10/10/2012 | Yazar: Cenk Erdem

Yonca Evcimik nihayet hayvan hakları konusunda yavaş yavaş çabalar sonuç vermeye başlayınca sırayı şarkılarına verdi. Cenk Erdem kaosgl.org için Evcimik ile görüştü.

Yonca Evcimik İle Yeniden Dans Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Uzun zamandır, hayvan hakları konusunda en çok çabalayanlar arasında başı çekiyor; ‘Varolmak Haktır’ projesinden, çocuklara yönelik farkındalık çalışmalarına kadar bu konuda azıcık bile olsa ileri gidebilmek için atılan her adımda işleri hızlandırmak adına, Ankara’da siyasilerle yapılan görüşmelerde bile başrollerde.
 
Yonca Evcimik nihayet hayvan hakları konusunda yavaş yavaş çabalar sonuç vermeye başlayınca sırayı şarkılarına verdi.
 
Yonca Evcimik Türkiye’de pop müzik için arenası için dans eden ve aynı zamanda şarkı söyleyen; uluslararası pop star ayarındaki neredeyse tek şarkıcı oldu. Türkiye’de tam anlamıyla ilk klibi de o çekti; Abone albümüyle 3 milyona yakın satarak vaktinde 90’larda popun yeniden yükselişine imzayı da o attı.
 
İlk house şarkımız ondan çıktı , hatta İngiltere listelerine bile girdi.
 
Velhasıl dans eden ve ciddi koreografilerle pop starlığın her zaman altını çizen Yonca Evcimik şarkılarıyla dansa davet ettiğinde gelmeyen olmadı ve şimdi yeniden dansa davet ediyor. Özbek bir şarkıya İskender Paydaş’ın yaptığı sağlam dans alt yapısıyla ‘Yallah Sevgilim’ Yonca Evcimik’in geri dönüş şarkısı.
 
20 yıl önce bu işlere başlarken ilk yan yana geldiğim şarkıcı Yonca ile doğum gününden hemen önce bu kez 20 yıl sonra yeniden bir araya gelmiş olduk. Yoncimik’le peri olduğu çocuk macera filminden, ilham aldığı şov yıldızlarına ve yeni albüm haberlerine kadar ne varsa bol bol konuştuk.
 
‘Yallah Sevgilim’ isimli single çalışmanızla piyasaya geri dönüyorsunuz; sözlerini Barlas Erinç yazmış; şarkı Talip Kuliev’in; peki bu şarkıyı ilk kim beğendi de size getirdi?
Bana şarkıyı beğenip getiren Hakan Eren. Daha şarkıyı Hakan dinletir dinletmez bayıldım. Aslında şarkının haklarını alalı bir buçuk sene oldu ama araya hayvan hakları ile ilgili çok ciddi bir koşuşturma girince şarkıyı askıya aldım; bir yandan hayvan hakları ile ilgili projeler başladı, bir yandan da Ankara’ya gidip gelmeler sürüyordu; şarkıya şimdi ancak sıra geldi.
 
Şarkının oynak havasından ve single fotoğraflarında elinizdeki zillerden yola çıkarak kulüplere yeni bir ‘ Tatlı Kaçık’ geliyor diyebilir miyiz?
Çok doğru, aynen öyle hatta ben şarkıyı ilk dinlediğimde ikinci bir ‘Tatlı kaçık’ geliyor dedim. Şarkı, Özbek bir şarkı. Ama aslında şarkıdaki oynak havayı çıkarırsan sound açısından bugünün dans sound’u var. İskender’in yaptığı düzenleme ve alt yapı oryantalden çok daha modern bir dans parçası ortaya çıkarmış oldu. Yine de alaturka bir taraf bıraktık; çok uçmadık.
 
Klibi bir maden ocağında Burak Ertaş çekmiş ve size 16 dansçı eşlik ediyor; erkeklerin renkli etekleri var ve yine koreografisiyle, kostümleriyle bir dans videosu çıkıyor ayrıca Türkiye’de profesyonel anlamda ilk video klip yine sizin ‘Kendine Gel’ klibinizdi; peki bizim piyasamızda şimdiki video klipleri nasıl buluyorsunuz?
Biz çok ciddi bir hazırlık yaptık; koreografi çalıştık. Tanju Babacan kostümleri hazırladı. Klibe çok yoğun provalar yaparak hazırlandık çünkü dans işini çok ciddiye alıyorum ve dans etmeyi de çok seviyorum ayrıca dansçılar konusunda da çok özen gösteriyorum. Türkiye’de dansçılar süs gibi kullanılıyor. Allah aşkına herkes dans etmek zorunda değil; Sting dans ediyor mu? Ama dünya starlarının yanında dansçılar varsa; şarkıcı da dans ediyor. Bizde son zamanlarda herkes sahnede şov yapma peşinde ama şarkıcının dans ettiği yok; dansçılar da süs gibi yanındalar; üstelik doğru dürüst koreografi hazırlanmadan dansçılarla sahneye de çıkılıyor, bana komik geliyor, anlayamıyorum.
 
Kabak tadı veren Madonna kıyaslamasını ve Madonna’yı bir kenara koyacak olursak; sizin bir şov yıldızı olarak sahne şovlarına hayran kaldığınız başka kimler var?
Neyse ki Madonna kıyaslamasını üstümden atalı çok oldu; onu başkalarına devrettim ama tabii ki sahne şovları harika; ben de konserini kaçırmadım. Sahne şovlarının en iyileri denilince akla en başta Michael Jackson ve Madonna geliyor. Ayrıca Christina Aguilera, Beyonce, Jennifer Lopez gibi kendi de dans edip; şarkı söyleyen yıldızları seviyorum.
 
