23/11/2018 | Yazar: Ali Erol

Ankara Valiliği’nden “LGBTİ’lere süresiz OHAL” haberleri, Ekim ayı sosyal medyasında homofobik ve transfobik nefret söylemleriyle desteklendi.

“Nefret söylemine maruz kalıyorlarmış. İbnelerden nefret ediyoruz, var mı ötesi” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Ankara Valiliği’nden “LGBTİ’lere süresiz OHAL” haberleri, Ekim ayı sosyal medyasında homofobik ve transfobik nefret söylemleriyle desteklendi.

Kasım 2017’de Ankara Valiliği’nin Olağanüstü Hal Kanunu’na (OHAL) dayanarak ilan ettiği süresiz “LGBTİ+ etkinlik yasağı”nın ardından 3 Ekim’de, Valiliğe bağlı Hukuk İşleri Şube Müdürlüğü tarafından Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’ne iletilen “yazı” ile “LGBTİ yasağı”nın sürekli kılınması; Ekim ayındaki gelişmelerden biri olarak, sosyal medya ortamları ile internet yayıncılığında cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi ile LGBTİ varoluşlara yönelik ayrımcı yaklaşım, homofobik ve transfobik söylem içeren haber ve yorumlara yansıdı.

Olağanüstü Hal uygulamasına son verilmesine rağmen Ankara’da uygulanan LGBTİ etkinlikleri yasağının devam ettiğine dikkat çeken Anayurt gazetesi, bu gelişmeyi “LGBTİ’lere süresiz OHAL” manşetiyle gördü. “Ankara Valiliği, LGBTİ etkinliklerini yine yasakladı!” manşetini kullanan T24 internet gazetesi ise haberi, “Gerekçe: Toplumsal hassasiyet ve duyarlılıklar!” ifadesi ile sundu.

“Sokaklara dökülürlerse kimse için iyi olmaz, başkaları da av için çıkar sokaklara”

Cumhuriyet gazetesi, Ankara Valiliği tarafından İl Emniyet Müdürlüğü’ne 3 Ekim tarihinde yollanan yazıda “LGBTT-LGBTİ vb. konular ile ilgili” etkinliklerin yasaklandığını söz konusu “yazı”nın resmi belgesi ile haberleştirdi.

Cumhuriyet’in “Ankara Valiliği’nden LGBTİ yasağı” haberi, gazetenin facebook sayfası takipçilerince “ancak yasaklayın” ve “yasak ne ayol” gibi tepkiler alırken, homofobik nefret söylemleri ardı ardına sıralanan takipçi “yorum”ları birbiriyle yarıştı:

“Lgbtden nefret ediyorum. İlk defa vali doğru karar verdi.”

“Ben de nefret ediyorum İBNELİK LEZBEYNLİK için dışarda protestoyu yapan bütün ibnelerden lezbiyenlerden nefret ediyorum”

“Erkek erkege kiz kiza Bu ne sapkinlik”

“Sapıklar cehenneme diyoruz”

“Hdp liler ve CHP'liler başlar gene hepimiz ibneyiz hepimiz topuz diye”

“Protesto yaparsalar asla saygı göstermem onlara pislik olarak görürüm o zaman özel hayatlarında kalırsa o zaman saygı gösteririm. İyi bir karar.Gökkuşağınada saygı gösterin.lezbiyen ibnelerin rengi değil onun için kullanılmaz .”

“Sokağa çıkıpta ben topum lezbiyenim demek zorunda değiler.O yüzden hayatında öze kal demek isterdim? Dünyanın sorunu az bide bunlarla uğraşılsın İnan gibi olmaya çalışın kimse sizin cinsiyetinize karışmaz ama bu sokaklara dukulurse kimse için iyi olmaz daha sora için fark etmez nerede olursa olsun başkalarında av için çıkar sokaklara?buda iyi olmaz.DUNYADA HERŞEY ÖZGÜR OLAMAZ??. O zaman dünyanın tadı olmaz? Bu yaptığınız şey insanların özgürlüğüyle ilgili değil.”

