26/03/2015 | Yazar: Cem Öztürk

Küba’da homofobiyle mücadele ve cinsel çeşitlilik hakları konusunda 1977 yılından beri önemli bir mücadele yürüten CENESEX’i (Cinsel Eğitim Merkezi) doktora teziyle ele alan Dr. Emily J. Kirk’le konuştuk

’Küba’da cinsel çeşitliliğe olan saygı her geçen gün artıyor’ Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Küba’da homofobiyle mücadele ve cinsel çeşitlilik hakları konusunda 1977 yılından beri önemli bir mücadele yürüten CENESEX’i (Cinsel Eğitim Merkezi) doktora teziyle ele alan Dr. Emily J. Kirk’le konuştuk

1977 yılında kurulan CENESEX (Ulusal Cinsellik Eğitim Merkezi), uzun yıllar homofobiklik ve maçolukla eleştirilen Küba’da, LGBT eşitliği için ciddi bir mücadele verdi. Sürdürdüğü mücadeleyle birlikte dünyanın başta gelen LGBT hakları savunucu örgütlerinden biri haline de gelen CENESEX, dünya basınında yöneticisi Mariela Castro Espín’in Devlet Başkanı Raul Castro’nun kızı olması sebebiyle "magazinel" olarak yer bulsa da, merkezin Küba’daki eşitlikçi ve kapsayıcı olmayan yasaların değiştirilmesinden toplumdaki LBGT farkındalığının artmasına kadar birçok önemli başlıkta elde ettiği büyük başarılar çok daha nitelikli bir değerlendirmeyi hak ediyor.

Nottingham Üniversitesi Kültürler, Diller ve Alan Çalışmaları Okulu’nun Hispanik ve Latin Amerikan Çalışmaları bölümünde çalışan Dr. Emily J. Kirk, CENESEX ve Küba’da cinselliğin tarihi üzerine kapsamlı araştırmalar yapan akademisyenlerden biri. CENESEX üzerine olan doktora çalışmasını tamamlayan Dr. Kirk, aynı zamanda üniversitenin Küba Araştırma Merkezi’ne ait, İngiltere’nin en büyük Küba arşivi olan Hennessy Koleksiyonu’nun küratörlüğünü yürütüyor. Dr. Kirk’ün 2011 yılında yazdığı, Küba’da Cinselliğin Gündemini Belirlemek: CENESEX’in Rolü başlıklı makaleyi, önümüzdeki günlerde Cem Öztürk çevirisiyle parça parça sizlerle buluşturacağız. Doktora sürecinde Küba’yı ziyaret edip bizzat CENESEX’te çalışma olanağını bulmuş olan Dr. Kirk, makalesinin Türkçe’de ilk kez yayınlanacak olması öncesinde de 2011 sonrasında Küba’da LGBT hareketin gelişimi ve CENESEX’in bu konudaki rolüyle ilgili sorularımızı yanıtladı.
 
CENESEX makaleniz 2011 yılında yayımlanmış. Küba’daki LGBT hareketinin son durumu hakkında neler söyleyebilirsiniz?
 
Küba’nın cinsel çeşitliliğe olan ilgisindeki süregiden değişim, Kasım 2012’de adanın ilk transgender kadınının belediye yönetimi düzeyinde seçilerek ulusal yönetim düzenindeki bilinen ilk transgender kişi konumuna gelmesinde belirgindi. O zaman 50 yaşında olan kadın, Adela Hernández, erkek cinsel organlarıyla doğmuş olmasına karşın kendisini çocukluğundan itibaren bir kadın olarak tanımlamış ve bundan önceki üç yıl boyunca hormon terapisi görmüştü. Villa Clara ilindeki Caibarién belediyesinde, yerel Klinik Veri Havuzu başkanı olarak da görev yaptığı bir hastanede elektrokardiyogram teknisyeni olarak çalışmıştı. Anlatıldığına göre, yaşamı boyunca tutuklamalar dahil çeşitli düzeylerde önyargı ve ayrımcılığa uğramıştı ve seçimdeki zaferini ülkenin cinsel çeşitliliğe karşı büyüyen saygısının bir belirtisi olarak görüyordu.
 
