10/11/2006 | Yazar: KAOS GL

‘Türkiye’deki sivil toplum örgütlerinin kuruluş biçimi sivil olsa da işleyişleri itibariyle bireyin iradesini yansıtmadığı konusunda ortaklaşıldı. Bu çerçevede sivil toplum kuruluşları ile eşcinsel hareketin bileşenleri kurumsallaşma bağlamında nasıl ilişkilenecekleri üzerine tartışıldı.

‘Türkiye’deki sivil toplum örgütlerinin kuruluş biçimi sivil olsa da işleyişleri itibariyle bireyin iradesini yansıtmadığı konusunda ortaklaşıldı. Bu çerçevede sivil toplum kuruluşları ile eşcinsel hareketin bileşenleri kurumsallaşma bağlamında nasıl ilişkilenecekleri üzerine tartışıldı.
10. Buluşma’nın çalışma gruplarından biri de ‘Sivil Toplumdan Ne Anlıyoruz’ başlığını taşıyordu.

KAOS GL

Türkiyeli Eşcinsellerin 10. Buluşması

12-13 Temmuz 2003, Ankara

Raportör: Tuba Özkan

Sivil Toplum kavramının tarihsel süreci konusunda bir değerlendirme yapıldıktan sonra ‘sivil toplumdan ne anlıyoruz’ ve sivil toplumda eşcinsel örgütlülüğü, ilişkiler konuşuldu.
Birey yalnızca emek gücüyle değil pek çok toplumsal ilişki yoluyla sisteme bağımlı hale geliyor. Bu özne konumları tekil sınıf çıkarlarına karşılık gelmeyen değişik toplumsal grupları oluşturuyor. Bunlar; barış eylemcileri, feministler, eşcinseller, çevreciler, etnik azınlıklar, öğrenciler vs.

Sivil toplumun öznelerinin iktidarı ele geçirmek hedefi yoktur, ancak hiyerarşiyi dağıtmak, özgürlükçü düşünceyi yaymak ve bu sayede toplumsal dönüşümü gerçekleştirme hedefi vardır.
Sınıfsal çelişkilere indirgenemeyen toplumsal hareketlere yapılan vurgu arttıkça sivil toplum daha bir tartışılır hale gelmiştir. Toplumsal mücadelelerin çoğulluğu ve içerdiği zenginlikler açısından bakıldığında eklemlenen ve eklemleyen sürekli bir bozulma ve yeniden tanımlanma sürecinin etkisi altında kalmıştır. Bu bağlamda yeni toplumsal muhalefet odaklarının (öğrencilerin, feministlerin, eşcinsellerin vb.) belirmesi ve bunların toplumsal dönüşüme öncülük edebileceği düşüncesi gelişmiştir.

Sivil toplumun ne olması gerektiğini koyarken devletin sivil toplumun neresinde olduğunu da tartışmak gerekir. ‘Devlet olduğu için sivil toplum var’ düşüncesinden hareketle toplantı sürecince; ‘Devletin rolünü nasıl bir düzeye indireceğiz. Bizim dışımızdaki devlet nasıl oluşacak, kendimizi devletle nasıl konumlandıracağız, birbirimizle nasıl ilişkileneceğiz.’ soruları şekillendi.
‘Devlete karşı bilinç geliştirmek için sivil toplum kuruluşları bir araçtır. Biz bu aracı nasıl kullanacağız? Toplumu değiştirmek için sistem karşıtı bir hareket haline nasıl getireceğiz.’ sorularını gündemimize almamız gerektiği belirtildi.

Türkiye’deki sivil toplum örgütlerinin kuruluş biçimi sivil olsa da işleyişleri itibariyle bireyin iradesini yansıtmadığı konusunda ortaklaşıldı. Bu çerçevede sivil toplum kuruluşları ile eşcinsel hareketin bileşenleri kurumsallaşma bağlamında nasıl ilişkilenecekleri üzerine tartışıldı.

Stk'larla İlişkiler

Sivil Toplumda Eşcinsel Örgütlülüğü

Raportör: Ülkü, Onur, Umut

Türkiye’de sivil toplum geleneğini çok olmaması ve devlet geleneğinden besleniyor olmasından kaynaklı olarak sivil toplum örgütlerinin iktidarı yeniden ürettikleri ve iktidarla mücadele ederken ve aynı zamanda bu stk'larla ilişkilenirken bunu göz önünde tutmamız gerektiği vurgulandı.

