19/03/2018 | Yazar: Aslı Alpar

Lezbiyen, biseksüel ve trans kadınlar karşılaştıkları hak ihlallerini, maruz kaldığı ayrımcılığı anlatıyor. İlk anlatı Zeynep S.’den.

"Hikâyelerimiz anlatılsın diye homofobiye karşı mücadele edelim" Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Lezbiyen, biseksüel ve trans kadınlar karşılaştıkları hak ihlallerini, maruz kaldığı ayrımcılığı anlatıyor. İlk anlatı Zeynep S.’den.

Eser: Kelly Beeman

17 Mayıs Uluslararası Homofobi, Bifobi ve Transfobi Karşıtı Gün’e yaklaşık iki ay kaldı. İki ay boyunca lezbiyen ve biseksüel, trans kadınlar karşılaştıkları hak ihlallerini, maruz kaldığı ayrımcılıkları KaosGL.org aracılığı ile anlatacaklar. Eğitimden sağlığa, aile yaşamından çalışma yaşamına kadar hayatın her alanında lezbiyen, biseksüel, trans kadınlar neler yaşıyor onlardan dinleyeceğiz.

İlk anlatı Zeynep S.’ye ait.

Hikayemizi anlatamamak

Cinsel yönelimden dolayı birçok defa ayrımcılık yaşadım. Okulda, ailede “alaylı” sözlere maruz kalmak, sokakta el ele yürüyememek bile ayrımcılık değil mi zaten? Yine de yaşadığım en trajikomik ayrımcılıktan bahsetmek istiyorum. Trajikomik diyorum çünkü kadın hakları alanında çalıştığını iddia eden bir derneğin etkinliğinde, etkinliği düzenleyen kişilerden karşılaştığım bir ayrımcılık biçimi olmuştu.

Sekiz yıl önce Ankara’da gerçekleşen bir buluşmaydı. Kadınlık halleri, kadınlık deneyimleri konuşulacaktı. Etkinlikte farklı yaşlardan kadınlar bir aradaydık. Moderasyon ile ilerleyen bir deneyim aktarma hali vardı. Konu cinselliğe geldi.

Hemen söz almak hiçbir etkinlikte yaptığım bir şey değil. Bekledim, herkesi dinledim. Ağırlıklı olarak cinsel taciz hikâyeleri dinlemek yüreğimi kabartmıştı. Yine de dinledim. Yaklaşık on kadın deneyim aktardı. Evlilik içi tecavüz, cinsel taciz, korunma yöntemleri, kürtaj konuşuldu. Cinsellikle ilgili anlatılan tüm pratikler erkek ve kadın arasında yaşanıyordu. Olabilir. Bende kendi deneyimimi aktarmak istiyordum ama hiçbir eşcinsel kadın deneyimi anlatılmadığı hatta moderasyon da eşcinsel kadınların varlığından hiç bahsetmediği için köşeme çekilmiştim.

Bir şeyler eksikti ama çok samimi bir ortam vardı. Sonlara doğru kendi hikâyemi anlatmak istedim. Yakın zamanda anneme açıldığım için cesaret gelmişti. Söz aldım, hikâyemi anlatmadan önce bir girizgâh yapmaya karar verdim.

“Cinsellik üzerine konuştuk ama tüm anlatılanlar kadın ve erkek arasında yaşananlardı” dedim, devam edecektim katılımcılardan biri “başka ne olcaktı ki” deyiverdi. Topluluk içinde konuşmaktan kaçındığım zamanlardı, bunu duyunca yanaklarım yanmaya, kalbim ağzımda atmaya başladı. Moderatörden ses gelmeyince sakinleşmeye çalışarak “kadınlar arasında da cinsellik yaşanabiliyor” dedim.

Moderatör “siz eşcinsel misiniz?” dedi.

“Konunun benim eşcinsel olup olmamamla ilişkisi yok” dedim. Anlatacağım hikâyeme dair tüm cesaretim kırılmıştı. “Konu şu, cinsellik yalnızca kadın ve erkek arasında yaşanmaz.”

Moderatör tekrar sordu, “Siz eşcinsel misiniz? Lezbiyenseniz söyleyin lütfen, anlatın madem.”

Bu ısrar, salonda homurdanan ve meraklı gözlerle tüm bakışlarını üzerime diken konuklara cesaret vermiş olacak ki, salondan biri “eşcinselliğin hastalık olduğunu söyleyen doktorlar var, hiç tedavi oldunuz mu” diye sordu.

Eşcinselliğin hastalık olmadığını, iddiasının bilimdışı olduğunu kendimi de biseksüel olarak tanımladığımı söyledim. Bunları söyler söylemez moderatör biraz panik bir havayla “etkinliğimizi yavaş yavaş sonlandıralım. 1.5 saattir epey konuştuk” gibi şeyler söyleyip ama “eşcinsellik hastalık” diyen katılımcıya hiçbir şey söylemeden etkinliği bitirdi. Hikâyem de benim içimde kaldı.

Son olarak yazı dizisinin bir de slogan talebi vardı, onu da söyleyeyim: “Hikâyelerimiz anlatılsın diye homofobiye karşı mücadele edelim” diyorum ben, sloganım bu.

İlgili haber:

17 Mart’tan 17 Mayıs’a: Lezbiyen, biseksüel, trans kadınlar anlatıyor


Etiketler: kadın
İstihdam