Bu sırada, cinsel çeşitliliği siyaset alanına katmadaki anlamlı ilerlemelerle birlikte, 2013 Çalışma Yasası (Ley 116/2013 olarak da bilinir) kayda değer tartışmalara yol açtı. Çalışma Yasası, izleyen onyıllar süresince yapılan çeşitli değişikliklerle birlikte, aslen 1985 yılında atanmıştı. “Yeni” Yasa 2013’te çıkarıldı ve Ulusal Meclis’te tamamıyla çözümlenip tartışılıp sonunda kararlaştırıldıktan tam altı ay sonra kamuoyuna duyuruldu. Küba ekonomisinde birçok yeni değişime ilişkin olduğundan, önemli miktarda uluslararası ilgi topladı. Ancak gazete ve raporların çabuk kavrayamadığı şey, çalışma mevzuatına dair beklenen değişimlerin yanında, bazı bakımlardan ayrımcı olduğu düşünülse de, yasanın aynı zamanda cinsel çeşitlilik hakları sorusu üzerine daha ayrıntılı tartışmaları başlattığıydı.
 
Eleştirilerin büyük çoğunluğu İkinci Madde’ye odaklanıyordu:
 
“(...) Çalışma hakkını yöneten temel ilkeler şunlardır: a) Çalışmaya uygun her kadın veya erkek ırk, deri rengi, cinsiyet, inanç, siyasal görüş, ulusal veya sosyal köken ve insanlık onuruna zararlı herhangi bir şey ayrımı olmaksızın; toplumun amaçlarına katkı sunabileceği, kendisinin ve ailesinin gereksinimlerini karşılayabileceği ve ekonominin isteklerini yerine getirebileceği, hem kamu sektöründe hem kamu-dışı sektörde, kendi seçimi olan bir işi edinme hakkına sahiptir. (...)” (Antiproyecto de Ley Código de Trabajo, 2013)
 
Bazıları bunu küçük olsa bile adanın cinsel çeşitlilik hakları için bir zafer sayarken, diğerleri bunun ayrımcı bir yasama olduğunu düşündü. En yaygın yakınma, bu bölümün özel olarak cinsel yönelim veya cinsiyet kimliğine atıfta bulunmak yerine, bunları “insanlık onuruna zararlı herhangi bir şey” şemsiyesi altına yerleştirmesiydi. Heteronormatif olmayan yurttaşlara özel ilginin eksikliğinin ayrıca Küba Komünist Partisi’nin ayrımcılığa ilişkin temel ilkelerine de doğrudan karşıt olduğu tartışıldı. Dahası, bu maddenin transgender yurttaşları hesaba katmayarak ve böylelikle onlara karşı ayrım yaparak belirgin biçimde erkeklere ve kadınlara odaklandığı da tartışıldı. Diğerleri arasında birçok blog yazarı, aktivist ve CENESEX iletişim ağları üyeleri, bu nedenle Çalışma Yasası’nın çeşitli cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği üyeleri için özel koruma eksikliğini eleştirmeyi sürdürdü. Yasa, bir çekişme alanı olarak kalırken, siyaset alanında cinsel çeşitliliğin kabul ve temsili açısından süregiden sorunları betimleyicidir. Siyasette adanın bir ucundan bir ucuna önemli değişimler gerçekleşmesine karşın, sorunlar uzmanların onları düzeltmeye çabalarken yaptığı gibi ısrarcı olmayı sürdürüyor.
Bu dönemde, CENESEX’in yasama sürecine yaptığı katkı dışında LGBT görünürlüğü meselesinde nasıl gelişmeler yaşandı?
 
