08/08/2012 | Yazar: Umut Güner

Yoldaş Söyleşilerimize, Ankara’dan alanlardan tanıdığımız Evun Sevgi Okumuş ile devam ediyoruz.

Yoldaş Söyleşiler- Evun Sevgi Okumuş Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Yoldaş Söyleşilerimize, Ankara’dan alanlardan tanıdığımız Evun Sevgi Okumuş ile devam ediyoruz.
 
Feminizmin kavramsal sınırlarını çizerken LGBT bireyler bu sınırların neresine düşüyor? 
Evun:
İşte tam da bu sınırlar üzerine feministler arasında sıkı tartışmaların sürdüğü bir dönemdeyiz. Lezbiyen ve biseksüel kadınlar açısından neredeyse her durumda yan yana duran bir feminizm algısı hemen her feminist kadının ön kabulü desem doğru olur. Eşcinsel erkeklerle zaten zaman zaman müttefiklik dışında birliktelik (politik hat anlamında) olmadığından burada da sorun çıkmıyor. Sorun dedim çünkü trans-kadın ve trans-erkek kavramı ve yaşamsal alanda ki karşılaşmalarımızda bu sınırlarda sıkıntı yaşıyoruz. Özellikle son yıllarda ‘’kadınlık deneyimi’’ kavramı çerçevesinde sıkı tartışmalar dönüyor. Bana göre bu hala tartışmaya muhtaç bir konu ve bu tartışmaların sonunda uzlaşıcı bir yol bulunabilecek umudundayım.

Kadın-erkek ikiliğine dayalı egemen feminist söylem içinde LGBT bireyleri konumlandırmanın bir yolu var mıdır? Yoksa bu ikiliği aşmak mı gerekir?
İlk başta yola çıkarken kadın-erkek ikiliği üzerinden LGBT bireyleri konumlandırabilir miyiz diye düşündüğümüzü ve bu önemli bir durum mu bizim açımızdan farkında olduğumuzu sanmıyorum. Bu farkında olmama kasıtsız bir haldi bana göre. Görünür olan her mücadele de olduğu gibi LGBT bireylerin verdiği mücadeleler sonucu bu soru feminizmin de gündemine oturdu. Bu benim açımdan ‘’herkesin kendi dili olmalı ve kendi alanından mücadele vermeli’’ ki görünürlüğü olsun ve kazanımlarını tam bilebilsin anlayışıma da uygun bir seyirdi doğrusu. (Buradan yürüyen tartışmaları bu yüzden zaman yitimi gördüm hep) Evet şimdi bu soru bizim de (feministlerin) temel meselelerimizden biri artık. Ve tabi bu kadın-erkek ikiliğine dayalı söylemi de aşındıran bir tartışmayı beraberinde getirdi. Benim görebildiğim bu tartışma biraz şiddetli geçeceğe benzer, feminizm kendisini erkek ve kadın arasındaki eşitsizliğe karşı konumlandırıyor ve buradan yol yürüyor. Bunu yaparken birçok farklı eşitsizlik biçimleri olduğunu da görüyor LGBT bireylerin getirdiği sorularla. Diğer feministlerin tek tek fikrini tahmin edemem ve mutlaka ayrıldığımız yerlerde olacaktır, benim açımdan bu ikiliği bir parça aşındırabiliriz fakat tümden aşamayız. Çok klişe bir çözüm yolum var benim; ortak soruna karşı sıkı bir müttefiklik duruşu. (tartışmalar sürerken)

Feminist hareketin amacı sadece kadınlara yönelik hak temelli siyaset mi üretmektir? Yoksa dönüştürücü bir cinsiyet politikası mı amaçlanır? 
Feminist hareketin salt hak temelli siyaset yaptığını ve bunu hedeflediğini düşünmüyorum. Bu hareket özü ve amacı gereği devrimci bir harekettir ve dönüştürücü bir misyonu da olacaktır.

Bu amaç bağlamında LGBT bireyleri bu hareketin neresinde görebiliriz?
İçinde ve yanında.