Cumhuriyet gazetesinin haberi paylaştığı twitter sayfasında “LGBTİ yasağı”ndan ötürü Valiliği tebrik eden ve kararı destekleyen homofobik ve transfobik nefret söylemleri aynı zamanda ırkçı ve milliyetçi nefret ile de bulamaç ediliyor. Gazetenin “Ankara Valiliği'nden LGBTİ yasağı” haberine sevinen bir takipçi, “HDP İzmir LGBTİ+ Komisyonu” afişli paylaşıma “yorum”unu ekliyor: “Nerde bir ibne gavat terorist var hep bu agacin altindan cikiyor o agacin kokunu biyerlerine sokacaksin rahatliyacaklar”

“Ankara Valiliği’nin yasağı nefret suçlarına zemin hazırlıyor”

Ankara Valiliği’nin “LGBTT-LGBTİ vb. konular ile ilgili” etkinlik yasağını kınayan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen’in “homofobik ve transfobik zihniyet, önce söylemde ayrımcılığa, sonra Ankara Valiliği’nde olduğu gibi hukuksuz yasaklara, en sonunda da nefret cinayetlerine neden oluyor” açıklaması ile tartışmalar devam etti.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçen’in açıklamasını kaosGL.org haberinden olduğu gibi alan ve sadece “Ankara Valiliği, LGBT etkinliklerini yasaklayınca CHP'den ses geldi: 'Toplumsal hassasiyetler' sahteymiş!” başlığı atan İslami Analiz sitesinin twitter ve internet sitelerindeki paylaşımların herhangi bir “okur yorumu” ile karşılanmaması dikkat çekiyor. Öte yandan twitter hesabında kendini Diriliş Postası adlı yayından “gazeteci/yazar” olarak tanıtan Sabri İşbilen ise Gökçen’in açıklamasını şu “tweet” ile karşılıyor: “CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, LGBTİ etkinliklerini yasakladı diye Ankara Valiliği'ne tepki göstermiş... Silahlı teröristler yetmedi, şimdi de sosyal teröristlere kol kanat geriyorlar.”

Nefret söylemi üretme, yayma ve teşvik etmede “yaygın medya organ”ı halini almış Yeni Akit ve Haber Vitrini siteleri “Sapkınlığı korumak CHP'ye kaldı!” ortak başlık ve haberi kullanırlarken, CHP Genel Başkan Yardımcı Gökçe Gökçen’in yasağı kınayan açıklamasını, “CHP’den sapkınlara tam destek” diye veren Yeni Akit’in çağrısını gören okurları, “bunları temizlemenin bir yolu yokmu” ve “katledilmesine kosulsuz emir olunan sapiklik= homolar” yorumları ile karşılık verdiler.

Dinsel temelli geleneksel homofobik nefretin yansımaları olarak “lut kavmi” hatırlatmaları ve “lanet” okuyan “okur yorumları” ise bu kez T24’ün paylaşımına nasip oluyor.

“İbnelerden nefret ediyoruz, var mı ötesi”

“Lut kavmi” hatırlatmalı “yorum”lar, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçen’in açıklamasını, Anadolu Ajansı’nın geçtiği haberden alan ensonhaber.com sitesi okur ve takipçilerinin mesajlarında da görmek mümkün olmakla birlikte, özellikle Gökçen’in genel başkan yardımcı olduğu partiye ve bu siyasi parti üzerinden LGBTİ’lere yönelik nefretin seyri öne çıkıyor.

Alay etme, komik bulma, karikatürize etme, ciddiye almama, aşağılama ve hakaret ile yetinmeyerek nefreti marifet belleyen ensonhaber.com okur ve takipçilerinin cinsiyetçi, homofobik ve ırkçı nefret söylemlerinin “katli vacip” çağrısına kadar vardırdığı görülüyor:

“Oy aldıkları bir onlar kaldı sahip çıkmaları normal”

“Chgbt”

“CHP nin yüzde 90 ı lgbti olduğu için normal”

“intersex ney haci, bu chpliler harbi o bicim ahaha”

“Chp= homoseksuel=hdp=pkk= terörist”

“Normal karşılamaktan lazım chp nin içinden çıkanlar bunlar”

“Nefret söylemine maruz kaliyorlarmış. İbnelerden nefret ediyoruz, var mı ötesi”

“"Nefret söylemine maruz kalıyorlar", çünkü yaptıkları nefret edilecek bir durum...”

“sizin hukukunuza aykırı .bizim inancımıza dinimize ahlakımıza sünnetimize aile yapısına aykırı. Allahım kavimlerdeki sapıkları helak ettiğin gibi bunlarıda helak eyle. kahrı perişan eyle.”

“Katli vacip olan kişilere bide anlayışmı göstereceğiz. Ayetlerle sabit bunlar ve bunlar gibilerinin sonu.”