Benzer bir anlayışla gerçekleşen çarpıcı değişimlerin bir başka göstergesi, Uluslararası Homofobi Karşıtı Gün kutlamalarının önemli ölçüde artmayı sürdürmesidir. CENESEX, ilk Uluslararası Gün kutlamalarının 2007’de düzenlenmesine öncülük etti. Çoğu ülkede geçit törenleriyle kutlanırken, CENESEX’in ilk kutlamalar için öncelikli amacı, homofobi ve ayrımcılığın olumsuz etkilerine ilişkin sorunların toplumsal farkındalığını arttırma umuduyla, bilinçlendirmeydi. Diğer ülkelerdeki kutlama yöntemlerinin, Küba’da etkili olmayacağı düşünüldü. Bu nedenle CENESEX, toplumsal tartışmayı yükseltmek için, eğitim ve sağlığa dayalı bir model benimseyerek, başka seçenekler aradı. Merkez, Havana’da cinsel çeşitlilik hakları üzerine uzmanların öncülük ettiği bir konuşma ve bir halk tartışmasının takip ettiği bir film gösteriminin (Erkekler Ağlamaz, özgün adıyla Boys Don’t Cry, 1999) yapıldığı bir sine-tartışma düzenledi. 2007 kutlamalarının başarısı nedeniyle CENESEX, Uluslararası Homofobi Karşıtı Gün için alternatif teşvik yöntemleri aramayı her sene etkinlik sayısını arttırarak sürdürdü.
 
2008’de, adanın her yanında kutlamalar için daha fazla destek geliştirmek amacıyla Merkez, Kültür Bakanlığı’ndan yardım istedi. Bakan Abel Prieto dahil oldu ve tek bir günde bir kutlama veya etkinlik yapmak yerine, bunu çeşitli etkinliklerin düzenlendiği bir haftalık bir olaya dönüştürmenin daha fazla insanı kapsamak ve toplumsal katılımı arttırmak için daha iyi olacağını önerdi. O sene kutlamalar, diğer şeyler arasında çalıştaylar, tartışmalar, filmler, oyunlar, gösteri sanatları ve eğitim ve sağlık gereçlerinin dağıtımını içerdi.
 
2008 ve 2014 yılları arasında, katılan illerin ve insanların sayısındaki artışla birlikte, kutlamaların kapsamı da artmayı sürdürdü. Açıkça, asla öylesi bir geçit töreni düzenlenmedi; ancak bunun yerine, homofoboi karşıtı günü ve cinsel çeşitlilik haklarını destekleyen eylemlere önemli katılımlarda bulunuldu. Eylemlere, o zamandan bu zamana değişmeksizin, cinsel çeşitliliği temsil eden gökkuşağı bayrağının yanı sıra çeşitli pankartlar ve Küba bayrağı taşıyan Mariela Castro Espín ve CENESEX ekibi tarafından öncülük edildi. Eylem ve etkinliklerin fotoğrafları arasında, CENESEX ekibi üyeleri, başhekimden Gençlik Ağı üyelerine kadar, bu kutlamalara tümüyle katılmaya olan bağlılıklarını gösterir biçimde sürekli olarak görülebiliyor.
 
Haftalık kutlamalar ayrıca günlük gerçekleşen etkinliklerle mayıs ayının büyük bölümünü doldurarak git gide arttı. 2012 kampanyası, örneğin, adanın dört bir yanındaki günlük etkinliklerin ayrıntılı bir programıyla, 8 Mayıs’tan 31 Mayıs’a kadar sürdü. İlk gün programı Merkez’deki bir serginin açılışını izleyen bir basın konferansı, çeşitliliğin teolojik kapsayıcılığı üzerine bir panel tartışması ve erkeklikler üzerine bir konferans içerdi. Her gün benzer biçimde fotoğraf ve sanat sergilerinden drag show’lara, film gösterimlerine, halk tartışmalarına, tiyatro temsillerine, derslere ve partilere kadar uzanan etkinliklerle dolduruldu. Kutlama etkinliklerindeki artışın yanı sıra, katılan ulusal ve uluslararası uzmanların sayısı da göze çarpar biçimde arttı. 2007’de yalnızca CENESEX uzmanları katılmışken, 2014 itibariyle çeşitli bakanlıklar ve gruplardan film ekipleri, şairler ve yazarlar gibi Kübalı uzmanlarla birlikte, Martin Luther King Jr. Anma Merkezi (Centro Memorial Martin Luther King Jr. – CMMLK) ve Küba Ulusal Spor, Beden Eğitimi ve Rekreasyon Enstitüsü (Instituto Nacional de Deportes Educación Física y Recreación – INDER) üyeleri de –ikinci defa– etkinliklere katıldı. Dahası; Meksika, Uruguay, Şili ve Hindistan’dan gelen uzmanların yanı sıra; Latin Amerika ve Karayipler Uluslararası Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks Birliği (Asociación Internacional de Lesbianas, Gays, Bisexuales, Trans e Intersex para América Latina y el Caribe – ILGALAC) de panellerde, tartışmalarda ve buluşmalarda hazır bulundu ve görev aldı. 2014’ten itibaren, Küba’nın Uluslararası Gün kutlama etkinliklerinin ayrıntılı listesi turist dergileri ve reklamlarında bulunabilecek.
 
