15/04/2014 | Yazar: Derya Barış

Hêvî LGBTİ, İstanbul LGBTİ ve İHD, basın toplantısı düzenleyerek açlık grevindeki transların durumuna dikkat çekti.

Hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine, insanlık onuruna aykırı tutumlara ve cinsel tacize karşı açlık grevine başlayan trans kadın mahpuslarla dayanışmak için İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde İstanbul LGBTİ Derneği, Hêvî LGBTİ ve İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu ortak bir basın açıklaması düzenledi.
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde, trans kadınlara yapılan hak ihlallerine ve cinsel tacize dikkat çekmek, onlarla dayanışmak için LGBTİ oluşumları İstanbul LGBTİ ve Hêvî LGBTİ’nin de katıldığı bir basın açıklaması düzenlendi.
 
Açıklamadan önce, İHD Cezaevi Komisyonu’ndan Hatice Onaran hapishanelerdeki hak ihlallerine değinerek tecritin ve tacizin asla kabul edilemez olduğunu belirtti.
 
Ardından Hêvî LGBTİ’den Asya Elmas basın açıklamasını okudu. Bafra T Tipi Cezaevi’ndeki trans kadınların 40 gündür açlık grevinde olduğunu hatırlatan Elmas, hapishanede sistematik biçimde cinsel tacize ve şiddete maruz kalan trans kadın Avşa’nın 60 gündür grevde olduğunu belirtti.
 
“Can güvenliği bahanesiyle sürgün”
2009’da Giresun İnfaz Kurumu’nda görevlinin cinsel istismarına uğradığı belirtilen Avşa’nın delillerle birlikte mahkemeye başvurduğunu belirten Asya Elmas, memurun hapis cezasına çarptırılırken Avşa’nın da can güvenliği bahanesiyle Tokat’a sürüldüğünü ifade etti. Tokat’ta da aynı insanlık dışı uygulamaların devam ettiğini söyleyen Elmas, Avşa’nın Niğde’ye devamında da Gümüşhane ve Bafra’ya sürüldüğünü kaydetti.
 
Ortada taciz yoktur, çünkü Avşa travestidir”
Avşa’nın Kaos GL’ye yazdığı mektubundan alıntı yapan Elmas, Avşa’nın Bafra’da meydan dayağına maruz kaldığını belirtti. Avşa ise bu durumu mektubunda “Yüzüm gözüm tanınmayacak hale geldikten sonra hastaneye gönderilmeyip kurum revirince basit bir raporla geçiştirilmek istendi. Ancak olay günü olan 23 Aralık 2013 tarihinden bir gün sonra fenalaşmam ile acilen Bafra Devlet Hastanesi’ne kaldırılıp tedavim yapılarak detaylı rapor verildi. Ve kurumdaki bazı personel ve idareciler yanıma gelerek bana saldıran memurun psikolojik sorunları olduğunu, antidepresan ilaçlar ile ayakta durduğunu, şikayetimden vazgeçmemi, aksi takdirde tarafım için iyi olmayacağını söylediler” sözleriyle aktardı.
 
Kamera kayıtları ve hastane raporlarına rağmen Avşa’nın şikayetlerinin kovuşturmaya gerek olmadığı gerekçesiyle geçiştirildiğini kaydeden Elmas, “Ortada taciz yoktur, çünkü Avşa travestidir! Travesti oluşundan ötürü taciz hayatın olağan alışına aykırıdır, mümkün değildir!” sözlerini kınadıklarını açıkladı.
 
“Trans kadınlar yalnız değildir”
“Bütün bu yaşadıklarından sonra açlık grevine giren Avşa ise mektubu yazdığı sırada açlık grevinin 60. günündeydi ve bu süreçte 22 kilo kaybetti” diyen Asya Elmas, mahpushanelerde trans kadınların uğradığı her türlü şiddetin birinci dereceden sorumlusunun adalet bakanlığı ve hükümet olduğunu ifade etti. Avşa Erkuş ve tüm trans kadın mahpuslara uygulanan baskılara derhal son verilmesi gerektiğini belirten Elmas, “Trans kadın mahpuslar yalnız değildir” sözleriyle açıklamayı sonlandırdı.
 
“Tecrit içinde tecrit kabul edilemez”
Açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan İstanbul LGBTİ Derneği’nden Çîrûsk Arat ise, yaşananların peşini bırakmayacaklarını ve milletvekillerinden oluşan bir heyetin durumu izlemek üzere Avşa’nın bulunduğu cezaevine gideceklerini açıkladı. LGBTİ’ler için yapılacak cezaevlerine ilişkin soruyu değerlendiren Arat, “Tecrit içinde tecrit uygulamasına karşıyız. Tüm bunları kamuoyu oluşturarak, kampanyalarımızla önleyeceğiz” açıklamasında bulundu.
 
İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu’ndan katılan Seza Horoz ise, Avşa’nın ve diğer trans kadın mahpusların durumunu “Dışarıdaki tecrit içeri taşındı” sözleriyle değerlendirdi. Hapishanelerdeki hak ihlallerinin Afrika’da translara uygulanan idamdan farklı olmadığını kaydeden Horoz, en önemli unsurun zihniyetle mücadele etmek olduğuna dikkat çekti. 

Etiketler: insan hakları
İstihdam