29/09/2019 | Yazar: Aslı Alpar

Kaos GL Derneği’nin düzenlediği Uluslararası Bellek ve Tarih Konferansı “Sözlü tarih” oturumu ile sona erdi.

“Sözlü tarih, daha demokratik bir tarih yazmamızı mümkün kılıyor” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Kaos GL Derneği’nin düzenlediği Uluslararası Bellek ve Tarih Konferansı’nın son oturumu “Sözlü tarih” oldu.
Gülay Kayacan’ın moderatörlüğünü üstlendiği oturumda Erdem Gürsu “80’lerde ve 90’larda Lubunya Olmak”, Yıldız Tar ve Umut Güven ise “Renkli Ekran” sözlü tarih çalışmalarına dair konuştu.

sozlu-tarih-daha-demokratik-bir-tarih-yazmamizi-mumkun-kiliyor-1

“Sözlü tarih duyguları resmetmemizi kolaylaştırıyor”

Kayacan “Sözlü tarih meselesini 90’larda hafıza çalışması olarak algılamazdık. 2000’lerde sivil alanda hafıza çalışmaları alanı genişlettiğinde farkına vardık. İnsan hikâyelerini anlattığı için daha demokratik bir tarih yazmamızı mümkün kılıyor sözlü tarih çalışmaları. Diğer taraftan da bir karşı tarih. Klasik tarih yazımı duyguları dışlasa da sözlü tarih duyguları resmetmemizi kolaylaştıran bir şey” diyerek sözü konuşmacılara bıraktı.

"Sayı olarak değil hayat olarak bakmak gerekiyor sözlü tarih çalışmalarında anlatan insanlara"

Erdem Gürsu Selin Berghan’ın Metis Yayınları’ndan çıkan “Lubunya” kitabındaki kişisel deneyimlerin Gürsu “80’lerde ve 90’larda Lubunya Olmak”sözlü tarih çalışmasını nasıl etkilediğini aktararak başladı konuşmasına.sozlu-tarih-daha-demokratik-bir-tarih-yazmamizi-mumkun-kiliyor-1-1

“1980 darbesi Türkiye’deki lubunyaları en çok etkileyen olaylardan biri. Sözlü tarih çalışmasını buradan başlattığınızda kişilere ulaşmanız gerekiyor ancak bu benim başladığım yerden pek kolay değildi. Ayrıca nasıl yapacaktık, yöntem bilmiyorduk ve insan hakları alanında çalışıyoruz hatasız bir çalışma olması gerekiyordu” diyen Gürsu sözlü tarih çalışmasını nasıl yürüttüklerini aktardı.


Farklı şehirlerden 9 kişi ile görüştüklerini belirten Gürsu, “Yaptığımız şeyi çok sevdik. Bir kişi size bir şey anlattığında, doğrusu ile yanlışı ile o anlatıyor. Buna müdahale etmemeniz lazım. Bunu fark ettik, raporlama çalışmaları gibi değiş çünkü sözlü tarih çalışmaları” dedi. 

Hikâye anlatıcılığına da değinen Gürsu, “Nicelik, sayı olarak değil hayat olarak bakmak gerekiyor sözlü tarih çalışmalarında anlatan insanlara. Böyle görmediğiniz her iş birilerinin üzerinden kendinize malzeme çıkardığınız bir iş oluyor.”

Sözlü tarih bir meydan okumadır!

Erdem Gürsu’dan sözü alan Umut Güven “Renkli Ekran” sözlü tarih çalışmasının hayatını nasıl etkilediğini şöyle aktardı: “Erken aktivizm dönemimde sürekli duyduğum, çoğu zaman duymaktan da epey sıkıldığım bir klişe vardır. ‘Sen mi kurtaracaksın dünyayı?” “Türkiye’de kime neyi anlatıyorsun, homofobiyi mi yendin hani?’ Bu cümleleri duymak aslında hiçbir zaman benim motivasyonumu kırmadı.”

LGBTİ+ hareketi ile ilk ilişkilendiği zamanı “tarihsizdim” diye açıklayan Güven, “İçinde bulunduğum sözlü tarih çalışması tam bu noktada benim yaşamımın merkezinde yerini aldı. Çünkü artık o görmediğim zaman ve mekândaki etkileri olduğu inancımın, çok somut bir tasavvuruyla karşı karşıya kalmıştım” dedi ve Renkli Ekran söyleşilerine dair detaylar paylaştı.

Güven son olarak, "Sözlü tarihin kendisi bir meydan okumadır!" dedi.


Etiketler: insan hakları, medya, kültür sanat
nefret