21/11/2014 | Yazar: Buket Kaya

Kocaeli LGBTİ İnisiyatifi, 20 Kasım Nefret Suçları Mağduru Trans Bireyleri Anma Günü’nde sokağa çıktı.

Geçtiğimiz günlerde kurulan ve ilk etkinliğini “Benim Çocuğum” belgeseli ile gerçekleştiren Kocaeli LGBTİ İnisiyatifi, 20 Kasım Nefret Suçları Mağduru Trans Bireyleri Anma Günü’nde sokağa çıktı.
 
İzmit İnsan Hakları Parkı’nda toplanan homofobi ve transfobi karşıtları “Farkına varın buradayız ve gitmiyoruz!”, “Trans intiharları politiktir! Ne boka yaradı normal olmak?” pankartları ardında toplandı. Katledilen transların fotoğraflarını taşıyan kitle “Trans cinayetleri politiktir”, “Homofobik devlet yıkacağız elbet”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları attı.
 
Eylem Oğuz’un LGBTİ İnsiyatifi adına basın açıklamasını okumasının ardından katledilen trans bireylerin fotoğraflarının yanına karanfil bırakıldı ve mum yakılarak anma gerçekleştirildi.
 
İnisiyatifin basın açıklamasının tamamı şöyle:
 
“Sokaktayız, her yerdeyiz ve hiçbir yere gitmeyeceğiz!”
 
“Bizler Türkiye’de trans bireylere yönelen şiddet ve cinayetlere "dur" demek, yasa yapıcılar ile hükümet yetkililerinin dikkatini trans bireyleri hedef alan nefret suçları ve nefret cinayetlerine çekmek, kamuoyunu da konuya duyarlı olmaya çağırmak amacıyla burada toplanmış bulunmaktayız.
 
“Yaşamın her alanının dışına itilmeye çalışılan trans arkadaşlarımız, şans eseri öğrenimlerini bitirmiş olsalar dahi, çoğu zaman iş bulamamakta; işe girseler dahi kısa sürede çeşitli gerekçelerle işten atılmakta, kendilerine seks işçiliğinden başka çıkar yol bırakılmamaktadır. Can güvenliklerinin dahi olmadığı bir toplumsal düzen içerisinde seks işçisi trans bireyler sabah kendilerine transfobik küfürler eden kişilerce, akşam para karşılığı sekse davet edilmektedir. Yine keyfi uygulamalarla, Kabahatler Kanunu gerekçe gösterilerek gözaltına alınan, darp edilen, para cezaları kesilen trans bireyler polislerin işkencesine ve tecavüzüne maruz kalmaktadır.
 
“Toplumun intihara sürüklediği transların ölümleri birer nefret cinayetidir”
 
“Travesti, transseksüel cinayetleri politik cinayetlerdir ve devlet eliyle teşvik edilmektedir. Sokağa herkesin bir arada kendini özgürce ifade ederek yaşayabileceği bir dünya kurmak, işlenen suçların sıradan olaylar değil ’nefret suçları’ olduğunu anlatmak, travesti ve transseksüellerin seks işçiliğine mahkum edilmeleri yerine herkes gibi istihdam edilme olanaklarını yarattırmak için nefret suçlarının ve cinayetlerinin önlenmesi için sokaklardayız.
 
“Dünyada görünürlükleri arttığı oranda katliamları da artan LGBTİ bireylere yönelik nefret cinayetlerinin çoğu devletler tarafından kayıt altına alınmazken, Transgender Europe Trans Cinayetleri İzleme (TCİ) projesinin verilerine göre, dünyada 1 Ekim 2013 ile 30 Eylül 2014 tarihleri arasında 226 trans, nefret cinayetine kurban gitti. Elbette ki bu verilerin yalnızca kayıt altına alınanlar olduğunu göz önünde bulundurulduğunda, bu sayı kat be kat fazlasına karşılık gelmektedir. Transfobik cinayetlerin kurbanı olmaktan kazara kurtulan arkadaşlarımız, çoğunlukla yaşadıkları bu toplumsal baskı sonucunda yaşamlarını kendileri sonlandırmaktadır. Bu yüzden toplumun intihara sürüklendiği transların ölümleri birer nefret cinayetidir.
 
“Bu hapishanenin duvarlarını yıkacağız ve kimliklerimizi bedenlerimizle özgürce yaşayacağız!”
 
“Cinsel kimliklerin baskılanmadığı, ruhların aynadaki siluetlere küstürülmediği, farklılıkların ölümlerle sonuçlanmadığı bir dünya yaratmak için, başta kadınlar ve LGBTİ’ler olmak üzere tüm homofobi ve transfobi karşıtları olarak bu katliama ‘dur!’ demeliyiz. Kimliklerin bedenlere hapsedilmeye çalışıldığı bir dünyada, bizler bu hapishanenin duvarlarını yıkacağız ve kimliklerimizi bedenlerimizle özgürce yaşayacağız!
 
“Tüm transfobik nefret mağdurlarına selam olsun, Daha 17sinde Florida da öldürülen Troyvan’a Çingene Gül’den çiçekçi Gaye’ye Antep’te sevgilisi tarafından öldürülen Sevda’ya, Rita’dan Dilek, Melek ve Dora’ya,  Çağla Joker’e. Trans da candır, bu böyle biline! 

Etiketler: insan hakları, nefret suçları
İstihdam