16/04/2020 | Yazar: Tanju Tariz

Sirkaftan Kısalar’da Ayhan anlatıyor: Ben sarılmayı özlediysem siz ne yapıyorsunuz acaba?

Sirkaftan Kısalar: Ayhan’la “Hoşluk sesi ol” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Kızlar gazeteci olmak zormuş! Ben köşe yazarı olacağım. Haber de tuhaf bir şey, nerede ne zaman yayınlanacak, ne olacak bilmiyorsun. Gecen gündüzün birbirine karışıyor. Bir sürü gıybet dinlemek zorundasın, herkesle iyi geçineceksin. Bir de eskiden istediğim zaman yazıyordum, istediğim zaman yayınlanıyordu. Şimdi her gün biriyle söyleşi yapıyorum, başka bir şey yapamıyorum. Yıltoz (evlere temizliğe gitmeye başlamış) bana karışıyor, onu yayınlamam, o öyle söylenmez diye. Neyse mesela bu söyleşi için Cumartesi Cumartesi evde oturdum. 25 gündür sokağa çıkmadığım halde, sokağa çıkma yasağına kederlenebilirdim.

Ayhan’ı çok beğeniyorum. Çok tatlı bir aktivist. Ama o beni tanımıyormuş, takip etmiyormuş, hiç okumuyormuş! Dedim bu nasıl bir halet-i ruhiyedir. Tanju Tariz’i okumayan bir lubunya nasıl oluyormuş diye merak ettim.

“Öncelikle teşekkür ederim Tanju. Her ne kadar madilikten olabildiğimce kaçmışsam da senin dilene, eline, beline bıraktım kendimi. Ürkmüyor değilim” dedi ve başladı yanıtlamaya.

Sirkafta kalmaktan mutlu musun?

Evde olmaktan ve yalnız kalmaktan hiç endişe duymadım ben. O yüzden evde olmak, uzak kalmak benim için içsel bir yolculuk gibi. Bu adına ne denirse densin salgın günlerinden önce de böyle kendimi karantinaya soktuğum günler çoktur. Tabi global bir yasak altında evde olma hali, içimdeki anarşisti de kırbaçlamıyor değil. Çıkmak istiyorum sirkaftan. Kaçma hissim baki.  Tabi biraz William Shakespeare günleri diye kendimi kandırıyorum.  Mutlu ediyor böyle olunca.

En özlediğin 3 şey!

1 :) Burada beni tanıyanlar biraz tebessüm edecektir. Sarılmayı pek sevmezdim. Belki de seviyordum bilmiyorum.  Ama ilk sarılmayı özledim sanırım. Bu süreç bittiğinde uzun bir ara herkese sarılırım sanırım. Ben sarılmayı özlediysem siz ne yapıyorsunuz acaba?

2.si dostlarımı ve hadi mi hadi bu mevsimde gidilen yerleri özledim. Çat kapı yapılan planları özledim galiba. 

3. Hazır koliyi özledim :) Biliyorsun Tanju ben karantinada dağlara kaçanlardan oldum. Şehirden buraya gelirken o anksiyete ile koli moli aklıma gelmemişti. Naparız biz dememiştim ama artık düşünüyorum. Ben korunaklı hazır koliye alışmışım sanırım. Burada en yakın koli 45 km. nerden baksan git gel bir ömür eder benim için. Bir de burası Karadeniz tanju’cum korunak felan hak getire.  Kulağıma fısıldanan senaryolar otur oturduğun yerde diyor film izliyorum işte. Porno değil ama film :)

Sirkafta çalışmak nasıl bir duygu?

Sosyal medya üzerinden evde aktivizm yapmak benim içinde bulunduğum yer ile ilgili biraz zor. Daha çok köprü görevi görüyorum gibi hissediyorum. Yaz kızım gibi bir şey bu. Yeni medyaya alışmış bir kitle olsaydı daha rahat çalışıyor olabilirdim ama. Şimdilik pek sıkıntı yok. Fakat bu süre uzamasın lütfen. Nisan geldi ne yapacak lubunyalar?

