02/12/2019 | Yazar: Kaos GL
Pozitif Dayanışma 1 Aralık Dünya AIDS Günü için açıklama yayınladı.
HIV hakkında doğru bilgilerin yaygınlaştırılması için
çalışan ve HIV ile yaşayan kişilere akran danışmanlığı veren bir örgütlenme
Pozitif Dayanışma 1 Aralık Dünya AIDS Günü için açıklama yayınladı.
“Farkında Ol! Önyargıları Değil, Dayanışmayı Destekle!”
diyen Pozitif Dayanışma, “HIV ile yaşamak sürekli bir hastalık hali değildir,
HIV ile yaşayanlar da hasta değildir!” diyor.
Açıklamanın tam metni
şöyle:
“Bundan tam 31 yıl önce 1 Aralık, Dünya çapında HIV/AIDS
Farkındalık Günü ilan edildi. Birçoğumuz için çok anlamlı bu günde Pozitif
Dayanışma olarak; HIV/AIDS hakkında doğru bilgilerin yaygınlaştırılması,
önyargı ve ayrımcılıkların sonlandırılması ve HIV pozitif insanlarla dayanışmak
gibi ilkelerle mücadele etmeye devam edeceğimizi ilan ediyoruz! Gücümüzü
yanımızda yer alan ve yalnız olmadığımızı gösteren herkesin desteğinden ve
dayanışmasından alıyoruz.
Hasta ya da hastalık sahibi değiliz!
“HIV, kişileri doğrudan hasta etmez, bağışıklık sisteminin
zayıflaması ile fırsatçı başka enfeksiyonlar için vücudu korumasız bırakır.
Günümüzde gelişen tedaviler sayesinde eğer HIV ile yaşayan bireyler düzenli
ilaç kullanıyorsa HIV’den dolayı gelişecek fırsatçı enfeksiyonlar nedeniyle
hasta olmazlar, hayatlarına olağan akışlarında devam eder ve herkes gibi
yaşarlar. Dolayısıyla HIV ile yaşamak sürekli bir hastalık hali değildir, HIV ile
yaşayanlar da hasta değildir!
“HIV’in tanımlanmasından bu yana geçen onlarca sene
içerisinde tanı ve tedavi yöntemlerinde çok önemli gelişmeler yaşandı. Ancak
güncel araştırmalar gösteriyor ki ülkemizde HIV ile yaşayan kişilerin tahminen
%49’u HIV ile yaşadığını bilmiyor. Dolayısıyla da Antiretroviral (ART) tedaviye
erişimleri yok. Çok sayıda bilimsel araştırmanın sonuçları gösteriyor ki,
düzenli ART tedavisiyle kanındaki virüs sayısı belirlenemeyen seviyeye gelen
kişiler korunmasız cinsel ilişkiye girse bile HIV aktarımı söz konusu olmuyor.
Yani ART tedavisi herkesin sağlığını koruyor!
Bilimsel gerçeklere rağmen en büyük engeller: Önyargılar ve ayrımcılık!
“Türkiye’de HIV tanısı almak ve tedaviye erişmek zor gibi
görünmese de toplumsal önyargılar, damgalanma, ayrımcılığa maruz kalma endişesi
gibi nedenlerle kişiler düzenli test yaptırmaktan kaçınmaktadır. Yasalar gereği
sağlık sigortası sahibi herkesin, eşit olarak sağlık imkânlarından yararlanması
gerekirken uygulamada ciddi sıkıntılar yaşanabilmektedir.
“Devlet hastanelerinde ya da özel kliniklerde test için
ısrarla kimlik bilgilerinin istenmesi, sağlık çalışanlarının HIV hakkında
yeterli ve doğru bilgiye sahip olmamaları, ayrımcı tutum ve davranışlar
sergilemeleri kişilerin düzenli test yaptırmalarının önünde ciddi engeller
teşkil etmektedir. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı tarafından HIV alanında çalışan
sivil toplum örgütleri de sürece dâhil edilerek tüm sağlık çalışanlarına, doğru
ve güncel bilgilerle, damgalama ve ayrımcılığın önlenmesi amacıyla eğitimler
düzenlenmelidir.
