25/02/2019 | Yazar: Kaos GL

Uluslararası Cinsiyet Eşitliği ve Yerel Yönetimler Konferansı, “Cinsiyet eşitliğini başarmak için birlikte neler yapabiliriz? Belediyelerin bu meseleyle ilgisi nedir?” oturumunun devamıyla son buldu.

“Yasalarla yaşadıklarımız arasındaki farkı kapatmaya çalışıyoruz” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Uluslararası Cinsiyet Eşitliği ve Yerel Yönetimler Konferansı, “Cinsiyet eşitliğini başarmak için birlikte neler yapabiliriz? Belediyelerin bu meseleyle ilgisi nedir?” oturumunun devamıyla son buldu.

Siyah Pembe Üçgen ve Kaos GL dernekleri İstanbul’da Uluslararası Cinsiyet Eşitliği ve Yerel Yönetimler Konferansı düzenledi. Konferans, 22-23 Şubat tarihlerinde İstanbul’da Taksim Gönen Otel’de gerçekleşti.

Konferans’ın ilk oturumunda “Cinsiyet nedir? Neden eşit olamıyoruz?” soruları tartışıldı. İkinci oturumda ise dünyadan örneklerle “Cinsiyet eşitliğini başarmak için birlikte neler yapabiliriz? Belediyelerin bu meseleyle ilgisi nedir?” sorularına eğilindi. İkinci gün ise eş zamanlı olarak Elif Avcı kolaylaştırıcılığında “Benim Kentim: Kente Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Gözüyle Bakmak” ve Pınar İlkiz kolaylaştırıcılığında “Dijital Savunuculuk” interaktif atölyeleriyle başladı.

Atölyelerin ardından “Cinsiyet eşitliğini başarmak için birlikte neler yapabiliriz? Belediyelerin bu meseleyle ilgisi nedir?” sorularının tartışıldığı oturumun devamı gerçekleşti.

Moderatörlüğünü Beşiktaş Belediyesi’nden Sedef Çakmak’ın üstlendiği oturumda; Batı Balkanlar ve Türkiye LGBTİ Eşit Haklar Derneği’nden (ERA) Dragana Todorovic, Kuzey Makedonya Cumhuriyeti LGBT United Tetovo’dan Bekim Asani, Şişli Belediyesi Toplumsal Eşitlik Birimi ve SPOD Derneği’nden Halim Kır ve Konak Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü Ahmet Soner Emre konuşmacı olarak yer aldı.

“Yerel düzeyde değişimi tetikleyebiliriz”

Oturum Bekim Asani’nin konuşmasıyla başladı. Asani, Makedonya Cumhuriyeti’nde dini baskılara rağmen örgütünün ayakta kalışını ve değişimi anlattı:

“Bizim örgütümüz Üsküp dışında kurulan ilk LGBTİ örgütü. Makedon, Arnavut, Hırvat, Türk, birçok farklı milliyetten insan yaşıyor kaldığımız yerde. Örgüt; farklı yerlerden gelen, farklı hem dini inançları olan, farklı milliyetleri olan kişileri bir araya getiriyor. Görünmez olan LGBTİ’lere sosyalleşme imkanı sağlıyor. Makedonya içindeki hem Türk hem Roman hem Arnavut topluluklarını görünür hale getirmeye çalışıyor.”

“Annem, kapalı günde beş vakit namaz kılan biri mesela. Bizim toplumumuzda namaz kılan bir kadının gey oğlunu desteklemesi çok büyük bir olay. Büyükelçiliklerle el sıkışması hiç de ‘normal’ değilmiş gibi bakılıyor. Ama topluluğumuz başbakan tarafından bile desteklenmeye başladı. Buralara kolay gelmedik, hep çalışmakla oldu.”

“Yerel düzeyde de değişimi tetikleyebiliriz. Başkentlere bakcak olursak en üstteki kurumlarla çalışıyorlar ama yerel ölçekte zorluklarını tespit edip çözmek daha zor. Çeşitliliğin olduğu toplum olunca sorunları çözmek de daha zor oluyor ama yapabiliriz.”

“Kağıtta olanla yaşadıklarımız arasındaki farkı kapatmaya çalışıyoruz”

Oturumun ikinci konuşmacısı Dragana Todorovic oldu. Todorovic, Balkan ülkelerinde LGBTİ’lere uygulanan ayrımcılığa ve yasalarla gerçek arasındaki farklara değindi:

“Konuşmamda da Batı Balkan ülkelerine odaklanacak ağırlıkla. Karşılaşmalı bir çerçeve sunabilir oturumun ilk konuşmalarıyla belki. Batı Balkan ülkelerinin çoğunluğu ya Avrupa Birliği üyesi ya da aday ülke. Bu nedenle AB entegrasyonu söz konusu ise birçok alanda yapması gereken yükümlülükler oluyor.”

“Standartlar var insan hakları alanında. Uyumlulaştırılması gerek uygulamalar var. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğiyle ilgili çeşitli yasalar var, Makedonya hariç. Böyle baktığınızda bu ülkelerle ilgili kağıtta İsveç’te yaşadığınızı düşünebilirsiniz ama gerçeği yansıtan çalışmalar hiç de öyle söylemiyor.”