Karantina öncesinde sirkafta çalışan arkadaşlardan destek aldın mı?

Hayır almadım. Ne diyecektim eve 14 gün karantinada kalmış temiz koli yollayın bana yeter mi?

sirkaftan-kisalar-ayhan-la-hosluk-sesi-ol-1 

Karantina öncesinden bir fotonu gönder bacım, peki bu alık fotonu neden gönderdin?

Sana karantinadan hemen önce 8 Mart’ta çılgınca eğlendiğimiz fotoğrafı atıyorum. Biliyormuş gibi saatlerce dans etmiştim.

sirkaftan-kisalar-ayhan-la-hosluk-sesi-ol-2 

Benim ve kaosjel okurları için süslen püslen, içindeki prensesi çıkart ortaya ve bizim için bir foto çek ve gönder!

Bu da karantina günlerinde doğada kaldığım fotoğrafım. Koli yoksa oksijen var.

Keşke hiç okumadığını daha önceden söyleseydin. Seninle söyleşi yapmazdım. Bir yazımda noktalama işareti yerine senden bahsederdim. Ama neyse sarılmayı sevmem demişsin. Peki kolide napıyon annem nasıl kolileşiyorsun?

Sanırım biraz ayırt ediyorum diyelim. Sarılmayı sevmiyor oluşum sürekli sorgulanıyor.  Ya da ciddi bir patolojik vaka da olabilirim. Ve eklerim hangimiz değiliz? Ayrıca ben “seviyor da olabilirim” demiştim. 

Geçen sene Aylime senin evinin arka bahçesini ektiğini söylemişti. Sanırım karşı komşunun oğluna alıkıyorsun? Bu sene de bahçeni ekecek misin, hedefinde kim var?

Ah komşularımı çok seviyorum. Beni bahçede çalışırken görünce sohbet etmek fırsatı buluyorlar. Yoksa temas edemeyebilirdim. Komşunun oğluyla gecenin bir vakti sigara içerken rastlaşıyorum. Umarım annesi marifetlerimi de anlatıyordur. Bu sene bahçeyi ekemedim malum salgında şehrin kendisini de, çok sevdiğim bahçeyi de terk etmek zorunda kaldım. Geçen yıl çıkan ürünleri komşulara dağıtarak hedefimi gerçekleştirmiştim. Dünyayı paylaşmak ve üretmek kurtaracak. Tabi tüm tahakkümlere karşı çıkarak. Bahçeyi kazarak, hayvanları özgürleştirerek. Umarım bu dönemde dünya canlılarına verdiğimiz eziyeti de düşünüyoruzdur. Damak diye tattığımız her şeyde. Ben bahçemi ekip biçerken bunları düşünüyorum. Komşunun oğlunu pek değil. Sanırım o da beni düşünmüyor.

Kaosjelde en sevdiğin köşe yazarı kim? (Benden başka bir isim söylersen bu söyleşi yayınlanmaz!) peki neden en çok beni seviyorsun?

Dediğin gibi okumamışsam seni sevdiğimi söylemek de ne bileyim biraz yalan dolan. Ama kim ölmüş yalandan diyerek; evet seni takip ediyorum. En sevdiğim de sensin. Madileşmekten de korkmuyor değilim. Defne’nin yazdıklarını takip etmeye çalışıyorum. Semih’in çizimlerinden keyif alıyorum. Yıldız’ın yazdıklarına oh diyorum.

Ayhan bir şarkı olsaydı ne olurdu?

Ah ne çok kırığız diyerek “kalben- kalp hanım” demek istiyorum bu ara.

Ayhan bir şiir olsa hangi şiir olurdu?

Beni boşluklara iten Birhan Keskin’in Kışın Bana Yaptıkları olurdu.

Boşluk sesi ol…

Hoşluk sesi ol…


Etiketler: yaşam, cinsellik
İstihdam