Stk'larla ilişkilenmelerin stk'larla politik yan yana durulabileceği ve beraber zaman zaman ortak etkinlikler yapılabileceği gibi, stk'nın üyesi olmak, stk'larla bir platformda veya koordinasyonda birleşmek ve stk'ların eşcinsellere yönelik politika ve hizmet geliştirmesi şeklinde olabileceği belirtildi.

Stk’ya üye olmak ve bir başka stk’da çalışmanın eşcinsel kurtuluşçusu olarak çatışmayı orada ve bir stk’nın içinde yaşatmak olarak algılanması gerektiği, böyle bir ortamda gizli homofobi ile mücadele etmenin zor olduğu üzerine dururdu. Ancak çatışma yaşandığı noktada iletişimin sağlıklı bir şekilde kurulabileceği ve bir kazanım olarak değerlendirebileceği üzerine konuşuldu.
Stk’larla ilişkiye geçmeden önce bu ilişkinin politik zeminini yaratmamız gerektiği vurgulandı. İlişkiye geçerken bizim de tam olarak kurumsallaşmasını tamamlamış bir yapı olarak ilişkiye geçtiğimizi düşünmememiz gerekiyor, kurumsallaşma sürecimiz devam ediyor. Bu anlamda kurumsallaşma sürecinin zeminini güncel teknik ve yöntemsel zeminini çok iyi belirlemiş gerekiyor.

Kaos GL'nin on sene önce İHD'de Ankara şubede gey ve lezbiyen hakları komisyonu olarak kurulduğunun, ancak yönetim değiştiği için komisyonun tanınmadığının ve İHD ile ilişkilerin ancak ‘bununla bitti’ aşamasına getirilmediğinin, aynı İHD'nin bundan üç sene önceki Türkiyeli Eşcinsellerin Buluşmasına ana salonunu açarak ev sahipliği yaptığının ve İHD genel başkanın açılış konuşması yaptığının, süreç içinde ilişkinin değişebileceği ve gelişebileceğinin göz önünde bulundurulması gerektiği söylendi.

Stk'larla ilişkilenirken bu çerçeveden ilişki geliştirmemiz gerektiği "verilen ani ve homofobik tepkilerin" zaman içinde değişebileceğinin altı çizildi.

Bulunduğumuz platformlarda yaşadığımız sorunlar olumlu ya da olumsuz gelişmeler aktarıldı.
Kaos GL, Barış İçin Sürekli Kadın Platformu’ndaki kadınların homofobileri ile yüzleşmedikleri ve eşcinsel kurtuluş mücadelesini kavrayamadıklarından bahsetti.

Koordinasyon veya platformların ani refleks gruplarının sadece anlık beraber hareket etmek dışında dönüştürücü bir etkisinin olmadığı ve buralarda yer alırken bunu dikkate almamız gerektiği belirtildi.

Lambdaistanbul, ‘Irak’ta Savaşa Hayır’ koordinasyonu gibi ani refleks gruplarının enerjiyi tükettiğini, içinde kendini ifade edemediğini belirtti.

Platformlardaki stk temsilcilerinin yeteri kadar dönüşmemesinin ve samimiyetsiz tavırlarından bizim de sorumlu olduğumuz vurgulandı.

Platformlarda ve konseylerde ‘Heteroseksizmi bir yüzleşme alanı olarak net bir şekilde ortaya koyabildik mi? Kuracağımız iletişimin alt yapısını oluşturabildik mi? Bu insanlarla yeteri kadar fikirsel tartışmaya girebildik mi?’ sorularını sormamız ve çözüm üretmemiz gerekiyor.

Stk'larla nasıl ilişkilenirsek ilişkilenelim ilk anda bir homofobi ile karşılaşacağız ve bununla süreç içinde mücadele etmemiz gerekiyor. Bazen daha köklü bir program vs. uygulanması gerekebilir.

