18/04/2014 | Yazar: Murat Köylü

‘UNESCO Karar ve Verileri Işığında İnsan Hakları Eğitimi Uluslararası Konferansı’ Hacettepe Üniversitesi’nde başladı. Konferans bugün de devam ediyor.

‘Toplumsal Dönüşüm ile İnsan Hakları Eğitimi El Ele Gitmeli’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
“UNESCO Karar ve Verileri Işığında İnsan Hakları Eğitimi Uluslararası Konferansı” Hacettepe Üniversitesi’nde başladı. Konferans bugün de devam ediyor.
 
“UNESCO Karar ve Verileri Işığında İnsan Hakları Eğitimi Uluslararası Konferansı”nın ilk günü tamamlandı. Hacettepe Üniversitesi’nde gerçekleşen panellerde toplumsal dönüşüm süreci ve insan hakları eğitimi tartışıldı.
 
Türkiye Cumhuriyeti’nin tarafı olduğu, Kaos GL Derneği’nin eğitim danışmanları arasında yer aldığı, Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü ya da bilinen adıyla UNESCO kriterleri ışığında insan hakları eğitimine dair hususların tartışıldığı Konferans’a Milli Eğitim Bakanlığı’ndan (MEB) ya da Talim ve Terbiye Kurulu’ndan herhangi bir katılım olmadı. Hacettepe Üniversitesi’den Prof. Harun Tepe, Bakanlık katılımı için her yolu denediklerini, ama başarılı olamadıklarını söyledi.
 
Tepe’ye ek olarak, Avrupa Konseyi’nin Türkiye Cumhuriyeti ile okullarda ortak yürüttüğü Demokrasi Kuşağı adlı ilgili projenin yöneticisi Ahmet Murat Kılıç da, Bakanlık’tan hiç kimsenin olmamasına dikkat çekti.
 
Türkiye kamu yönetiminden yetkililerin yokluğunda geçen Konferans’ın ilk günü, bu eksikliğe rağmen akademiden ve sivil toplumdan alanlarında etkili isimlere ev sahipliği yaptı. İki gün sürecek etkinliğin başlangıç konuşmalarını Prof. Harun Tepe ile birlikte Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Murat Tuncer, UNESCO Türkiye Milli Komisyon Başkanı Prof. Öcal Oğuz ve UNESCO Sosyal Kuşatıcılık ve Gençlik Bölümü Müdürü Angela Melo gerçekleştirdi.
 
Rektör Tuncer, “Çevremde, mesela okulumda insan hakları ihlalleri çoğalıyor gibi hissediyorum. Bu bilgi ve algı geliştiği için mi bana öyle geliyor, bilemiyorum. İnsan hakları eğitiminde işin uygulama boyutu mutlaka yer almalı. Hayata geçirilebilir bilgi temel alınmalı” dedi.
 
UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Oğuz, UNESCO’nun savaştan hemen sonra, 1945’te, barışın tesis ve temin edilmesi amacıyla kurulduğunu, ama henüz bunda başarılı olamadıklarını söyledi. En temel insan hakkı olan yaşam hakkının, konuşmasını yaptığı esnada dahi ihlal edildiğini anımsatan Oğuz, yaşam hakkının sadece “hayatta kalma” olarak anlaşılmaması gerektiğini belirtti. Seyahat, haberleşme, herkesin eriştiği hayat standartları, çevre ve gelirin adil paylaşımını talep etme haklarını örnekler olarak gösterdi.
 
UNESCO Sosyal Kuşatıcılık ve Gençlik Bölümü Müdürü Melo ise konuşmasında toplumsal dönüşüm süreçlerinde insan hakları eğitiminin önemine ağırlık verdi. Melo, toplumsal dönüşümü; toplumun ekonomik, politik ve kültürel karakteristiklerin, önceki normlar ile az bağdaşan ya da bağdaşmayan biçimlerde dönüştüğü aşamalar olarak betimledi. Değişimden öte, dönüşüm olarak adlandırdığı böylesine bir tabloda insan hakları eğitiminin, toplumun gittiği yönün niteliğini tayin etme açısından temel önemde olduğunu aktardı. “Dönüşüm ve insan hakları eğitimi el ele gitmeli” dedi. Eski normların tartışıldığı ve geride bırakıldığı aşamalar, insan hakları eğitimi ve uygulaması için alan yaratır, şeklinde konuşan Melo, bu etkinin ve böylesine bir motivasyonun devlete ve topluma mal edilebileceğini, bunun büyük bir olanak olduğunu söyledi.
 
H.Ü. İnsan Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Harun Tepe’nin konuşmasının ardından Konferans’ın “İnsan Hakları Eğitimi ve Sorunları” adlı ilk oturumuna geçildi.  

Etiketler: insan hakları
nefret