17/10/2016 | Yazar: Yıldız Tar

Kümede kalan, sınıfı geçemeyen, yenilen, yenilmeyi arzulayan, her şeye rağmen gülebilenlerin ligi Özgür Lig’te düdük çaldı.

Özgür Lig’te düdük çaldı, sezon başladı: Madam gibi oynuyoruz! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Kümede kalan, sınıfı geçemeyen, yenilen, yenilmeyi arzulayan, her şeye rağmen gülebilenlerin ligi Özgür Lig’te düdük çaldı. Takımlar yeni sezonu KaosGL.org’a anlattı.

Endüstriyel futbola karşı Özgür Lig, dün (16 Ekim) Ankara’da bir kez daha başladı. “Futbol borsada değil arsada oynanır” diyen homofobi, transfobi, ırkçılık, milliyetçilik, türcülük ve her türlü ayrımcılığa karşı bir araya gelen takımların ligi Özgür Lig üçüncü sezonunu açtı.

Lig başlarken mikrofonu takımlara uzattık; ligi ve yeni sezonu sorduk.

“Kadınların ilgisiz olduğu futbol; cinsiyetçi, homofobik, transfobik olan”

Sportif Lezbon’dan Selin Mavi: Özellikle son bir buçuk yıldır ciddi bir savaş var Türkiye’de. Çok insanı, çok arkadaşımızı kaybettik. Ardından bu 15 Temmuz olayı, ardından OHAL ve şimdi buradayız. 10 Ekim anmasını dahi yaptırmak istemediler. Özgür Lig tüm bunların içerisinde bize nefes almak için başka bir alan açtı. Politik kaygıları olan bir oluşum Özgür Lig, fakat derdini söyleme biçimi farklı. Üç kişinin bir araya gelip bir söz söylemesine tahammül edilmediği bir ortamda her hafta onlarca insanla bir araya geliyor olmak çok kıymetli.

16 Ekim’de 20 takımla birlikte 3. sezon açılışımızı yaptık. Futbolla beraber bol etkinlikli bir sezon olacak diye umuyoruz.

Sportif Lezbon’u kurduğumuzda 4-5 kadındık. Şimdi düzenli olarak oynayan neredeyse 15 kadın var. Giderek de artacak diye umuyorum. Özellikle şu ‘kadınlar futbola ilgi duymuyor’ mitini yıkmaya çalışıyoruz. Her yaptığımız etkinlikte sayımız artıyor. Onun dışında farklı şehirlerden yazan kadınlar var, bizim şehrimizde de olsun diye. Dolayısıyla evet kadınların ilgisiz olduğu futbol; cinsiyetçi, homofobik, transfobik olan futbol aslında.

“Her renkten insanla futbol oynamak”

Bizan’s’ten Ferit Teomay: Bizler Reyhanlı’da katlettiğiniz insanların komşuları, Cizre’de, Sur’da, Nusaybin’de yaktığınız halkın kardeşleri, yoldaşları; bizi doğuran, büyüten barış elçisi anaların çocukları, rengarenk dünyalarını karanlığınızla boğduğunuz LGBTİ’lerin arkadaşlarıyız. Devletin ve onun yaratıcısı katil iktidarların aksine yoksul, ezilen halklarımızla bir aradayız buradayız!

Yaşadığımız bütün baskıya karşı her renkten insanla futbol oynamayı; bizi birbirimize düşman etmeye çalışan iktidarlara karşı Özgür Lig’i mücadele alanlarımızdan biri olarak görüyoruz. Ankara garında, Suruç’ta sonsuzluğa yolladığımız arkadaşlarımızın yeminiyiz. Halk düşmanlarına çeşitliliğimizi en iyi şekilde gösterdiğimiz Özgür Lig’teyiz.

“Her şeye rağmen gülebildiğimizi göstermek için Özgür Lig’teyiz”

Sovyetik Bilbao’dan Çağlar Karabulut: Ekildik, ekin geldik; ezildik un geldik. Kralın sofrasında soytarı olacağımıza halkın sofrasında eşkıya olduk. Biz Aleviyiz, Kürdüz, kadınız LGBTİ+’yız, işçileriz, emekçileriz. Kısacası ezilenleriz; kısacası insanın olduğu her yerde, insanı insan yapan her değerdeyiz. Dalımızı kıran; emeğimizi sömüren; bizi köşe başlarında döverek, tecavüz edip yakarak, kapılarımıza çarpı atarak öldüren; ulusumuzu köle olarak gördükleri için bizi katleden faşizme, kapitalizme, cinsiyetçiliğe ve homofobiye karşı mücadelenin ve dayanışmanın olduğu her yerdeyiz. Cellada yaşamın bizden yana olduğunu her şeye rağmen mutlu olabildiğimizi, gülebildiğimizi gösterebilmek adına Özgür Lig’teyiz.