17 Mayıs kutlamalarının Küba’daki önemini anlamak için, kutlamaların nerede ve neden gerçekleştiğini göz önünde bulundurmak da önemlidir. Kutlamaların çoğunun Havana’da yapılmasına karşın, diğer iller katılımlarını giderek arttırdı; örneğin, 2013 itibariyle, ülkenin on beş ilinin yedisi şenliklere katılıyordu. Doğrusu, daha fazla ili, özellikle daha kırsal olanları, kutlamalara katmak süregiden bir zorluktu; ancak bu yalnızca cinsel çeşitlilik sorunlarından veya yerleşmiş homofobiden kaynaklanmamaktadır. Küba’da 17 Mayıs ayrıca geniş arazileri topraksızlara yeniden dağıtan 1959 Tarım Reformu yasasının yıldönümüdür. Bu yeni yasama, özü itibariyle çiftçilere son derece ihtiyacı duyulan toprağı sağlayarak kırsal nüfusun desteğini beslediğinden ve Día de los Campesinos veya Tarım İşçisi Günü olarak bilinmeye ve kutlanmaya başladığından, Devrim için özellikle önemlidir. Söz konusu gün, devrimci tarihin önemli bir parçası olarak anlaşılmasının yanı sıra, her yıl kutlanmaktadır. Böylelikle, 17 Mayıs kutlamasının Küba’daki önemi; Uluslararası Homofobi Karşıtı Günü yararına, cinsel çeşitlilik için desteğin ötesine geçmektedir ve ayrıca, dikkate değer sayıda insan bunu büyük tarihsel önemdeki bir başka kutlama ile birlikte paylaşmayı seçtiğinden, uluslararası gün kutlamasının önemini de göstermektedir.
Küba’da şu an hemcins evlilikler ya da CENESEX’in savunduğu uygar birliktelikler tartışılıyor mu? Yakın gelecekte evlilik eşitliği görebilecek miyiz?
 
Cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim çeşitliliğinin yasalarca kapsanması için düzeltmeleri çerçeveleyen Yeni Aile Yasası’nın gelişimi ve Ekim 2012’de Ulusal Meclis’e sunuluşu, evrimsel süreç ve hakların gelişimi için özel öneme sahipti. Yeni bir Aile Yasası düşüncesinin (yani, 1975 Yasası’nın düzeltilmiş sürümünün) ne zaman ortaya çıktığı belirsizdir. Castro Espín’e göre, FMC (Kübalı Kadınlar Federasyonu) üyeleri çeşitli uzmanlardan ailelerin yüzleştiği süregiden sosyokültürel ve ekonomik dönüşümlerin bir sonucu olarak ihtiyaç duyulan olası ilerlemelere ilişkin öneri ve görüşler aldığından, bu durum, FMC’nin 1990’ların başından beri süregiden bir tasarısıydı. Yeni Aile Yasası’nın gelişimi güncel gereksinimleri yansıtan evrimsel bir süreçti.
 
2005 ve 2007 yılları arasında, düzeltilmiş bir yasa için duyulan gereksinim daha görünür duruma geldi ve 1975 sürümünde sunulduğu gibi ille de heteronormatif olmayan Kübalı ailelerin gerçekliğini yansıtan bir yasa geliştirmek amaç edinilerek resmi tartışma başladı.
 