Fotoğraf: İzmir Onur Yürüyüşü

“Çiftin beyaz takım elbise giyerek uyum sağlaması ise dikkatlerden kaçmadı”

İzmir’in yerel basınından HaberEkspres, Ekim ayının ortalarına doğru, ”sosyal medyada büyük ilgi gördü” dediği bir düğün video-haberi paylaştı:

“İzmir'de eşcinsel iki erkek, Türkiye'de yasal altyapısı olmamasına rağmen tuttukları düğün salonunda formalite bir evlilik yaptı. Bu ilginç anlarda çifti, arkadaşları yalnız bırakmadı. Çift, dans pistine el el yürüdü ve çalan duygusal müzik eşliğinde dans etmeye başladı. Çiftin beyaz takım elbise giyerek uyum sağlaması ise dikkatlerden kaçmadı.

Dans esnasında çiftin yakınları, ıslık ve alkışlarla çifte destekte bulundu.”

“Eşcinsel iki erkek” düğününün haber-videosu sadece magazin sitelerinde değil, Ege haber siteleri ile birlikte, BursaUrfaMaraş ve Rize’ye kadar yerel basının internet sitelerinde dolaşıma girdi. Kahramanmaraş internet sitesinde bir okur, “Yav birde niye afet oluyor deprem oluyor derler kardeşim bunların derhal katli vaciptir” derken, Rize’den gelen yorumlar ise “ülkemizde böyle bir kanun varmıki erkek erkeğe evlenebiliyor” ifadesiyle gelen “kim izin veriyor bunlara şaşkınlığı”nın ardından, geleneksel bildik dinsel kökenli nefret bedduasına bağlanıyor: “Bunlar helak olan lut kavminin nesilleri. Allah sizin cezanızı versin.”

“eeee IZMIR den ne beklenirki ! nerde islam disi bir olay ,basta izmir !”

Kambersiz “düğün” olur mu! Nefret üretme ve yaymanın yaygın medya organı haline gelmiş Yeni Akit de, bir gün gecikmeyle de olsa “düğün”e yetişti ve İzmir’den dolaşıma giren “eşcinsel iki erkek düğünü”nün haber-videosu “Sapkın düğüne tepki yağıyor” manşetiyle duyurdu.

Diğer internet siteleri “Türkiye'de yasal altyapısı olmamasına rağmen” derken, Yeni Akit, “haber” vermekle yetinmeyerek “Türkiye’de eşcinsel evlilikleri yasak olmasına rağmen” yorumuyla “yargı kararını” da vermekten geri durmadı. Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar adlı kişiye mikrofon tutan Yeni Akit, “sapkınlık”, “helak”, “lut” tekerlemesini sıraladıktan sonra sözü okur-takipçiler alıyor:

“gavur tohumları bilhassa yahudilerin yurdu izmir. haram yiye yiye arkalarından çıkartmaya çalışıyorlar. insanlıkları bitiyor anlamıyorlar. böylece hötörö oluyorlar”

“eeee IZMIR den ne beklenirki ! nerde islam disi bir olay ,basta izmir !”

“ne eşcinseli hepimiz helak oluruz. yaş kuru ayırd etmez ,Allahın azabı gelirse herkesi içine alır.bizimde üzerimize düşen özellikle diyanet camiasının tebliğ tebliğ tebliğ, insanlara akideyi öretmek, imani bilgileri öğretmek namaz kıldırmaktan daha önemlidir.”

“Akşama kadar sapkın modacıların yaptığı yarışmalar neden eleştirilmiyor? Devlet neden bunlara göz yumuyor? Bir an önce İslam ahlakına dönüş yapan proğramlar yayınlanmalı ve bunlar desteklenmeli.”

“Ömür boyu mutluluklar” mı; “Lanetullahi aleyh” mi!

HaberEkspres İzmir’in haber ve düğün videosu, “Ömür boyu mutluluklar / Kimki Lut kavmi gibi bir günaha girerse onu orda öldürün katli vaciptir. Bu kadar da olmaz ya. Lanetullahi aleyh”  ile Ne guzel... Keske herkes sevebilmeyi ve sevilebilmeyi ogrenebilse... / Allah belanizi verecek basimiza tas yağacak” tepkileriyle karşılanırken, iki erkeğin düğününü “Türkiye’yi şaşkına çeviren olay!” başlığıyla veren Mynet internet sitesinin okur ve takipçileri ise söz konusu “tebrik / lanet” söylemini, binlerce kişinin etkileşime girdiği ve 169 “yorum”un düşüldüğü bir alana taşıyorlar.