“4 bin LGBTİ kişinin katıldığı bir araştırma gösterdi ki: LGBTI’ler bu ülkelerde ayrımcılığa uğruyor. Hatta her saniye yeni bir ayrımcı vaka gerçekleşiyor. Şiddet, son bir yılda çok arttı, homofobi ve transfobi çok yüksek. Halkların %70’i hâlen hastalık olarak görüyor. Eşcinseller suçlu ve cezalandırılması gerekli diye algılanıyor ve çocuklarının tedavi edilmesi gerektiğini söylüyor. Daha da önemlisi nefret söylemi ve suçlarında raporlama çok düşük.”

“Kağıtta olanla gerçekte olan arasındaki farkı kapatmaya çalışıyoruz bizler. LGBTİ’ler daha bilinçli olurlarsa ve desteklenirlerse, şikayet ederlerse mekanizmalar işleyecek. Kamu kampanyalarına çıkarsak her şey daha iyi olacak. Özgür, iyi ve güçlü olmak lazım çünkü bu tür raporlama çalışmaları için.”

“Protokolün ardından belediyeleri izleyeceğiz”

Oturumun üçüncü konuşmacısı Halim Kır oldu. Kır, Şişli Belediyesi’nde yeni hizmet veren “Şişli Oda”yı tanıttı ve SPoD ve Genç LGBTİ+ ortaklığında çıkan LGBTİ+ Dostu Belediyecilik Protokolü ile seçimlere odaklandıklarını ifade etti:

“Şişli Belediyesi’nin hizmeti olan ‘Şişli Oda’ sivil toplum örgütleri tarafından kullanılabilecek bir alanı açtı. Örgütler mekanı hem kullanabiliyorlar hem de kapasitelerini geliştirmek için çabalıyorlar. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin her ortamda konuşulması gerektiğini düşündüğümüz için biz de Şişli Oda’da çeşitli odak gruplar belirleyerek etkinlik düzenliyoruz. Örneklerden birisi ‘Erkeklik Atölyesi’, yaklaşık bir aydır sürüyor ve bir araya gelerek hegomonik erkekliği tartışıyoruz.”

“Öte yandan önümüzde seçimler var, SPoD ve Genç LGBTİ+ olarak bir protokol hazırladık belediye başkan adaylarının imzalamasıni isteyerek. Bu protokol, çok net talepler sunuyor. Yeni belediye başkanlarının LGBTİ+’ları eylem planında görmeleri, belediye hizmetlerinden yararlanma esnasında ayrımcılık yaşanırsa buna karşı bir duruş gibi temel insan hakları düzeyinde talepler.”

“Mart ayı geçene kadar biraz daha bunlara odaklanmış olacağız ancak seçimlerden sonra bitmeyecek protokolün işi. Eylem planının yapıldığı Eylül ayına kadar belediyelerde LGBTİ+’ları görebilmek için çalışmalarımıza devam edeceğiz.

“Bir hafta oldukça uzun bir zaman dilimi”

Oturumun son konuşmacısı Ahmet Soner Emre idi. Emre, Konak Belediyesi’nde yakında açılan Gönüllü Danışmanlık ve HIV Test Merkezi hakkında bilgi verdi:

“Sağlık Bakanlığı’na bağlı ya da özel hastanelerde HIV test hizmeti almaya çalışırsanız nelerle karşılaşacağınıza birlikte bakalım. Korunmadığınız bir cinsel temasınız olduysa ve test yaptırmak istiyorsanız öncelikle randevu almanız gerekiyor. Randevuyu alabildikten sonra hastanenin danışma bölümünde sizden kimlik, kimlik numarası ya da avuç içi kaydınız istenir. Ardından hem danışmaya hem de sizi muayene edecek doktora HIV için geldiğinizi söylemeniz gerekir. Ancak belki bunu ifade etmek istemezsiniz ya da anonim kalmak istersiniz. Bu ikisi de mümkün değil. Bir Hafta kadar bekledikten sonra da sonucunuz size iletilir ve bir hafta oldukça uzun bir zaman dilimidir.”

“Oysa ücretsiz anonim test merkezleri böyle değil. Randevu yok, isminiz alınmıyor. Tamamen ücretsiz. Sosyal güvence beklenmiyor. Esnek mesai saatleri uygulanıyor ve sadece 20 dakika sürüyor.”

“Merkezimizde yalnızca HIV testi yapılmıyor, diğer cinsel enfeksiyonların tespiti, aile planlaması ve güvenli cinsellik danışmanlığı da veriyoruz. İzmir’deki süreci, Siyah Pembe Üçgen Derneği’nin katkıları ile başlattık ve çok mutluyuz.”

Uluslararası Cinsiyet Eşitliği ve Yerel Yönetimler Konferansı, konuşmaların ardından soru-cevap bölümü ile son buldu.

*Bu etkinlik Siyah Pembe Üçgen ve Kaos GL’nin yürüttüğü, Avrupa Birliği ile Fransa Büyükelçiliği'nin desteklediği “Türkiye Belediyelerinde LGBTİ Eşitlik Politikalarını Güçlendirme Projesi” kapsamında yapılmıştır. Bu, içeriğin Avrupa Birliği’nin veya Büyükelçiliğin resmi görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.

İlgili haber

İstanbul’da Uluslararası Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Yerel Yönetimler Konferansı

“Özbelirlenim hakkına odaklanalım”

Cinsiyet eşitliğini belediyelerle birlikte nasıl başarabiliriz?


Etiketler: insan hakları, kent hakkı
İstihdam