24/06/2010 | Yazar: KAOS GL

18.

18. LGBTT Onur Haftası etkinleri kapsamında düzenlenen "Nefret Cinayetleri ve Trans Örgütlenmesi" konulu panelde konuşmacılar, Türkiye'de nefret suçlarının ceza kanunlarında tanımlanmadığına dikkat çekti, çözüm yollarını tartıştı.
 
Lambda İstanbul LGBTT Derneği'nin her yıl Haziran ayında "Sen yoksan bir eksiğiz" sloganıyla düzenlediği ve bu yıl 18.'si gerçekleştirilen Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transeksüel ve Travesti (LGBTT) Onur Haftası etkinlikleri kapsamında "Nefret Cinayetleri ve Trans Örgütlenmesi" konulu bir panel düzenlendi.
 
Garajistanbul'da dün gerçekleştirilen panelde, Morel Eskişehir LGBTT Oluşumu'ndan Eylül Çevgen, Kadın Kapısı'ndan Şevval Kılıç, Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği'nden Selay Tunç ve Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği'nden İzlem Aybastı yaptıkları araştırmaları ve deneyimlerini paylaştı. Almanya'da yaşayan sosyolog Pınar Selek de video konferans aracılığıyla panele katıldı. Konuşmacıların ortak cümlesi, "Nefret cinayet ile besleniyor" oldu.
 
Panelde Selek'in İstanbul'da yaşayan trans kadınların sorunları konusunda bir alan araştırması ve sözlü tarih çalışması niteliğinde olan "Maskeler, Süvariler, Gacılar" isimli kitabı da üzerinden bir tartışma yürütüldü.
 
Konuşmacılar "Travesti ve transeksüellere dönük işlenen nefret suçlarına karşı yasalarda ve polisin uygulamalarında bir dönüşüm nasıl sağlanabilir? Trans kadınlar ne tip sorunlar yaşıyor? Yaşanan sorunların görünür kılınmasında nasıl bir yol izlenebilir? Trans hareketi bu baskılar karşısında nasıl dayanışıyor ve örgütleniyor?" sorularına yanıt aradı.
 
Nefret suçları ceza kanunlarında tanımlanmıyor
Moderatör Arıkan, Türkiye'de nefret suçlarının ceza kanunlarında tanımlanmadığına dikkat çekti:
 
"Faşizm ve muhafazakârlık yaşamlarımızı yok ediyor. Resmi kurumlarda, mahrem alanlarda, her yerde baskı görüyoruz. Nefret ediyor, öldürmek istiyorlar. Bunu sağlayan bilinçli güçler var. Haklarımızı öğrenmemiz engelleniyor."
 
Sosyolog Pınar Selek transeksüel ve travestilerin yaşamlarına dair araştırma yapmanın zorluklarına değinirken "toplum ve iktidar tarafından istenmeyen yaşam biçimine sahip olanlar öldürülüyor ve işkence görüyor" dedi.
 
Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği Kurucu üyelerinden Selay Tunç ise konuşmasına "Transeksüelim, kadınım, Kürdüm, Ermeniyim" diyerek başladı. "Birlikte olduğum herkes benzer baskıları görüyor. Ancak doğrusu en yoğun baskıyı ben yaşıyorum" dedi.
 
Selay Tunç, transeksüel ve travesti cinayetlerinin giderek arttığına dikkat çekti, politik olduğunu ve bu konuda bilinçli olarak önlem alınmadığını ifade etti."Cinayeti işleyenler bilindiği halde emniyet güçleri yasal işlem yapmıyor. Katiller nefretle besleniyor" diyen Selay Tunç, örgütlenmenin önemini vurguladı.
 
Morel Eskişehir LGBTT kurucu üyelerinden Eylül Çevgen ise nefretin kurumsallaştığını söyledi. Transeksüel olduktan sonra işten çıkarıldığını ve işsiz kaldığını belirtti.
Kadın Kapısı Derneği Sorumlusu Şevval Kılıç ise seks işçilerinin yaşam alanlarını daraltan uygulamaların yaygınlaştığını belirtirken transeksüel ve travestilere İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün travesti ve transeksüellere yönelik para cezalarını "haksız kazanç" olarak tanımladı.
 
 

Etiketler: yaşam
İstihdam