Stk'larla ilişkilenmenin sivil toplum içinde var olma anlamında önemli olduğu stk'lardaki insanların toplumu dönüştürme etkisinin göz ardı edilemeyeceği üzerine konuştuk
Küreselleşme sonrasında özellikle uluslararası ilişkilerin daha da güçlenmesi nedeniyle stk'larla ilişkilerin sadece Türkiye üzerinden değil aynı zamanda dünya üzerinden tartışılması gerektiği üzerine görüş bildirilirdi.

Birbirimizle İlişkiler

Stk’larla ilişkilerden bahsederken eşcinsel örgütlerin birbirleriyle olan ilişkilerinin de tartışılması ve bu bağlam içinde değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı.

Eşcinsel örgüt ve grupların birbirleriyle kurduğu ilişkilerin diğer stk’larla kurdukları ilişkilerden farklı olduğunun altı çizildi.

10. gerçekleşen Türkiyeli Eşcinsellerin Buluşması’nın bu bağlamda önemli olduğunu ve ana temalı buluşmaların ‘biz’ diliyle ifade edilmesinin de bunun bir göstergesi olduğunu düşünüyoruz.

Amargi veya bir başka eşcinsel örgütle ilişkilenmekle başka bir stk ile ilişkilenmenin aynı olmadığı eşcinsel kurtuluşçularının ve Amargili feministlerin bilinçli olduğu ve onlarla ilişkinin daha rahat ve pasif şiddetsiz kurulabildiğini pratik örneklerle aktardık.

Son süreç içinde Bilgi Üniversitesi’nde Lambdaistanbul’dan arkadaşların gerçekleştirdiği ‘Eşcinsellere Yönelik Şiddet ve Ayrımcılık’ sempozyumu, Eşcinsel Onur Etkinlikleri ve Kaos GL’nin gerçekleştirdiği ‘Lezbiyen ve Geylerin Sorunları ve Toplumsal Barış İçin Çözüm Arayışları’ sempozyumuna dair konuşuldu. Bu etkinliklerin gerçekleştirilmesi sürecinde eşcinsel kurtuluş hareketinin öznelerinin birbirleriyle ilişkilerinin ‘nasıl olduğu’ ve bu süreçten ‘nasıl etkilendiği’ üzerine konuşuldu.

İstanbul Bilgi Üniversite’sinde gerçekleşen sempozyuma Kaos GL’den üç kişinin gitmiş olmasının Kaos GL içinde tartışıldığının bunun yanında Kaos GL’nin sempozyumuna Lambdaistanbul’un aktif katılımının öneminde Kaos GL tarafından anlaşıldığının altı çizildi.
Eşcinsel Onur Etkinliklerine Kaos GL’nin neden katılmadığı konusunda Kaos GL’nin bu konudaki politikasını yeteri kadar ortaya koymadığı, onur etkinlikleri çalışmaları sırasında bu konu ile ilgili olarak bir etkileşime geçilmediği üzerine duruldu. Her ne olursa olsun görünürlüğe vurgu yapan bir aktiviteye katılınmamasının üzerine daha fazla konuşmamamız gerektiği üzerine dururdu.

Grupların gerek ortak politikalar, gerekse kendi yazılı politikalarını oluşturmak için zaman ayırması gerekliliğine ve kurumsallaşmayı sağlamak için grupların politikalarını kendi içlerinde tartışıp netleştirmesine karar verildi. Bu şekilde muhtemelen grupların farklarının fazla olmadığının ortaya çıkacağı ve kurum politikalarının kişilerden bağımsız olarak oluşacağı belirtildi. Türkiye'de sivil toplum geleneğinin çok yeni bir olgu olduğu eşcinsel hareketin sivil toplumu oluşturma ve bu toplum içindeki örgütlerin "sivil" kalmasını sağlama konusunda önemli bir role sahip olacağını düşünüyoruz.

Özellikle şiddeti tanımlama, şiddetsiz çatışma ortamın yaratılması birbirimizi eleştirme, değerlendirme ve ortak hareket etmek konularında daha fazla özen ve çaba göstermemiz gerekiyor.

Eşcinsel hareketin özneleri olarak birbirimizle ilişkilenirken ve ortaklaştığımız alanlarda beraber politika üretip ortak sözlerimizi söyleyeceğimiz etkinlikler düzenleyebileceğimizi düşünüyoruz.

Kaynak: Kaos GL, Eylül - Ekim 2003 Sayı 17

Etiketler:
İstihdam