19/03/2020 | Yazar: Kaos GL

Türkiye’de yaşayan LGBTİ+ mültecilerin katkılarıyla “Gökkuşağı Sınır Tanımaz” temalı özel bir sayı yayımlayan Kaos GL Dergi’de Keven anlatıyor.

“Tanımadığım insanlarca tehdit edildikten sonra Irak’tan ayrıldım” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Türkiye’de yaşayan LGBTİ+ mültecilerin katkılarıyla “Gökkuşağı Sınır Tanımaz” temalı özel bir sayı yayımlayan Kaos GL Dergi’de Keven anlatıyor.

Editor Notu: Bu metin istismar/kötü muamele/taciz içeren ilişki geçmişi olan bireyler için tetikleyici içerik bulunduruyor olabilir.

Merhaba, Adım Keven. 20 yaşındayım. Mülteciyim. Irak’tan Türkiye’ye geldim.

İçinde yaşadığım koşullardan, erkeklere yönelik, eşcinsellik olarak bilinen, cinsel yöneliminden dolayı maruz bırakıldığım tacizler nedeniyle kaçıp Türkiye’ye geldim. Erkeklerle ilişkide olmayı seviyorum ve kızlara bir eğilimim yok. Bu nedenle, kişisel özgürlüklerin olmadığı ve aşırı tutucu düşüncenin yaygın olduğu Irak’ta çok zor bir hayat yaşadım. Lisenin başında eşcinsellik tabirini öğrendim ve cinsel eğilimlerimi fark ettim. Bir gün ben ve kuzenim (halamın oğlu) X ile evimde odada yalnızdık, televizyon izliyorduk. Yanımda uyurken onu hissettiğimde, ona sarılmak istediğimi hissettim, ona yaklaştım ve dokundum ve o da aynı hislerle karşılık verdi. Aramızda ilişki başladı, birlikte olduk. Bu ilişkiden çok mutluydum. X ile tekrar yapmak istedim fakat o reddetti ve bu ilişkinin hata olduğunu söyledi ama ben sevmiştim.tanimadigim-insanlarca-tehdit-edildikten-sonra-irak-tan-ayrildim-1

Bu eğilimleri lise yıllarımın başında hissetmeye başladım. Tam olarak ikinci sınıfta, benimle aynı sınıfta okuyan arkadaşımla bir ilişki yaşadım. Okul müdürünün oğluyla birlikte harika günler yaşadım. Arkadaş olarak başladık, benim evime ders çalışmaya geliyordu. Bir gün yanıma oturdu, elimi eline uzattım, bana baktı ve onu öptüm. Ona olan hayranlığımı itiraf ettim ve o da bana benden hoşlandığını söyledi. Böylece ilişkimiz başladı ve bağlandığım insan haline geldi. İlişkimiz 5 ay sürdü. Onun babası bu ilişkiyi fark etti; ki o benim okuduğum okulun müdürüydü. Beni ofisine çağırdı ve bu yılın o okulda son yılım olduğunu söyledi, “gelecek yıl başka bir okula naklini aldıracaksın ve bugünden sonra senin oğlumla görüştüğünü görmeyeceğim” dedi. Son ay okuldan ayrıldım ve ilişkimiz sona erdi, babası nedeniyle onunla bir daha görüşemedim.

Başka bir okula geçtim ve 2016 senesi hayatımın en kötü yılıydı. Bütün öğrencilerin yaşı büyüktü ve hepsi zorba insanlardı. Biyoloji öğretmeni beni üç kez taciz etti. İlk taciz ilk biyoloji dersinde oldu. Derse girdiğimde bütün öğrencilerin önünde bana “sen erkek bir öğrenci misin yoksa kız bir öğrenci mi?” diye sordu ve bütün öğrencilerin bana gülmesine neden oldu. İkincisinde, benim saçımla oynuyordu, öğrencilerin biri onun saçımla oynadığını gördü ve diğer bütün öğrencilere benim eşcinsel olduğumu ve öğretmenin de benimle yattığını iddia etti. Bu olay bütün öğrencilerin benimle alay etmelerine ve bana saygı duymamalarına sebep oldu. Üçüncü sınıfta, bir gün bütün öğrenciler sınıftan çıkmıştı ve bana “buraya gel” dediğinde ben de sınıftan çıkmaya çalışıyordum, yanına gittiğimde kıçıma dokunmaya çalıştı, döndüm ve kaçtım. Okuldan ayrıldım, liseyi bitirene kadar evden çalıştım ve sınavlara girdim.

Liseden sonra, benim evime yakın bir berberle tanıştım. Arkadaş olduk, birlikte bir iş kurmayı önerdim ve o da kabul etti. Eylülde bir dükkân açmaya hazırlanıyorduk. Bu sırada, sudan sebeplerle beni döven babamın bana yaşattığı sorunlar nedeniyle, annem ve ben evden ayrılmaya karar verdik. Evden ayrıldık ve sadece ben ve annem için bir ev kiraladık. Ekim ayında dükkanı açtık. Bir ay, sonra o zamanlar yaşadığım sorunlar nedeniyle, insanların tacizleri ve bana saygısızları nedeniyle dükkanı kapattım. Bir gün dükkânı açmak için gittiğimde dükkanın camlarını kırılmış buldum, bir hafta sonra gittiğimde dükkanın duvarına aşağılayıcı yazılar yazılmıştı. Bana “orospu” ve “ibne” diyorlardı, “seni burada istemiyoruz, sen bir yüz karasısın” diyorlardı.

 

Dükkanı kapatmamdan önceki son gece, işimi bitirmiş eve dönüyordum. İçinde iki kişi olan bir araba yanaştı, içinden bir adam çıktı ve bana seslendi, “evet” dedim. Kolumu tuttu ve “Kolunda ne yazıyor? Burada bunları yapmıyoruz ve kim yapıyorsa elini keseriz. Sen bir yüz karasısın ve seni artık burada görmek istemiyorum. Eğer burada görürsem (ve bir silah çıkardı) bunu (silahı) kafana boşaltırım” dedi. Evime koştum.

Biz evden ayrıldıktan bir süre sonra büyük kız kardeşim evlendi. Babam üç kez annemi geri dönmeye ikna etmeye çalıştı ama babam beni sudan sebeplerle dövdüğü için annem dönmedi. Beni dövdüğü son kez, beni sevgilimden uzaklaştırmaya çalıştığı sıradaydı. Eve her geç döndüğümde bana hesap soruyordu. O sefer, bana vurdu ve masanın üzerine düştüm, kafam masaya çarptı ve kanadı. Sonrasında, yakında bulunan bir hemşireye gittik, başımı tedavi etti ve sonrasında amcamın evine gittik. Amcamın evinde, Kasım ayına kadar kaldığımız kiralık evi bulana kadar, bir hafta kaldık, Kasım ayında arkadaşım ülkeyi terk ettikten ve ben tanımadığım insanlarca tehdit edildikten sonra Irak’tan ayrıldım.

Şu anda Türkiye’de, hakkında hiçbir şey bilmediğim bir ülkede, yalnız yaşıyorum. Burada zor durumlardan geçtim, çünkü yalnızlık çekiyorum, kayıp acısı ve beklemenin zorluğunu yaşıyorum. Türkçe bilmiyorum ve burada insanlarla nasıl ilişkileneceğimi bilmiyorum. Ruh durumum evden çıkmama müsaade etmiyor. Zamanımın çoğunu evde geçiriyorum, hiç kimseyle görüşmüyorum, burada bir yabancı olarak yaşıyorum.

Teşekkür ve saygıyla.


Etiketler: insan hakları, mülteci
nefret