkında konuşmaya sonrasında da devam edebiliyor. 
 
Çocuklar açısındansa oyundan sonra sınıfta biraz daha kalarak çok ilginç gözlemler yapma şansı elde ediyoruz. Çoğu zaman çocuklar Prenses Tim’in yanına gidip ona sorular soruyorlar, merakla onu tanımaya çalışıyorlar. Çocuklar ayrıca oyunda kullanılan malzemelerle oynuyorlar. Çocukların oyunla ilgili izlenimlerini resim yoluyla anlatmaları da iyi bir yöntem. Eğitimcilere oyunda çalınan müziğin CD’sini veriyoruz, böylece resim yaparken oyunu çağrıştıracak bir öğe olarak kullanılıyor.
 
Peki, tepkiler nasıl? Sizce oyunun nasıl bir etkisi oluyor?
 
Oyun başladığında çocuklar çoğu zaman oldukça meraklı ve şaşırmış bir halde oluyorlar. Zaman zaman kıkırdamalar eşliğinde “ama o erkek!” gibi heyecanlı yorumlar geliyor. Bu genelde yaşı daha büyük ve erkek olarak sosyalleşmiş çocuklardan geliyor. Ama genel olarak çocuklar oyunu ve Prenses Tim’in hayatına dair anlattığı her şeyi büyük bir ilgiyle izliyorlar. Prenses Tim de çocukları doğrudan oyuna dâhil ediyor. Mesela Prenses Tim ve kral babası arasında Tim’in cinsiyet kimliği ve futbol sevdası yüzünden bir kavga çıktığında Prenses Tim doğrudan çocuklara kendi fikirlerini soruyor. Zaman zaman seyirciler arasında Tim’in prenses olmasına izin verilip verilmemesi ya da kralın fazla eski kafalı olup olmadığı konusunda hararetli tartışmalar yaşanabiliyor. Çoğunlukla çocuklar Prenses Tim’in yanında yer alarak fikirlerini destekliyorlar. Prenses Tim’i özellikle kendinin farkında ve olumlu bir kahraman olarak sunuyoruz ki çocuklara rol model olabilsin. Bu yaş grubundaki çocukların bir kısmı için cinsiyet kimliği oldukça büyük bir mesele olabiliyor. Mesela oyunu alternatif yaşam biçimleriyle ilgili bir kampta çocuklu aileler önünde oynadığımızda bazı çocuklar sonraki günlerde sürekli Malu’nun yanına gelip sorular sordular. Bu da Prenses Tim’in çocuklar üzerinde büyük bir etkisi olduğunu gösteriyor.
 
Yetişkinlere gelince, tepkiler değişiyor. Bazıları oyunun bu kadar küçük çocuklar için uygun olup olmadığını soruyor. Bazıları ise bu meseleyi oldukça anlaşılır ve çocuklar için uygun bir dille anlattığımızı söylüyor. Genel olarak, pek çok olumlu geri bildirim alıyoruz.
 
Queer bir çocuk oyununa eğitim kurumlarından ilgi nasıl? Almanya’da queer pedagoji popüler bir konu mu, yoksa hâlâ marjinalliğini koruyor mu?
 
Şimdiye kadar oyunun varlığı kulaktan kulağa yayıldı. Oyunla ilgili bilgiyi Berlin’deki queer çevrelere iletmiştik, insanların oyunu anaokullarına tavsiye etmesiyle davet edilmeye başladık. Genel olarak Berlin’de queer pedagojiye dair bir farkındalık olduğunu söyleyebiliriz. Belediye birkaç yıl önce sözde bir eylem planı yaparak anaokulları ve okullarda queer içeriğe yer verilmesi için çalıştı. Bu plan kapsamında çalışan Queerformat, ABQueer ve GLADT gibi queer projeler var. Ne yazık ki bu eylem planı belediyenin aktardığı paranın görece az olmasından ötürü oldukça sınırlı. Almanya’da queer pedagojinin durumu bölgeden bölgeye değişse de Berlin’in bu alanda en ilerici olduğunu söylemek mümkün.
 
Oyunun yanı sıra başka pedagojik çalışmalarınız var mı?
 
Bir çocuk kitabı hazırlamak istiyoruz. Bu kitapta Prenses Tim’in hikâyesini resimler, notalar ve oyunda kullanılan şarkıların yer aldığı bir CD ile anlatmayı düşünüyoruz.
 
Bunun yanı sıra daha fazla oyun hazırlamak istiyoruz. Daha büyük çocuklar ve ergenler için queer oyunlar yapma fikrimiz var. Ayrıca dilin hiç kullanılmadığı, uluslararası performanslar için daha uygun bir oyun yapmak istiyoruz.
 
Şimdilerde farklı bağlantılar kurarak queer çocuk tiyatrosu ağımızı genişletmeye çalışıyoruz. Böyle bir ekiple queer pedagojik projelere daha fazla odaklanabiliriz.
 
Malu ve Yoan’la irtibata geçmek isterseniz info@prinzessin-tim.de adresini kullanabilirsiniz. Almanca ve İngilizce mesajlarınız daha çabuk yanıt alacaktır, zira Türkçe mesaj aldıklarında çeviri için arkadaşlarına danışmaları gerekiyor.
 
Çeviri: Ömer Akpınar
 
Bu söyleşi, ilk olarak Kaos GL Dergisi’nin “Queer Pedagoji” dosya konulu Mart-Nisan 2014 sayısında yayınlandı. 

Etiketler: insan hakları, eğitim
İstihdam