Uluslararası Kadın Kırımı Konferansı

Uluslararası Kadın Kırımı Konferansı 17 Eylül’de Almanya’da düzenlenecek. Ceni Kürt Kadın Barış Bürosu, UTAMARA Kadın Buluşma Merkezi, Rosa Luxemburg Vakfı (RLS) NRW Şubesi ve Agisra Derneği tarafından "Kadın Kırımlarına Karşı Uluslararası Kadın Mücadelesi" başlığı altında düzenlenecek konferans, Köln kentinde bulunan Alte Feuerwache salonunda düzenlenecek.

 

Dünyanın dört bir yanından kadın aktivistlerin mücadele deneyimlerini paylaşacağı konferans iki bölümden oluşuyor.

Kadın kırımının farklı ülkelerdeki biçim, etki ve sonuçlarının ele alınacağı ilk bölümünde, "Son Sömürge: Kadınlar" kitabının yazarı Almanyalı sosyolog Mari Mies, Irak Kadınların Özgürlüğü Örgütü’nden Houzan Mahmoud, RLS Meksika Şube Koordinatörü Patricia Zapata ve Türkiye’deki Kadın Kırımına Son kampanya sözcüsü Figen Aras Kaplan kırımın farklı ifadelerini tartışacak.

 

İkinci bölümde ise kadın kırımına karşı kampanya ve mücadeleler irdelenecek. Bu bölümün konuşmacıları Avrupa Kürt Kadın Hareketi’nin başlattığı kampanyanın sözcüsü Fadile Yıldırım, Filipinli kadın örgütü Gabriela’dan Pinaysa Holland, Rhein-Hunsrück bölgesi Kadın Acil Hat aktivisti ve Dünya Kadınlar Yürüyüşü’nün koordinatörlerinden Astrid Rund ile göçmen ve mülteci kadınlara dönük çalışma yürüten Agisra’dan Behshid Najafi. 

 

Yeni Özgür Politika gazetesine bilgi veren Ceni Kürt Kadın Barış Bürosu’ndan Ann-Kristin Kowarsch, kadın cinayetleri, tecavüzler ve kadına yönelik şiddetin „sistematik, ideolojik ve fiziki bir savaşın boyutlarını taşıdığını" vurguladı.

 

Kadın kırımı kavramının kadınların katledilmesi ile sınırlı olmadığının altını çizen Kowarsch, fiziki, psikolojik, ekonomik ve yapısal şiddetin de kadın kırımına dahil olduğunu söyledi.

 

Kowarsch, kadın kırımının evrensel bir fenomen olduğunun altını çizdikten sonra, sözlerine şöyle devam etti:

"Kadın kırımı bütün toplumlarda mevcuttur. Etnik kimlik, din, yaş, cinsel veya kültürel arka planından bağımsız olarak bütün  kadınları etkiler." 

Kadın kırımı kavramının uluslararası literatürde ’femicide’ şeklinde 1970’li yıllardan itibaren kullanılmaya başladığını belirten Kowarsch, bu şekilde kadınların sistematik bir şekilde katledilmesinin nedenlerinin açığa çıkarılmasının hedeflendiğini söyledi. Kowarsch, kadın kırımının bütün boyutlarına rağmen uluslararası hukukta ifadesini bulmadığına da dikkat çekti. Ayrıca feminist diskurda da henüz ortak bir tanımlamaya kavuşulmadığını dile getiren Kowarsch, bu ihtiyaçtan da ötürü böylesi bir konferansta uluslararası deneyimleri buluşturmaya karar verdiklerini sözlerine ekledi. (bianet.org)