19/06/2007 | Yazar: KAOS GL

‘Tüm bunların hepsi burnumuzun dibinde bir barda oluyor. Eğlenmek için dışarı çıkan ve sadece genel olarak ‘gey’ başlığının altında toplayabileceğimiz insanlar ‘sorun’ olarak görülüp, bir bardan coplanarak dışarıya çıkarılıyor.’ Akşam gazetesi yazarlarından Yiğit Karaahmet olaylı cumartesiyi anlatıyor.

‘Tüm bunların hepsi burnumuzun dibinde bir barda oluyor. Eğlenmek için dışarı çıkan ve sadece genel olarak ‘gey’ başlığının altında toplayabileceğimiz insanlar ‘sorun’ olarak görülüp, bir bardan coplanarak dışarıya çıkarılıyor.’ Akşam gazetesi yazarlarından Yiğit Karaahmet olaylı cumartesiyi anlatıyor.

KAOS GL

Yiğit Karaahmet

İstanbul sınırları içinde öyle bir bar var ki burayı anlatmak için sayfalarca yazı, fotoğraf, anekdot vermek lazım. Hayır! Bir Ayşe Arman’lık yapıp buranın adını vermeyeceğim. Çünkü orası kurtarılmış bölge ve herkes tarafından keşfedilmesini istemiyorum. (Vakti zamanında Ayşe Arman Prive’yi ‘Şekerim herkes oraya kopmaya geliyor. Ben böyle yer görmedim’ deyip yazdığında, Prive o hafta hayatında gördüğü en saçma kalabalığı ağırlamıştı.)

Ama şunu söyleyebilirim ki orası bir gey bar. Sosyal piramidin tüm basamaklarındaki geylerin omuz omuza eğlendiği bir gece üssü. Herkesi, her halde, her şekilde orada bulabilirsiniz. Benim kanaatimce müziğinden katılımcılarına, gizemli karanlığından, boğucu sıcaklığına kadar memleket sınırları içindeki en kişilikli yer.

Bu güzide mekanımız şimdi Beyoğlu’nda yeni yerine taşındı. Uzun zamandır da cumartesileri şöyle iyice bir dağıtmadığımız için, erken saate yeni yerde yoklamayı aldırdık. İçerisi izdiham olduğu anda da ışıklar yakıldı ve barı polis bastı. İlk başta rutin polis kontrolü diye düşündük.

Biraz bekledikten sonra fenalık gelip dışarı çıkıldı tabii. Çıkışta kimliklerimize baktılar o kadar.

15 dakika sonra öğrendik ki polis içerideki müşterileri copla ve biber gazıyla tehdit ederek dışarıya çıkarmış.

Barın önünde olayı alkışlarla protesto etmeye çalışan müşteriler tartaklanarak dışarı atılmış. ‘Sorun nedir?’ diye soran bir arkadaşımıza ‘Sorun sizsiniz?’ diyerek yanıt verilmiş. Dışarıdaki kalabalığı İstiklal’e kadar kovalamışlar.

Tüm bunların hepsi burnumuzun dibinde bir barda oluyor. Eğlenmek için dışarı çıkan ve sadece genel olarak ‘gey’ başlığının altında toplayabileceğimiz insanlar ‘sorun’ olarak görülüp, bir bardan coplanarak dışarıya çıkarılıyor.

Yürüyüşe Katıl

Ben bu zamana kadar İstanbul’da yüzlerce kulübe gittim. Polis hiçbir mekanı bu şekilde basıp, insanları coplarla sokağa salmıyor.

27 Haziran’da İstanbul’da gay pride (tüm dünyada her düzenlenen eşcinsel onur günü yürüyüşü) başlıyor.

Ve onun tam bir hafta öncesinde bu şekilde bir baskın, olayın rengini belli ediyor zaten.

Bu aslında 28 Haziran 1969’da New York’ta Stonewall adlı küçük bir gey barı basan polislerle eşcinsellerin çatışmasıyla başlayan ve tüm dünyada eşcinsel hareketin miladı olarak kabul edilen Stonewall olaylarının Türkiye versiyonu işte (şimdi tüm dünyada her yıl milyonlarca kişi Stonewall olaylarının yıldönümünde ‘Eşcinsel onur gününü’ kutluyor.)

İstanbul’un göbeğindeki bu olaylara dur demek için, onlara ‘biz hâlâ buradayız’ demek için, gey olalım ya da olmayalım İstanbul yürüyüşünde yer almalıyız.

Kaynak: Akşam, 19 Haziran 2007


*Konuyla ilgili haberler:

[[Polis nereye?]]


Etiketler: insan hakları
İstihdam