05/12/2014 | Yazar: Murat Renay
Türkiye’nin önemli erkek şarkıcılarından birinin bir eşcinsel yaşam dergisine kapak olmasını takdir ediyoruz.
Geçtiğimiz yaz sonunda Türkiye’nin ilk eşcinsel yaşam/magazin dergisine hangi ünlü erkeğin kapak olacağı konusu uzun zaman magazin gündemini de meşgul etmişti.
Sonrasında Eylül ayında G ZONE dergisini çıkardık ve açıkçası dergi yönetimi olarak erkek pop yıldızlarının veya erkek oyuncu/modellerin kapısını aşındırmaya pek öncelik vermedik. İlk sayımızdaki Ayşe Hatun Önal, ikinci sayımızdaki Nil Özalp ve üçüncü sayımızdaki Trans Özel kapaklarımızdan sonra artık zamanı geldiğini düşünerek pop müzik sanatçımız Tan Taşçı’nın kapısını çaldık.
Bizleri gayet olumlu şekilde karşılayan Tan Taşçı’yla 4 sayfalık bir röportaj yaptık ve kendisine LGBTİ ve HIV’le ilgili olmak üzere pek çok soru yönelttik. Bu sorular arasında röportajı yapan yazı işleri müdürümüzün Tan Taşçı’yla olan arkadaşlığının da sonucu “Hakkında söylentiler var. Eşcinsel misin?” şeklinde bir soru da sorduk. Bir eşcinsel yaşam dergisi olarak böyle cesur bir soruyu sormak görevlerimizden biriydi belki de. O da bu soruyu, açık yüreklilikle şöyle yanıtladı:
“Eşcinsel değilim, bunu açık yüreklilikle söylüyorum. Sanırım bu dedikoduların sebebi belki ben hayatımı heteroseksüel olduğumun üzerine basa basa yaşama ihtiyacı duymamam olabilir. İnsanların cinsel yönelimlerini üzerine basa basa yaşamasını da anlamsız ve avam buluyorum. Belki dünyada ve ülkemizde o kadar fazla örnek var ki bu şekilde düşündürüyorumdur. Belki sadece öyle düşünmek istiyordur, karışamazsın ki. Saygı ile karşılıyorum.”
Röportajın basına yansıyan kısmı: "Eşcinsel değilim"
4 Aralık tarihli Hürriyet gazetesi Kelebek ekinde çıkan bu röportajın haberinde ise konu “Eşcinsel değilim” başlığı ve bu açıklamanın ilk iki satırı ile yer aldı.
Konuya böyle bakıldığında, sanatçı, sanki durup dururken bir ayıbı örtmek istercesine, homofobik bir şekilde “Eşcinsel değilim” demiş gibi oldu. Ancak konunun akışında görüldüğü gibi, bu soru tarafımızdan kendisine soruldu.
Röportajın devamında Tan Taşçı, başka önemli ve cesur açıklamalar da yaptı ancak gazetelerde ve haber portallarında bu röportajın tamamı olmasına rağmen “Eşcinsel değilim” başlığı kadar ses getiremeyeceği düşünülerek bu açıklamalara yer verilmedi.
Bu sayede eşcinsellik adına bir hayli görünürlük sağladık, onlarca haber portalı bu konudan bahsetti evet, ancak konu yanlış da algılanmış olabilir.
Bizler, cinsel yönelimi ne olursa olsun, bu soru ona sorulsun veya sorulmasın, bu soruya cevap versin ya da vermesin, Türkiye’nin önemli erkek şarkıcılarından birinin bir eşcinsel yaşam dergisine kapak olmasını takdir ediyoruz. Hem de konuya böyle yaklaşılacağını tahmin ettiği halde.
Röpörtajdan ilgi çekici sorular ve cevaplar aşağıda. Röportajın tamamı ise G ZONE Dergi Aralık sayısında.
Türkiye’nin ilk eşcinsel yaşam dergisine kapak olan ilk erkek yıldızsın. Türkiye’deki LGBTİ haklarını nasıl buluyorsun?
Konunun LGBTİ olarak bir ismin altına toplanması bile kötü ve vahşi bence. Bu konuda daha korkutucu şartlarda yaşayan komşu ülkelerimizi de bildiğimiz için yine Türkiye’deki durumu değerlendirirsem, ne amaçla ve neden yapıldığını bilmememe rağmen, bir şeyler yapıldığına inanıyorum. İnsanlar da birbirlerine sahip çıkıyor, özellikle metropollerde farklı cinsel yönelime sahip insanlar açık ve rahatlıkla yaşayabiliyorlar. Benim de gey ve biseksüel arkadaşlarım var ve onların gerek iş hayatımda gerekse özel hayatımda çok dostluklarını ve faydalarını gördüm. Ve bence asıl sorun eşcinsel insanlar metropoller dışında çok rahat yaşayamıyor.
Fazlasıyla eşcinsel hayranın var, bunu neye bağlıyorsun?
Ben insanları ayırmayı sevmiyorum, insana karşı zaafım var ve insanlar için sanat yapıyorum. İnsanları cinsel yönelimlerine, inançlarına veya maddi gelirlerine göre ayırmıyorum. Sanatımı herkes için yapıyorum ve bu enerjim sanırsam insanlara doğru ulaşıyor.
İleride bir çocuğun olduğunda, bir gün çocuğun sana eşcinsel olduğunu açıklarsa tepkin nasıl olur?
Ebeveynler çocukların hayatlarını yaşaması adına açılan kapılardır. Çocuğuna doğru etik anlayışla yaşamayı öğretmesi bir ebeveynin en baş görevidir. Her insan belirli sınavlar vermek için dünyaya geliyor. Kimimiz karşı cinsine ilgi duyuyor, kimimiz de hemcinsine ilgi duyuyor. Ben çocuğumun doğru etik anlayışla yaşayacağından emin olduktan sonra hayatında yapacağı her seçime ve yönelime saygı duyar ve yanında olurum.
Bir röportajında “sanatçı apolitik olmalıdır’’ demiştin. Peki sanatın ve sanatçının bir cinsiyeti olmalı mıdır?
Sanat dişidir, duygunun en içe dönük halidir. Savaş ise tezattır, tamamen insanın en dışa dönük halidir ve erkektir.
Sanatçı apolitik olmalıdır ve siyasete hizmet etmemelidir. Sanatçı insana hizmet etmelidir. Bahsettiğim apolitiklik aslında siyasete hizmet etmemesi gerektiği konusudur. Günümüz siyasetinde partiler kuruluyor, partiler kapanıyor, inan bu konular hiç umurumda değil. Bu konuların beni ilgilendiren tarafı sadece insana dokunan tarafı.
Etiketler: yaşam
