25/06/2018 | Yazar: Umut Güven

“Sistemsizliğin kendisi politika halini aldı.”, “Artık harekete geçme zamanı!”

Sınırları geçerken: Mülteci LGBTİ+’ların karşılaştığı hak ihlalleri Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası’nin ilk gününde mülteci LGBTİ+ların karşılaştığı ayrımcılık tartışıldı: “Sistemsizliğin kendisi politika halini aldı.”, “Artık harekete geçme zamanı!”

Bu yıl “Sınır” temasıyla yapılan İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası kapsamında “Sınırları Geçerken: LGBTİ+ Mültecilerin Karşılaştığı Ayrımcılık ve Hak İhlalleri” paneli Cezayir Salonu’nda gerçekleşti.

Yoğun bir ilgi gören panel, LGBTİ aktivisti Özlem Çolak moderatörlüğünde Kaos GL Mülteci Programı Koordinatörü Avukat Hayriye Kara’nın konuşması ile başladı.

“Türkiye’de sistemsizliğin kendisi bir politika halini aldı”

Mülteci çalışmalarındaki temel kavramları tanımlayarak konuşmasına başlayan Kara, Türkiye’deki göçmen mevzuatına dair şu sözleri söyledi:

“Gerekli kanunlar çıksa ve politikalar oluşturulursa önümüzü görebiliriz ve çalışmalarımızda gerekli manevra alanına sahip oluruz. Avrupa’daki mevzuatta, yıllardır süren mücadeleler sonucunda sosyal yapı memnuniyeti kriteri olarak cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği tanınmış olsa da Türkiye’de durum farklı.

“Türkiye’de ne mevzuatta ne kanunda ne de kanunun uygulama yönetmeliğinde cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin tanınmasına dair yazılı hiçbir şey söz konusu değil. Başvuran bireyler özel hayatı ihlal eden, kişiyi taciz eden bir muamele ile karşılaşabiliyor. Mülteci LGBTİ’lerin Türkiye’deki akıbetinin de ne olacağını bilemez hale geliyoruz çünkü yazılı bir metin yok ve görüşme yapan çalışanların bu konudaki yaklaşımlarını ve bilgi birikimini bilmiyoruz. Sivil toplumla işbirlikleri yetersiz.”

Sistemin mülteci LGBTİ+’ların hayatına olan etkisini ise, “Kamu düzeni ve kamu sağlığına tehdit oluşturan mülteciler sınır dışı edilebiliyor. LGBTİ mülteciler ve seks işçisi mülteciler, ‘geçimini meşru olmayan yollardan sağlamak’ veya ‘kamu düzenine tehdit’ gerekçesiyle sınır dışı edilebiliyor. Bu gerekçeler LGBTİ mültecilerin aleyhine kullanılıyor. Türkiye’de sistemsizliğin kendisi bir politika ve sistem halini almış durumda” sözleri ile açıkladı.

Kilit Mülteci projesi

Sosyal Politikalar, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği’nden Açelya Sungur, 7 ayrı ilde 5 ayrı hizmet birimiyle faaliyet gösteren Kilit Mülteci Projesi’nden bahsetti. LGBTİ+’lar, seks işçileri ve HİV’le yaşayan kişilere cinsel sağlık ve üreme sağlığı, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve uluslararası koruma alanında danışmanlık veren proje kapsamında, sağlık haklarına erişimlerde ve diğer alanlarda ayrımcılığa maruz kalan LGBTİ+ mültecilerin SPoD’tan yurtiçi ve yurtdışı danışmanlık talep etmesi mümkün.

Anahita Shamsaei: “Artık harekete geçme zamanı!”

Sosyal Politikalar, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği Kilit Mülteci Projesi’nde saha çalışmalarını sürdüren Anahita Shamsaei deneyimlerinden bahsetmeye “Artık harekete geçme zamanı. Birçok kaynağımız var ve birçok sosyal teoriye sahibiz fakat harekete geçmiyoruz” sözleriyle başladı.

Shamsaei, “Ancak sahada harekete geçtiğimizde bir şeyleri başarabiliriz. Sahada karşılaştığımız olaylar aslında çok travmatik. Türkiye’de çok sık tecavüz vakaları ile karşı karşıya kalıyoruz fakat ne yazık ki bu konuda hiçbir şey yapılmıyor. Başka ülkede bu yaşansa bu denli sessiz kalınamaz. Özellikle hayatta kalan trans bireyler taciz ve tecavüzle karşı karşıya kaldığında bunun görünürlüğü sağlanamıyor” sözleri ile mülteci LGBTİ+’ların yaşadığı problemlerin görünürlüğüne dikkat çekti.

“LGBTİ+ mülteciler şiddet ve ayrımcılıkla karşı karşıya”

Türkiye’den Yunan Adaları’na geçiş süreci ve Avrupa Birliği’nin Türkiye ile olan Geri Gönderme Anlaşmasına dikkat çeken SPoD gönüllüsü Tuğkan Gündoğdu, “İnsan haklarıyla taban tabana zıt olan Avrupa Birliği-Türkiye anlaşması, mülteci trafiğini kontrol altına almayı amaçlayan fakat göçü kriminalize eden bir anlaşma” dedi.

Gündoğdu, Yunan Adaları’ndaki kampların artık dışarıya tamamen kapatıldığından ve orada yaşam standartlarına dair yeterli bilgi elde edilemediğinden bahsetti:

“Yunan kamplarına girişler artık yasak, basın ve yardım kurumları o kamplara erişemiyor. Temiz su, besin ve temel ihtiyaç malzemelerini kamplarda bulmak çok zor.”

Kamplarda şiddet

Panel Lesvos LGTIBIQ Solidarity’den Ruby Breward’ın Midilli adasındaki LGBTİ mültecilerin orada yaşadığı problemlere dair aktarımları ile sonlandı:

“Kış mevsiminde Yunan adalarındaki mültecilerin yaşadığı problemlerden dolayı kampanyalar başlatılmış olsa da şartlar düzeltilmedi. Bunun yanı sıra, kamplarda yaşlı, çocuk ve LGBTİ+ gibi gruplar var. LGBTİ+ mülteciler bu kamplarda çok ciddi ayrımcılıklara ve şiddette maruz kalıyorlar. Cinsel istismar yaşandığına dair duyumlar alsak da detaylı bilgilere ulaşamıyoruz.”

26. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası tam programı için tıklayınız.

 


Etiketler: insan hakları, mülteci
nefret