02/04/2012 | Yazar: Ömer Akpınar

Seçildiği takdirde Mel Wymore Yukarı Batı Yakası’ndaki Şehir Konseyi’nin ilk trans erkek üyesi olacak.

Trans Erkek Aday Tarih Yazma Umudunda Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
İmar. Okulların aşırı kalabalıklaşması. New York ulaşım sisteminin tasarımı.
 
Bunlar Yukarı Batı Yakası’ndaki Şehir Konseyi adayı Mel Wymore’un bir söyleşide değindiği meselelerden yalnızca bazıları. Tarih yazacak olansa seçildiği takdirde Wymore’un Konsey’in ilk trans üyesi olması.
 
Biyolojik kadın olarak doğan; fakat testosteron terapisi ve göğüs ameliyatı sonrası şu an kendini trans erkek olarak tanımlayan 50 yaşındaki Bay Wymore “Seçimlere trans olduğum için girmiyorum” diyor. Yine de, “trans olmak belli bir perspektif katmıyor değil” diye ekliyor.
 
Her ne kadar gey ve lezbiyenler pek çok seçim bariyerini aşıp vali, parlamenter ve Kongre üyesi olarak görev yapmış olsa da aynısı trans topluluğu için geçerli değil. Ülke çapında aralarında Westchester County’de Demokrat bir bölge lideri ve Hawaii Eğitim Kurulu eski üyesinin de olduğu yalnızca birkaç kişi resmî makamlara seçildiler.
 
“Bence çok büyük bir uçurum olduğu hissi var” diyor Wymore. Ne var ki “Bu bir mevki. Bu ileriye gitmeye hazır bir topluluk” diye inancını belirtiyor.
 
Altıncı Bölge’de görev süresini dolduran Gale A. Brewer’ın koltuğu için gerçekleşen seçim oldukça rekabetli ve aralarında bir bölge lideri Marc Landis, Topluluk Kurulu 7’nin eski başkanı Helen Rosenthal, Rus Çay Odası başkan yardımcı Ken Biberaj’ın da olduğu adaylar yarışıyor.  
 
Bir trans kadın olan Melissa Sklarz seçimde birbirinden değerli adayların olduğunu ve New York Şehri Stonewall Demokratik Klübü başkanı olarak hangi adayı desteklediğini söyleyemeyeceğini belirtiyor. Fakat Mel Wymore’un adaylığını “translar için bir fırsat” olarak değerlendiriyor.
 
“Kendisi harika bir temsilci,” diyen Sklarz “Sanırım pek çok insan transları yalnızca ’Dancing With the Stars’ta Chaz Bono’yu izlediği kadarıyla biliyor. Wymore çok daha farklı ve geniş bir tecrübe getiriyor,” şeklinde konuştu.
  
Mel Wymore’un hikâyesi şöyle; çocukluğunda, Arizona’da büyürken her daim bir Tomboy (“Erkek Fatma”) ve aşırı mutlu olduğunu anımsıyor. Fakt ergenliğinde “bu geçmeye başladı” diyor.
 
Genç bir kadın rolüne adapte olmakta zorlandı ve yıllar içinde – bir erkeğe aşık olup onunla evlenerek, New York’a taşınıp iki çocuk sahibi olarak – huzursuz hissetti. 15 yıl önce bir kadından hoşlandı ve lezbiyen olduğuna karar verdi, ardından açılıp boşandı. Lâkin kadınlarla ilişkileri başarısız oldu.
 
Ardından, 5 yıl önce, intihar vakalarını önlemek amacıyla öğrencilere cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim eğitimi veren the Yes Institute adındaki grup kendi çocuklarının okuluna geldi ve o da gözlemledi. Büyülenmişti; hâlâ kendi mutsuzluğuna giden izleri ararken, Miami’deki enstitüye uçtu. Orada, Oprah Winfrey’in kız olarak doğmuş fakat oğlan olarak yaşamaya karar vermiş 8 yaşındaki bir çocukla röportajının klibini seyrederken ilham almıştı.
 
“Ağzım açık kaldı; çünkü o çocuk ben olabilirdim,” dedi.
 
Başlangıçta bir başka köklü değişiklikle ailesini karşısına alma ihtimali gözünü korkutmuştu. Fakat birkaç ay içerisinde, daha maskülen bir kimliği keşfetmeye başlamak istediğini bildiğini söyledi.
 
“Bu hayatım boyunca giydiğimi hissettiğim goril kostümünü çıkarıp gerçekten kendim olmak için bir fırsattı,” dedi.
 
2009’da kararını vermesinin hemen ardından, Topluluk Kurulu 7’nin başkanlığına seçildi. İlk toplantısında, geçişinden kurula söz ettiğini ve destek gördüğünü belirtti.
 
Daha zoru ise her ne kadar onlar da anlayışlı olsa da şu an 18 ve 15 yaşlarında olan oğlu ve kızıyla konuşması olmuş.
 
“Çok derin konuşmalar yaptık ve onların kendilerini rahat hissetmeleri için anlaşmaya vardık” diyor, hâlâ her zaman kendisine “anne” diyebileceklerini de ekliyor.
 
2011’de sonlanan topluluk kurulu başkanlığı sırasında Wymore’un en gurur duyduğu işleri arasında Yukarı Batı Yakası’nda çeşitli kullanımlar için yapılacak büyük bir imar projesi olan Riverside Center üzerinde yaptığı müzakereler var. Kurulun ve Brewer’ın baskılarının sonucu olarak imarcı Extell yaklaşık 1 hektarlık bir okul inşa etmeyi ve arazinin yanında bulunan parkın renove edilmesine 17.5 milyon dolar katkıda bulunmayı kabul etti.  
 
Bir sistem mühendisi ve müteahhit olan Wymore şehir planlama departmanınca teklif edilen yeni imar kuralları üzerine de çalıştı.
 
Wymore adaylığını cinsiyet kimliğinden ziyade bu tür meselelere odaklamak istese de, hikâyesi hakkında konuşmayı da seviyor ve sıklıkla bu konuda şakalar yapıyor.
 
Geçiş sürecinde yaşadığı bir zorluğun da kadın tuvaletini mi yoksa erkek tuvaletini mi kullanacağı konusunda emin olmamak olduğunu söylüyor.
  
Bununla nasıl başa çıktığı sorulduğunda gülümsüyor ve “Yukarı Batı Yakası’ndaki tüm karışık tuvaletleri biliyorum,” diyor. (Çeviri: Ömer Akpınar/kaosgl.org)
 

Etiketler: yaşam, dünyadan
nefret