22/05/2012 | Yazar: Esra Güleç

15 Mayıs Platformu’nun 12-20 Mayıs arasında düzenlediği vicdani ret etkinliklerinin sonuncusu 20 Mayıs Pazar günü Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Platform burada "Barış için sözümüz var" başlıklı bir panel düzenledi.

Savaşa ve Militarizme Karşı Vicdani Ret Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
15 Mayıs Platformu’nun 12-20 Mayıs arasında düzenlediği vicdani ret etkinliklerinin sonuncusu 20 Mayıs Pazar günü Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Platform burada "Barış için sözümüz var" başlıklı bir panel düzenledi.
 
Panelin ilk oturumunda bu toprakların ilk vicdani retçisi Tayfun Gönül, kışlada “şüpheli şekilde öldürülen” erler Eren Özel ve Sevag Balıkçı’nın aileleri, Roboski’de yaşanan katliamın tanığı Garipe Ürek, sivil ölüm yaşayan vicdani retçi Necip Fazıl Kocaoğlu ve liseli vicdani retçi Abdülmelik Yalçın konuştu.
 
Panelde ilk olarak konuşan ilk vicdani retçi tayfun gönül, medyanın neredeyse tamamının nefret söylemini içeren bir dil kullandığını söyleyerek medyanın dilinin toplumu daha da nefret ve savaşçı bir ortama sürüklemesini eleştirdi.
 
Kışlada öldürülen Eren Özel’in akrabası Deniz Özel ise, Eren’in 18 yıldır siyasi tutsak olan babası Yaşar Özel’in mektubunu okudu.
 
Milliyetçilik, ırkçılık ötekileştirir
Baba Özel mektubunda, “Milliyetçilik, ırkçılık ötekileştirir. Militarizm doğası gereği öldürür ve yok eder. Militarizm zorunlu askerlik dayatmasıyla çocuklarımızı analarının kucağından zorla alarak kışlalara götürür ve bazılarını katleder.
 
* Kışlalarda son on yılda bin kişiden fazla insan şu veya bu nedenlerden ötürü öldü. Bu ölen askerlerin yüzde 90’ından fazlası Kürt, Alevi, solcu ve gayrimüslimlerdir.
 
* Türk-İslam senteziyle bulamaç haline getirilmiş militarist zihniyetten farklı bakış açıları olan çocuklarımız hedef haline gelmektedir.” dedi.
 
Kışlada öldürülen er Sevag Şahin Balıkçı’nın annesi ise oğlunu hiçbir zaman ırkçı olarak yetiştirmediğini belirterek "Sevag askere gittikten sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) bize ’Oğlunuz emanetimizdir’ yazan mektup geldi. Şimdi o ’emanet’ toprağın altında yatıyor. Ben oğluma şehit demiyorum. Onlara göre birkaç yaşıtını öldürse ve ölse şehit olurdu. Ama devlet de şehit demiyor. Çünkü Sevag Ermeni ve Hıristiyan olduğu için ’öteki’." diye konuştu.
 
Roboski tanığı Garipe Ürek, yaşadıkları katliamın acılarının halen devam ettiğini belirtirken olayda yaşamını yitirenlerin büyük kısmının 19 yaşından genç olduğunu, Bu acıya neden olanların hala rahatça dışarıda dolaşabildiğini söyledi.
 
Ürek, 34 sivilin adaleti sağlanamadan 75 milyonun adaletinin nasıl sağlanacağını sordu.
 
Vicdani retçi Necip Fazıl Kocaoğlu ise 10 yıl içinde hayattan nasıl soyutlandığını, cezaevlerinde nelere marus bırakıldığını ve yaşadığı işkencelerden söz etti. 10 yıldır kimliğinin verilmediğini bu yüzden evinden bile 3-4 ayda bir dışarı çıkabildiğini işsiz olduğunu söyledi.
 
Liseli vicdani retçi Abdülmelik Yalçın ise aynı mahallede oturduğu Muhammed Serdar Delice’nin tutuklanmasının ardından vicdani reddini açıklamaya karar verdiğini söyledi.
 
Panelin ikinci kısmında ise BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, akademisyen Foti Benlisoy ve Hale Akay konuştu.
 
Tuncel, kadınların savaşı sonlandırmada yaratabilecekleri etkiden söz ederken akademisyen Foti Benlisoy, güvenlik politikalarından bahsederek “Orduyla sınırlı olmayan bir antimilitarist perspektife ihtiyaç var” dedi.
 
Panelde son olarak söz alan Hale Akay ise askeri ve güvenlik harcamalarını istatistiksel verilerden yararlanarak açıkladı.
 
Panelin ardından Tarık Zafer Tunaya kültür merkezi önünden taksim tramvay durağına bir yürüyüş gerçekleşti. Yürüyüş sırasında “Askere gitme kardeşkanı dökme, barış için vicdani ret, hiç kimse asker doğmaz, kadınların vicdanı reddediyor savaşı.” Sloganları atılırken, “itaatsizlik özgürlüktür, ne okula ne kışlaya liseliler isyana” pankartları taşındı.
 
Taksim Tramvay Durağında grup bir basın açıklaması yaptıktan sonra aralarında Kaos GL Muhabiri Esra Güleç'in de bulunduğu 13 kişi vicdani reddini açıkladı.
 

Etiketler: insan hakları, askerlik
nefret