“Ayrıca daha kolay erişilebilir olan Anonim HIV Test ve Danışmanlık Merkezleri sayılarının ülke genelinde arttırılması gerekmektedir. Günümüzde, belli şehirlerde yer alan sadece beş merkez bulunmaktadır. Bu konuda Sağlık Bakanlığı’nın belediyeler ile daha fazla ortak çalışma alanı yaratmasına ve teşvik edici desteklerde bulunmasına ivedilikle ihtiyaç vardır.
Sağlık hakkı ihlal ediliyor!
“Genel sağlık sigortasına(GSS) sahip olmasına rağmen
ülkemizde ikamet eden yabancıların, HIV pozitif tanısını sigorta tarihinden
önce alması gerekçe gösterilerek ART ilaçlarına erişimi kısıtlanmaktadır. Bu
durum evrensel bir hak olan ve herkes için geçerli olması gereken sağlık
hakkının bir ihlalidir! ART tedavisi kesintisiz bir süreçtir. Tedaviye ara verilmesi
ya da tedavinin bırakılması durumunda kandaki viral yük hızla artarak
bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve kişilerin fırsatçı enfeksiyonlar
sebebiyle ciddi sağlık problemleri yaşamalarına neden olmaktadır. Ayrıca HIV’in
aktarımının önlenmesi için kişilerin belirlenemeyen seviyeye gelmesi çok
önemlidir. Fakat belirlenemeyen seviye için ara vermeden düzenli ART
ilaçlarının kullanımı birinci önceliktir. Tüm bu nedenlerle Sosyal Güvenlik
Kurumu tarafından uygulanan bu düzenleme Sağlık Bakanlığı’nın müdahalesi ile
bir an önce iptal edilmeli ve ülkemizde yaşayan herkesin, sağlık hakkından eşit
olarak yaralanmasına imkân sağlanmalıdır.”
HIV & AIDS Hakkında Bunları Biliyor Muydunuz?
- Bilim
insanlarına göre HIV ilk olarak 1930’larda Batı Afrika’da şempanzelerde
görüldü.
- Dünyada AIDS
ilk kez 1982’de tanımlandı. Türkiye’de ilk vaka 1985 yılında raporlandı.
- HIV&AIDS
tedavisine ulaşımın güçlüğü ve pahalılığı kitlesel olarak ilk kez 1987 yılında
ACT-UP tarafından dile getirildi.
- 1988 yılında
1 Aralık, Dünya HIV & AIDS Farkındalık Günü ilan edildi.
- 2006 yılında
geliştirilen yeni ilaçlarla günde tek tablet uygulamasına geçildi.
- Türkiye’de bu
alanda çalışma yürüten ilk dernek 2005 yılında kuruldu.
- 2014 yılında
UNAIDS, 90-90-90 hedefini açıkladı. 2020 yılına kadar dünya genelinde HIV
tanısı alan kişilerin %90’ına ulaşmayı, %90’ının tıbbi tedaviye erişmesini ve
%90’ında virüs aktarımının olmamasını hedefledi. Fakat maalesef henüz bu
rakamlara ulaşılmış değil.
- Ankara’da bir
ilk! HIV & AIDS alanında çalışma yürüten Pozitif Dayanışma kuruldu.
- Belirlenemeyen=Bulaşmayan!
6 ay düzenli ilaç kullanımı ile kişinin viral yükü belirlenemeyen seviyede
kaldığında HIV bulaşmıyor.
- Erken tanı,
HIV tedavisinde kişilere avantaj sağlayabilir. Lütfen düzenli aralıklarla test
yaptırın!
- HIV;
sarılmakla, öpüşmekle, aynı bardağı kullanmakla yani sosyal hayatın
içerisindeki paylaşımlarla bulaşmaz.
- Kondom Şart!
Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de yeni tanı alanların %84’ü
erkek. Bulaşma kategorisinde ise %47 ile cinsel yolla bulaşma ilk sırada yer
alıyor.
Pozitif Dayanışma ile iletişime geçmek isterseniz, pozitifdayanisma@gmail.com adresine e-posta atabilir ya da sosyal medyada
@pozitifdayanisma ‘yı takibe alabilirsiniz.
Etiketler: insan hakları, sağlık hakkı