25/06/2014 | Yazar: Yıldız Tar

Onur Haftası’nda engelli LGBTİ’ler konuşuldu: Ne LGBTİ olmak makbul ne de sakat! Hepimizi yuvadan atmak istiyorlar.

‘Sakat’ LGBTİ: Hepimizi Yuvadan Atmak İstiyorlar Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Onur Haftası’nda engelli LGBTİ’ler konuşuldu: Ne LGBTİ olmak makbul ne de sakat! Hepimizi yuvadan atmak istiyorlar.
 
“Temas” başlığıyla düzenlenen 22. LGBTİ Onur Haftası devam ediyor. 29 Haziran’da LGBTİ Onur Yürüyüşü ile sonlanacak hafta kapsamında, “Engel”lenen Kimlikler paneli yapıldı.
 
Levent Kültür Merkezi’nde düzenlenen panele Kaos GL muhabiri Esra Güleç, Yazar Nazmiye Güçlü ve Engelliler.Biz Platformu’ndan Bülent Küçükaslan konuşmacı olarak katıldı. Panelde konuşmalar işaret diliyle de ifade edildi.
 
“Ne LGBTİ olmak makbul ne de sakat”
İlk olarak söz alan Küçükaslan, engelliler ile LGBTİ’lerin yaşadığı ayrımcılığın birbiriyle örtüştüğünü söyledi:
 
“Bir LGBTİ bireyin yaşadığı sıkıntıları anlattığı bir metinde LGBTİ yazan yerleri çıkartıp sakat koyduğunuz; herhangi bir abeslik göremiyoruz. Bu topraklarda dışlanmadan yaşayabilmek için sağlam, beyaz, Türk erkeği olmak lazım; ne LGBTİ olmak makbul ne de sakat! İliklerine kadar muhafazakar yetiştirilen, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği sözlerini duyunca doğrudan tırnaklarını çıkartıp kabaran bu insanlar, konu sakatlar olduğunda, uyanıklık yapıp, kimse görmeden kardeşini yuvadan atmaya çalışan kuşa dönüşüveriyor. Evet, söylemek istediğim şey tam olarak bu: Hepimizi yuvadan atmak istiyorlar…”
 
“Topal olduğum için her gün dayak yedim”
Ardından söz alan Nazmiye Güçlü ise 22 yıl önce ilk LGBTİ Onur Yürüyüşü’ne katıldığını hatırlattı. Yıllarca her gün topal olduğu için dayak yediğini söyleyen Güçlü’nün konuşmasının satır başları şöyle:
 
“Yıllarca neden dayak yediğimi anlamadım. Çocukluğumda beni hiç dışarı çıkarmıyorlardı. Sonra üniversiteye başladım, solcu oldum. Çünkü ezilenden yanaydılar. Sonra solcu olduğum için dışlandım. Feminist olunca da solcu arkadaşlar tarafından dışlandım. Devamında Lambdaistanbul ile birlikte etkinliklere katılınca dışlandım. Eşcinsel miydim? Belki, dedim. 
 
“Herkes, ‘ayrımcılık yapmam’ diyor”
“Sonra bir gün delirdim. Dışlanmada son noktaydı delirmek. O zaman yalnız kalıyordun işte. O zaman herkes dışlıyordu. Devletin yaptığı ayrımcılıklara kızmayı bıraktım. Ama mesela saygın adı olan, sol çevreden birinin yaptığı ayrımcılığa karşı mücadele edince mesele değişiyor. Herkes kendini şahane sanıyor. Herkes ben ayrımcılık yapmam diyor. Ancak mesele öyle değil.
 
“İnsanlar en çok sakatlar hakkında karar verir. Onlar için düşündüklerini söylerler. Sakatlar bu hakkında karar verme ve yardımı reddedince de nankör oluyor. Sakat birisi için bir şey yapmak istediğinizde onun yerine karar vermek yerine muhakkak sorun.”
 
“Kaos GL ile ilk kez birileri yazabileceğime inandı”
Son konuşmayı yapan Kaos GL muhabiri Esra Güleç ise şunları kaydetti:
 
“2 yıl önce Kaos GL’de bir haber gördüm. Kocaeli’nde okuyordum, bir trans kadının öldürüldüğünü gördüm. Haberi yapan kişiyi, Umut’u facebookta ekledim. Orada Feminist Forum duyurusunu gördüm. Bir heyecanla gittim oraya. LGBTİ meselesinde de çevremizde konuşacak birileri yoktu. Kaos GL’nin sitesine girerken bile acaba çevremdekiler benim Kaos GL’ye girdiğimi görüyor mudur, diye düşündüm. Devamında Kaos GL muhabiri olmak istedim. Başta çekiniyordum ancak beni kabul ettiklerinde ilk kez birileri bir şey yapabileceğime inanmış oldu. ”
 
Güleç; Türkiye’deki engelli okullarında öğrencilerin robotlaştırıldığını, birbirini seven insanların cezalandırıldığını, militarist yapının sürdürüldüğünü aktardı: “Körler okullarında adeta askerî rejim uygulanıyor.” Engellilere LGBTİ, LGBTİ'lere de engelli meselesini anlatmakta zorlandığını vurgulayan Güleç, "Mücadeleye devam" dedi.
 
İlgili haberler:

Etiketler: insan hakları
nefret