23/06/2006 | Yazar: Kaos GL
Sosyete dünyasının içine doğan ama bu dünyadan nefret edip, hayatı yıkmaya çalışan Domino Harvey’nin hayatını anlatan ‘Domino’ adlı film gösterimde. Amerika’da Domino’nun kadın aşkları yeterince anlatılmadığı için lezbiyen gruplar tarafından protesto edilen filmde Domino’yu Keira Knightley oynuyor.
KAOS GL
Oyuncu Lawrece Harvey ve model Sophie Wynn’ın kızı olan Domino Harvey, varlık ve refah içinde dünyaya geldi ama bu hayat tarzı onun ilgisini çekmiyordu. Küçük yaşlarında bile jet sosyetenin yaşam tarzına karşı çıktı. Hassas bir dönem olan sekiz yaşında, Domino çok sevdiği babasını kaybetti ve annesi tarafından iyi bir eğitim alması için yatılı okula gönderildi. Ama bu vahşi çocuğu eğitmek için hiç de iyi bir karar değildi bu. Sonuçta kimse Domino’nun ateşli doğasını bastıramadı. Ne arkadaşlıklar, ne okul ne de annesinin yüksek sosyetesi…
Kendi çılgın hayatına kısa bir süre modellik yaparak ara verdi. Ve bir gün, istekli ödül avcıları arayan kişilerin verdiği bir seminerle birlikte heyecan duyduğu susuzluğu dindirme fırsatı yakaladı. Bundan sonra Domino sadece işine aşık olmakla kalmadı, aynı zamanda aynı işi yapan arkadaşlarına da aşık oldu ve onlar Domino’nun ailesi oldular.
Domino gerçekten ne istediğini bulmuştu. Açgözlü ama bir o kadar da harika, eski suçlu Ed Mosbey, kendisine gizliden gizliye hayran olan sert ve seksi Latin Choco ve patlayıcılara düşkün Afgan Alf’in grubuna katıldı. Çok geçmeden ekip Los Angeles’ın en başarılı ödül avcıları oldu. Fakat henüz ünlü değillerdi. Yeteneklerini sergilemeleri ve şöhreti yakalamaları için televizyondan daha iyi bir yer olabilir miydi? Yapımcı Mark Heiss ve asistanı Kimmie, onlardan ‘Beverly Hills 90210 Evimiz Hollywood’da’nın iki starı olan Ian Ziering ve Brian Austin Green’in sunduğu ‘The Bounty Squad’ isimli bir şovda yer almalarını istedi. Ve böylece ödül avcıları birden kendilerinin kariyerlerinin en zor işinin içerisinde buldular…
Tura gelirse yaşarsın. Yazı gelirse ölürsün
Tony Scott’un yönettiği ‘Domino’nun başrollerinde Keira Knightley (Domino Harvey), Mena Suvari (Kimmie), Mickey Rourke (Ed Mosbey), Christopher Walken (Mark Heiss), Edgar Ramirez (Choco), Rizwan Abbasi (Alf) ve Delroy Lindo (Claremont Williams) kamera karşısında. Senaryosunu Richard Kelly’nin yazdığı filmin görüntü yönetmeni Daniel Mindel.
Yönetmen Tony Scoot’ın Domino ile olan tanışması oldukça eskiye dayanıyor. Scott, ilham perisi Domino ile ilk kez Neville Shulman’ın Londra’da kendisine yolladığı, kendi deyimiyle ‘uyduruk bir gazete’deki makale sayesinde, 10 yıl önce tanışmış. Makale, ödül avcısı olmaya karar vermiş genç bir kadının hayatını konu alıyormuş. Ama her iki adamında ilgisini asıl çeken şey, bu genç kadının oyuncu Lawrence Harvey’in kızı olması ve son derece seçkin bir çevrede yetişmiş olmasıymış.
Scott hemen o zaman 20 yaşında olan Domino ile irtibata geçmiş. Onu ofisine davet etmiş ve bir hafta sonra, kendilerini Domino’nun hayat hikayesini perdeye aktarmak konusunda konuşurken bulmuşlar. Tony Scott, Domino Harvey için şöyle konuşuyor: ‘Domino son 12 yıldır bana ilham verme ve beni şaşırtma konusunda hiç bir zaman başarısız olmadı. Daha önce kimsede görmediğim kadar özgür bir ruha sahipti.’ Yönetmen, filmin felsefesini de şöyle özetliyor: ‘Film temel anlamda Domino’nun yazı tura prensibiyle ilgili. Kaçmak ya da hayatını istediği gibi yaşamak arasında yaptığı seçimle ilgili.’
Domino Harvey, 27 Haziran 2005 akşamı Los Angeles’daki evinde 35 yaşında yaşama veda etti.
Etiketler: kültür sanat