Mynet internet sitesinin “Türkiye'ye şaşkına çeviren olay! İki erkek düğün salonunda evlendi” haberini yorumlayan okur ve takipçiler, açılışı, “Allah kahretsin sizi” bedduasıyla açıyor. Açılışı yapan “bela” mesajına tepki gösteren yorum sahibine ise gelen ilk tepki “Bunu bile siyasete bagladin ya.” oluyor.

“şu gayleri savunayım derken nasıl saçmalamışsın” ile “Lo yoksa o videodaki senmisin :)” dokundurmaları arasında söz gene “İzmir”e geliyor: “izmirde zati kayış kopmuş tohum bozuk bikere normal diyorum atatürkün kalkıp izmiri birdaha denize dökmesi lazım anca temizlenir”

“Top”, “topitop”, “toplu nikah”, “İzmir…”, “neresi tabiiki izmir” sataşmasının sonu gelmeyince bir takipçi, “izmirde evlenmiş izmirli olduğunu nerden çıkardın.belki senin memleketli” atışmasıyla karşılık veriyor.

“Esas oğlan her zaman Türk, Sünni, Müslüman ve heteroseksüel”

Sosyal Psikolog, Prof. Dr. Melek Göregenli, “Homofobiyi basit bir kişisel eğilim, “heteroseksüelliğin normal kabul edilmesi, diğer cinsel varoluş biçimlerini anlamama, hoşlanmama vb.” gibi görmek, onun muhafazakârlığın ve toplumun genel olarak hizada tutulmasının en önemli ideolojisi olduğunu görmezden gelmek, hiçbir adalet ve eşitlik fikrini inandırıcı kılamaz.” diyor ve devam ediyor:

“Cinsiyetçilik, heteroseksizm ve homofobi-transfobi, sadece cinsiyet ve cinsel kimliğe yönelik ayrımcılık, şiddet ve nefret suçlarının siyasetleri değildir aynı zamanda hayatımızı zindan eden her türden nefret siyasetinin de belirleyicisidir. Milliyetçilik, ırkçılık, anti-semitizm, otoriterlik vb. bütün nefret siyasetleri genel bir muhafazakârlık ikliminde yeşerir ve bu iklim esasen homofobiden beslenir, genel olarak bütün beden kontrolüne dayalı siyasetlerden güç alır. Homofobik olmayan bir milliyetçilik söz konusu bile olamaz.”

“Milliyetçilik, kökten dincilik, kör vatanseverlik, kadın düşmanlığı, yabancı düşmanlığı ve genel olarak içinde yaşadığımız sistemin meşrulaştırılması eğilimleri mutlaka homofobik tutumlarla birlikte var oluyor. Yani homofobik olmayan bir milliyetçilik ya da başka bir siyasi kötülük yok. Esas oğlan her zaman Türk, Sünni, Müslüman ve heteroseksüel. Dünyada da eşitlik ve adalet ilkesini savunan ama homofobik olan bir toplumsal siyaset, böyle bir hayat tasavvuru yok.”

“Mutlaka “nefret edin!” demesi gerekmiyor”

Sosyal Psikolog Göregenli, hepimizin “doğru”sunu, “iyi”sini vazeden her dilin ontolojik olarak nefreti içinde taşıdığını, mutlaka “nefret edin!” demesi gerekmediğini belirtiyor:

“Nefret söylemi öncelikle iktidar tarafından üretiliyor ve bu iktidar dili işte bildiğimiz, yukarıda da söz ettiğimiz farklı biçim ve düzeylerde yeniden yeniden üretiliyor. Sokaktaki insanın, gencin, çocuğun zihni, dili, dünyası böyle şekilleniyor: Kim normal, kim anormal, kim hasta, kim sağlıklı, kim günahkâr, kim cennetlik, kim iyi, kim kötü ve nihayet kim var olmalı kim yok olmalı. Bütün dünyamız sokakta, evde, okulda, her yerde bu dilin kurduğu hiyerarşilerle şekilleniyor. Böyle bir dünyaya referansla kurulmuş, hepimizin “doğru”sunu, “iyi”sini vazeden her dil ontolojik olarak nefreti içinde taşır, mutlaka “nefret edin!” demesi gerekmiyor.”

Kaos GL’den aylık nefret söylemi takibi

Kaos GL, sosyal medya ortamları ile internet yayıncılığında cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi ile LGBTİ varoluşlara yönelik ayrımcı yaklaşım, homofobik ve transfobik söylem içeren haber ve gelişmeleri takibe alıyor.

Böylece Kaos GL, internet yayıncılığında dikkat çeken, sosyal medya ortamlarında öne çıkan Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ) odaklı homofobik ve transfobik nefret söylemi üreten ve yayan haberler ile mesajların aylık takibini ve irdelemesel kaydını tutuyor olacak.

