12/12/2012 | Yazar: Murat Çınar

‘Özelleştirmeler ve sosyal devlete karşı yapılan her türlü saldırı iktisadi buhran maskesi altında elli senedir kazandığımız haklarımızı elimizden alıyor.’

“Özelleştirmeler ve sosyal devlete karşı yapılan her türlü saldırı iktisadi buhran maskesi altında elli senedir kazandığımız haklarımızı elimizden alıyor.”
 
Uluslararası Torino Film Festivali’nin ömür boyu onur ödülünü red ettikten sonra Ken Loach Torino’ya geldi. Ödülü red etmesinin sebebi olan Rear kooperatifi çalışanları ile tanışmak ve konuşmak için bu kararı alan yönetmen olayların nasıl geliştiğini açıklığa kavuşturdu.
Herşey aslında Haziran ayında Torino Sinema Müzesi çalışanlarından Federico Altieri’nin on senedir süren adaletsiz çalışma şartlarını arkadaşlarıyla organize olarak protesto etmesiyle başladı. “Saat başına altı Avro’ya zar zor varan bir ücretle ve ayda iki yüz saat çalıyoruz. Yerel ve ulusal vergiler çıkartılınca ancak bin Avro maaş edinebiliyoruz. Mesai saatleri dışı çalışmalarımız ek olarak ödenmiyor, sendikaya kaydolan arkadaşlarımız işten çıkartılmak ile tehdit edildi, her sene maaşlarda kesinti uygulanır ve işten çıkartmalar artar oldu en sonunda ben de sadece üzerinde ‘şimdi hepimizi askıya alın’ yazılı bir tişört giydiğim için işten çıkartıldım”.
 
6 Aralık Perşembe Ken Loach Torino’da idi ve Federico’nun kısaca belirttiği şartlarda çalışan Ulusal Sinema Müzesi temizlik, güvenlik ve gişe görevlerini üstlenen Rear Kooperatifi’nin emekçileri ile buluştu.
 
“Buraya bir yönetmenin gelmesi ve çalışanlarla buluşması konuya sadece bir görünürlük kazandırıyor asıl mücadeleyi hergün onlar yapıyor.”
 
Ken Loach böyle cevap verdi kendisine yönetmen olmak kadar bir de mücadeleci bir kişi olup olmadığını soran ulusal televizyon kanalı Rai muhabirine. Bu görüşmeyi Ken Loach kendisi arzu etti çünkü asıl önemli olan kameraların çalışanların iş koşullarına odaklanmasıydı.
 
“Temmuz ayı başında Torino Film Festival’i bana bu ödüle layık olduğumu bildirdi. İlk etapta çok sevindim ancak ben sinemaya ve festival ödüllerine çok önem veririm bu sebeple her defasında ödül ve onu veren kurum hakkında küçük de olsa bir araştırma yaparım. Bu sırada Federico aracılığı ile Rear çalışanlarından bir mektup aldım. Tercüme ardından kendilerinin çalışma şartları hakkında bilgilendim ve Festival komitesine durumu bildirdim. Kendilerinden bu şartları değiştirmek için kısa sürede adım atmalarını ve işten çıkartılan kişilerin düzgün şartlarda geri alınmasını talep ettim. İlk cevap olumlu ve destek vericiydi. Ancak kısa bir zaman sonra gerek Rear çalışanları gerekse de Festival komitesi aracılığı ile kimsenin parmağını oynatmadığını öğrendim. Bu durumda Festival komitesine ödülü kabul edemeyeceğimi malum mektup ile bildirdim. O andan sonra Festival’i organize eden kişiler benim için ayarlanmış uçak biletini iptal ettiler ve o mektubu basına sunmadılar. Ödül töreninden bir gün önce kamuya verilen mektubum ile sanki son anda bir karar almışım gibi bir hava yaratıldı ve gelmeyişim benim kararımmış gibi gözüktü. İlk andan itibaren en kısa zamanda Torino’ya gelip Rear çalışanları ile buluşmak istediğimi bildirmiştim.”
“Taşeron sistem sadece ve sadece emeği sömürmek için mevcuttur”
 
Olanların gerçek yüzünü bu şekilde özetleyen Loach olayın hemen ardından La Stampa ulusal gazetesine bir mektup yazan Festival Komitesi’nin sözlerini de üzüntü verici bulduğunu söyledi. “Gazetede çıkan yazıda Ulusal Sinema Müzesi’nin taşeron olarak çalışan bir kooperatifin tercihlerinden direk ve dolaylı olarak sorumlu tutulamayacağı söyleniyor bu aynı bir giyim mağzasının hem kıyafet satıp para kazanması hem de o kıyafetlerin Bengladeş’te çocuklara yaptırılmasını bilip umursamaması gibi bir durum’.
 
Ken Loach taşeronlaştırılan emeğin önlenemez bir şekilde maaş indirimi ve işten çıkartma olarak sonuçlanacağını şu şekilde belirtti: “Kooperatiflerden kendi gelirlerini düşük tutup emekçilere hak ettiklerini vermelerini istemek hindiden Noel için olumlu oy kullanmasını beklemektir. Taşeron sistem sadece ve sadece emeği sömürmek için mevcuttur”.
 
Yaklaşık yarım saat ayakta konuşma yapan Ken Loach’u salonu dolduran beş yüz kişi alkışlarla dinledi. Torino kenti merkezinde Ambrosio Sinema Salonu’nda izliyeciler ve Rear çalışanları ile buluşan yönetmen bu durumun tüm Avrupa için geçerli olduğunu söyledi. “Özelleştirmeler ve sosyal devlete karşı yapılan her türlü saldırı iktisadi buhran maskesi altında elli senedir kazandığımız haklarımızı elimizden alıyor. Nasıl İngiltere’de gündelik hayat her geçen gün daha da zorlaşıyorsa diğer ülkelerde de aynı durum söz konusu. Mevcut düzene bir alternatif yaratmamız lazım ve çalışanlar arası dayanışma, sendikalar ve occupy tarzı kitle hareketleri birer araç olabilir.’
 
Yönetmenin konuşması ardından bir çok güvencesiz çalışan bir buçuk saat boyunca dönüşümlü olarak söz aldı ve farklı iş yerlerindeki çalışma koşullarından bahsetti ardından Ken Loach’un yönetmenliğini yaptığı yeni film Meleklerin Payı gösterildi.

Etiketler: kültür sanat
nefret