Feminist metodoloji yapı eleştirisine mi yoksa kişisel deneyimlere mi dayanmalıdır? Bu bağlamda farklı deneyimlere sahip LGBT bireyler ve kadınlar ortak bir yapı eleştirisinde, mesela ataerkillik ve muhafazakarlık karşıtlığında buluşabilirler mi?
Kesinlikle buluşabilirler ki zaten çoğu kez buluşuyoruz. Üstteki soruda da düşüncemi belirtmiştim sıkı bir birliktelik bizim (feministler ve LGBT bireyler) açımızdan tek çözüm. Bu tartışmayacağız anlamında bir birliktelik değil, tartışmalarımız sürerken dayanışmayı bırakmayacağımız bir çözüm önerisi. Feminist metodoliji yapı eleştirini de içinde barındırabilir kişisel deneyimleri de.

Farklı ayrımcılık deneyimlerine sahip gruplar farklı örgütlenmeler mi oluşturmalıdır? Bu farklı deneyimler ortak bir düzlemde mücadele etmeye engel midir? 
Evet ben farklı ayrımcılık deneyimine sahip kişilerin ve grupların farklı örgütlenmelerinin daha iyi olduğunu düşünüyorum. Fakat bu farklı deneyimlerin ortak bir düzlemde mücadele etmemize engel olduğunu düşünmüyorum. Zaman zaman yöntemsel zaman zaman da pratikte sıkıntılar yaşasakta birlikte yol yürümemize engel değil tam tersine zorunluluk olduğunu düşünüyorum. Ayrı örgütlenmelerle kendi sesini kendi yolunu daha net belirleyen bu hareketler birliktelikte de ben neredeyim karmaşasına düşmeden yürüyebilecektir.

LGBT hareketi aynı zamanda feminist bir harekettir demek mümkün mü?
Erkek’liği ve patriarkayı aşındıran bir hareket olduğu kesin. Burdan doğru feminist bir duruşu olduğunu düşünürüm hep.

Kimlik temelli bir politikanın kendi içine kapanması bir çeşit muhafazakarlık mıdır size göre?
Kendi içine uzun süre kapanan her hareket bir süre sonra muhafazakarlaşır ve devrimci özünü silikleştirir. 

LGBT hareketinin 2000’lerdeki yükselişi, 20-30 yıllık bir tarihselliğe ve birikime sahip olan feminizm içindeki verili söylemlerde bir sarsıntı yaratmayı başarabildi mi sizce?
Yarattığı kesin ve yaratmaya devam edeceğe benzer.

Resmi siyasetin sınırlarının dışına taşan bir sivil toplum mücadelesi içinde feministler ve LGBT bireylerin ortak hareket etmesi bir zorunluluk mudur? 
Kesinlikle bir zorunluluktur. Fakat ben bu zorunluluğa gönüllüyüm.

LGBT ve feminist hareket Türkiye’deki hızlı muhafazakarlaşma karşısında alternatif bir dayanışma biçimi geliştirilmeli midir? Öyleyse bu nasıl olur?
Evet soruların başından beri neredeyse her soruya verdiğim cevapta bunu söyledim. Ortak bir yol da izlemeliyiz alternatif bir dayanışma biçimi de bulmalıyız. Ezilme biçimlerimizi yarıştırmadan deneyimlerimizi ortaya koyup bir yol aramalıyız. Şuan da muhafazakarlaşma karşısında da eril hakimiyet karşısında da en cepheden iki hareket var Feminist Mücadele ve LGBT bireylerin mücadelesi. Kişisel dayanışma pratiklerimizi politik alanlara da taşımalıyız.

LGBT ve feminist hareketin ortak bir mücadele yürütebileceği alanlar nelerdir? Biraraya gelip konuşma ve tartışmanın ötesinde ne gibi kanallar açılabilir?
Birbirinin politik gündemini tam ve doğru izlemek, tartışmaları düşmanlığa taşımamak önlem almamız gereken durumlar öncelikle. Erk-ek dilin tüm argümanlarına karşı ortak dil kurmak ilk adım olabilir. Sokak iyi bir alan bu birliktelik için. Birbirimizin tüm metinlerinde ve söylemlerinde ve eylemlerinde olmalıyız.
 

Etiketler: kadın
İstihdam