Ayrımcı, ırkçı, homofobik, transfobik unsurlar taşıyan ifadelere nefret söylemi denilmektedir. Bir gruba ya da o gruba üyeliği nedeniyle bir kişiye yönelik düşmanlıktan kaynaklanan ve o gruba yönelik düşmanlığı gösteren veya cesaretlendiren ifade biçimleridir. Nefret söylemi, nefret suçuna teşvik ya da eşlik edebileceği için, bu iki kavram birbiriyle bağlantılıdır.

Nefret söylemi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tavsiye kararında, “nefret biçimlerini yayan, teşvik eden, savunan ya da haklı gösteren her tür ifade biçimi” olarak tanımlanıyor.

Sosyal Psikolog, Porf. Dr. Melek Göregenli, nefret söyleminin kurulmasında ve yaygınlaştırılmasında en etkili araçlardan birinin medya olduğuna dikkat çekiyor:

“Medya, dünyada ve ülkemizde nefret suçlarına yol açan ayrımcılığı oluşturan ve besleyen kalıpyargıların, önyargıların kısaca nefret söyleminin kurulmasında ve yaygınlaştırılmasında en etkili aracılardan biridir. Medyanın nefret suçları kapsamında ele alınabilecek eylemleri haberleştirme, kullanılan dil ve mağdurları ya da olayı sunma şekli, eylemi meşrulaştırmaya ve suçun altında yatan ayrımcılığı gizlemeye yol açabilir; sıklıkla böyle olmaktadır. Örneğin, Türkiye’de bütünüyle nefret suçları kapsamında görülmesi gereken eşcinsellere, travesti ve transseksüellere yönelik saldırılar, genellikle mağdurların yarattığı tahrik sonucunda oluşan eylemler gibi sunulmaktadır. Açık bir saldırı ve çoğunlukla cinayete varan ya da bizim ülkemizde ancak ölümle sonuçlandığında ‘haber’ değeri taşıyabilen suçlar, mağdurların çıkardıkları ‘olaylar’ sonucunda gerçekleşmiş, ‘doğal’ sonuçlar olarak ele alınmaktadır. Genellikle mağdurlar, faillerin ‘hassasiyetlerine’ dokunur ve cezalarını bulurlar; oysa failin hassasiyetinin tek kaynağı ayrımcılık ideolojileridir. Bu yaklaşım, sadece şiddeti meşrulaştırmakla kalmaz, aynı zamanda kendini ifade etme ve gerçekleştirme hakkının, bir toplumda kimlere ait bir ayrıcalık olduğunu da tarif eder; bu doğrudan herkesin sadece insan olmak bakımından eşit olduğu ön kabulüne dayanan çoğunu bizim de kabul ettiğimiz evrensel hukuk normlarının çiğnenmesi anlamına gelir.”

Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ) terimleri ile tanımlarını, LGBTİ’lere yönelik ayrımcılık ideolojileri ve anlamlarını, insan hakları ve ayrımcılıkla ilgili terimler ve tanımlarını ve daha fazlasını, Kaos GL Derneğince yayınlanmış “LGBTİ Hakkında Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları” kitapçığında bulabilirsiniz.

Not: Bu dizide, internet ortamı ile sosyal medyadan yapılan alıntıların yazım hatalarına dokunulmuyor; olduğu gibi alınıyor.

İlgili bağlantılar

EYLÜL - “Ne diyon lan sen değişik”

https://kaosgl.org/sayfa.php?id=26790

AĞUSTOS - bitmedi daha sürüyor o kavga: “cinsiyet kabul etmeyen, herhangi bir cinsiyeti olduğunu söylemeyen…”

https://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=26615

TEMMUZ - İşten atma gerekçesi: Eşcinsel ilişki…

https://kaosgl.org/sayfa.php?id=26347

HAZİRAN - Özgürlük ve eşitlik olmadan 3’ün 1’i yetmez!

https://kaosgl.org/sayfa.php?id=26273

MAYIS - “Hâlâ milletin kaşıyla gözüyle uğraşıyorlar!”

http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=26024

NİSAN - “Cinsel haklar ahlaksızlığı teşvik etmez; heteroseksist ahlaka karşıdır”

http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=25712

MART - “İnsanların cinsiyet seçimi kimseyi ilgilendirmez!”

http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=25650

ŞUBAT - Sağlık, Anayasal haktır!

http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=25519

OCAK - “Kahrol düşman al sana bomba ayol”

http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=25430

 


Etiketler: medya
İstihdam