“Çocukça bir sevdanın örgütlenmiş haliyiz”

Taşra’dan Eyüp Sopacı: Neden Özgür Lig’te olduğumuzu anlatmak için TAŞRA’nın ne olduğunu tanımlamak yeterli. Formel tanımla biz, İstanbul dışında (Ankara, İzmir Denizli) kurulmuş, bir anti-faşist Fenerbahçe taraftar gurubuyuz. Daha samimi bir şekilde kendimizi tanıtırsak, çocukluğumuzda halk pazarında bir çubuklu gördüğümüzde onu almak için salya sümük ağlayan ve onu bir daha hiç çıkarmak istemeyen, çocukça bir sevdanın örgütlenmiş haliyiz. Ancak sevdalarımız bile kapitalizmin doğası gereği hızla parayla ilişkilendirilmekte. Yıllarca bir plastik top ile sporun her türlüsünü yapabilen bizler, bu durumu kesinlikle kabullenmiyoruz. O nedenle bizi Gezi Parkı protestolarından, Berkin Elvan eylemlerine, e-bilet protestolarından, Roboski anmalarına, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günlerinden, LGBTİ Onur yürüyüşlerine ve Soma Katliamı protestolarına kadar kapitalizmin her türlü saldırılarına karşı dayanışma için ön saflarda görebilirsiniz. Dolayısıyla “Futbol borsada değil arsada oynanır” diyen bir Özgür Lig, Taşrasız olmaz! Tabi ki tüm renkleri severiz ancak sarı-lacinin yeri ayrı!

“Niye mi geldik?”

SOLTEKİ’den Tanju Gündüzalp: Dediler; “Endüstriyel futbola, E-bilet'e, Cinsiyetçiliğe, Faşizme, Irkçılığa, Kapitalizme, Baskıya, Homofobiye KARŞI ÖZGÜR LİG’e”… geldik.

Kimlerle mi? Ezileniyle, endüstriyel olup insanı/canlıyı odağından atana her sömürüye karşı olanıyla, kadınıyla, çocuğuyla, erkeğiyle, queer’iyle, canlısıyla (Itır: oyun ve ev arkadaşımız), hırsa ve kazanmaya arzu duymayanıyla yenilmeye… Muhasebecisi, öğretmeni, avukatı, doktoru, işsizi, öğrencisi, mimarı, mobilyacısı, sivil politika yapanı, bunalımda olanı, üreteni, duranı, grafik tasarımcısı, bar çalışanı, akademisyeni, kitapçısı, allahsızı, inançlısı, gazetecisi, bisikletçisi, kentlisi, laborantı, mermercisi, uydu elektronikçisi, demiryolları işçisi, fotoğrafçısı, beyaz/mavi/her renk yakalısıyla…

Niye mi geldik? Değer bilmek adına, dayanışmaya, bir arada barışı istemeye, oyun oynamaya, eşitliği öğrenmeye, bilmediğimizi söylemeyi becerebilmeye, sevmeye, dokunmaya, yan yana durmaya, tanışmaya, birlikte olmaya…

Rüzgarla Dans’tan Selin Ceylan: Bizler özgürlüğü rüzgarın kanatlarında arayanlar olarak, özünde barış ve özgürlük olan her yerde bulunmak özgürlük arayışımızın parçası ise tabi ki de Özgür Lig’teyiz.

“Kümede kalan sınıfı geçemeyen AMATöRmın”

AMATÖRmın’dan Umut Kara:

Spor ama resmî değil

Futbol ama erkek değil

Coşkun ama kavgasız

Rekabetçi ama kumarsız

Beraber amaSız

Dış sahada selam içeride gönül alan

Çizgiden giden dışarıda kalan

Meşinden ince düdükten kalın

AMATöRmın

Bir Ankara akasyasından düşmekte olan tek bir yaprağın yazgısının izinden koşturdukça, su içmeyi özleyen soluk elma dudaklar gibi döküldük "o çocuklarla oynama" dedikleri güzel bebelerin ardından. Dönerse yenirdi, dönmezse zaten gol. Şu simidi yediye bölmeyi beceremeyenlerin büyük tarih derslerindeki matematik heveslerine bakın. Kümede kalan sınıfı geçemeyen AMATöRmın.


Etiketler: yaşam, spor
İstihdam