Yeni Yasa’nın geliştirilmesinden sorumlu başlıca örgütler, büyük ölçüde veri ve önerileri sağlayan CENESEX ile bağlantılı olarak çalışacak FMC ve UNJC (Ulusal Kübalı Hukukçular Birliği) idi. FMC, nelerin kapsanıp nelerin dışlanacağı hakkında çeşitli görüşler aldı. Yıllar içinde, birkaç değişik sürüm yazıldı. İlk yazılan versiyonlardan biri, hemcins çiftlerin yasal bir evlilik yapabileceği gibi çocuk da edinebileceği bir bölüm de içeriyordu. “Evlilik” konusuna yapılan özel atıf kadar, hemcins çiftlerin çocuk edinme haklarına ilişkin yaygın olumsuz dönüt, çocuk edinme değişikliğinin düşmesine ve “evlilik” teriminin “medeni birliktelik” terimine dönüşmesine yol açtı.
 
Yeni Yasa’nın bütün evrimsel süreçleri boyunca, iki ana izlek belirgin kaldı. Birincisi, transgender erkek ve kadınların güncel gereksinimlerini yansıtmak amacıyla, biyolojik cinsiyet yerine cinsiyet kimliği anlayışının içerilmesiydi. Birinin “biyolojik cinsiyet”i özel olarak cinsel organlara değinirken, “cinsiyet kimliği” erkek veya kadın kimliklerini genel olarak yansıtan bir toplumsal yapıdır; bir biyolojik erkek, erkek üreme organlarına sahip olabilir, ancak cinsiyet kimliği kadın olabilir. Cinsiyet kimliğinin, cinsel çeşitliliğin bir bütün olarak daha kapsayıcı ele alınması için, yasaya önemli bir ekleme olduğuna inanıldı.
 
İkinci izlek ise heteronormatif olmayan yurttaşların haklarının yeniden düzenlenmesi; bir başka deyişle, cinsel çeşitli kişilerin ve onların ailelerinin haklarının tanınmasının sağlanmasıydı. Bunlar, uygar birliktelikleri ve lezbiyen kadınların ülkenin in vitro tedavilerine erişiminin sağlanmasını içerdi. Bütünü düşünürsek, Yeni Aile Yasası’nın amacı, aile düşüncesini daha kapsayıcı kılmaktı.
 
Yeni Aile Yasası; UNJC Yazmanı ve yasanın önde gelen aktivistlerinden olan Yamila González Ferrer, tarafından Ekim 2012’de Ulusal Meclis’e sunuldu. Ancak değişikliklerin kararlaştırılması ve onanması süreci ayrıntılıdır ve geniş ölçüde bir uzun süreli tartışma ve onaylar dizisine dayanır. Süreç, özel koşullar üzerine çeşitli tartışma ve görüşmeleri içerir; Ulusal Meclis üyeleri tarafından değişiklikler önerilir ve tartışılır, ardından bunlar çoğunlukla yasanın bir özeti olarak bütün Meclis’e sunulur ve ileriki tartışmalar ve en sonunda bir oylama tarafından izlenir. Dahası, eğer oylama yapılırsa, bunu yasamaya dönüştürmek için bir başka karmaşık süreç vardır. Eğer oylama başarısız olursa, Meclis başlangıç önergesini saklayıp sonraki bir tarihte yeniden değerlendireceğinden, yeni bir sürümün yeniden sunulmasına gerek yoktur.
 
2015 başında, yasa hâlâ değerlendiriliyordu ve tartışmaya açıktı; ancak bunun ötesinde, tartışmada olduğu dönem hakkında az şey biliniyordu. Öncülüne yapılan düzeltmeler, CENESEX ile UNJC ve FMC gibi örgütler Ulusal Meclis’i değişik aile yapılarını yasalar bünyesine katmaya ikna etmeye çabalamaya devam ettiklerinden, süregiden bir konu olmayı sürdürdü. Özellikle CENESEX, cinsel çeşitliliği destekleyen tüm yasamaları desteklemeyi sürdürdüğü gibi, adanın Aile Yasası’nın değişmesi için de baskı yapmaya devam ediyor.
 
Cem Öztürk’ün bu söyleşisi ilk olarak soL’da yayınlandı.

Etiketler: yaşam, dünyadan
nefret