Sezen Aksu’nun imkanlar olsa Madonna’dan ileride olurdu yorumuna; siz de o ekiple çalışsam sahnede farkım olmaz diyerek katılmıştınız; siz bale mezunusunuz; koreografsınız ancak imkanlar olsa bile diyelim sizin koreografilerinizle şarkıcılarımızdan kaç tanesinin dans edebileceğine yürekten inanıyorsunuz?
Sezen Aksu onu 1993’te söylemişti. Bir ay diyordum ama şimdi bana 15 gün verin; o ekiple hazırlık yapayım; sahneden onu çıkarın beni koyun fark göremezsiniz; bu konuda kendimden çok eminim. Ama ben bunu söyledikten sonra nasıl oldu da Ajda Pekkan ve Ziynet Sali de buna benzer iddialarda bulunabildi aklım almıyor. Ajda Pekkan’ a saygım sonsuz; ama Ziynet Sali de dahil kimsenin öyle dans edebileceğine inanmıyorum.
 
Hayvan hakları konusunda duyarlılığı arttırmak için çaba harcayan isimler arasında dünyada Brigitte Bardot gibi; bizde de siz en çok akla gelen isim oldunuz; hatta çocukluk fotoğraflarınızı gördüm, onlarda da yanınızda köpekler var; hayvanlarla dostluğunuzu başlatan ilk yakınlığınız hangi evcil hayvandı?
Kedilerle başladı. Sonra bir tavşanım oldu. Kediler, tavşan, su kaplumbağaları derken hayatıma köpek girdi sonra köpekler de olmaya başladı. Tavşanımın adı Bıcır’dı. Aldığımda küçücüktü, sonra öyle kocaman oldu ki zıplaya zıplaya yemeğine doğru geldiğinde ev sallanıyordu. Kediler tek köpekle oluyor da sonra köpekler ve kediler çoğalınca geçinemiyorlar. Oyun gibi birbirlerini kovalarken, hırlaşmaya dönüşüyor. Kedilerle köpekler olmuyor.
 
‘Varolmak Haktır’ projesini yürütürken; 12 bin çocukla farkındalık çalışmasına imza atmıştınız ve bol bol gözlemleriniz oldu; artık hayvan hakları konusunda daha hızlı yol alabiliyor muyuz?
Eskiye göre çok daha hızlı yol almaya başladık. Hayvanlara işkence ve şiddet sadece kabahat sayılmaktan çıktı artık suç kabul ediliyor ve cezası da ona göre ama tam böyle güzel yol alabilmişken, şimdilerde kulislerde yeni bir yasa tasarısı konuşuluyor valla ne oluyor anlayabilmiş değilim. Tüm hayvanları sokaklardan toplayacaklarmış.      Kulislerde konuşulan yasa tasarısına göre sokakta kedi köpek bırakmayacaklarmış; iyi de o hayvanlara sonra ne olacak? Bu koşuşturmacalar sırasında hep gördüm, barınaklar yetersiz, hayvanlar perişan; şimdi tüm hayvanları toplarlarsa nereye koyacaklar , nasıl bakacaklar? Aslında aylarca sırf şu kabahatler kanunundaki değişikliği sonuca ulaştırmak için, bu konuyu gündemde tutmak için göbeğimiz çatladı. Tam cezalar geldi, şimdi de böyle bir mesele çıktı; konuşulanlara bakılırsa alınan tüm yol sıfırlanmış oluyor, yine de ben Polyanna’cılık yapıyorum, İstanbul’un en şık semtinde sokak üzerindeki Pet Shop’ta maymun ve gelincik satılıyor; yine de hayvan hakları konusunda daha ileriye gidebileceğimize inanmak istiyorum.
 
Single şarkınızın sözlerinde ‘Aşk ister bu yürek’ diyorsunuz; 1998’de o güzel dans şarkınız ‘ Günaha Davet’ ile Sezen Aksu’nun sözlerinde de ‘ Aşk lazım’ diye yakarıyordunuz; aşk olmadan olmuyor değil mi?
Olmaz tabii. Yalnızlık Allah’a mahsus. Aşk, sevgi, paylaşmak olmadan hayatın bir anlamı yok. Benim pencerem aşka 360 derece açık. Çok tasavvuf sohbetine giriyormuş gibi olmasın ama insanın annesine duyduğu aşkla, işine, doğaya duyduğu aşkla; her yerde aşk var. Sadece kalıcı aşk olduğuna inanmıyorum artık. Aşk o ilk duyulan cinsellikle ilgili tutkular, şehvet geçiyor ve başka bir şekle dönüşüyor; hatta kimi zaman çok daha güzel bir sevgiye de dönüşebiliyor. Üstelik artık tek eşliliğe de yer kalmadı ama ben tek eşliliğe inanıyorum. Kalbim boşalmadan yerini bir başkasıyla dolduramam.
 
‘Günaha Davet’ Türkiye’den çıkan en iyi house şarkılardan biriydi ve o dönemin dünyaca ünlü house şarkılarının kalitesindeydi; ayrıca öncesinde Outland Records’la yaptığınız house parçanız ‘I’m hot for you’ yine bir ilkti ve İngiltere’de de ilgi görmüştü; neden o tarzın üzerine düşmediniz?
Bu konuyu pek açmak istemiyorum ama şu kadarını söyleyeyim, o dönemde İngiltere’de bile ilgi gördüğüm zamanlarda daha fazlasını engelleyenler olduğunu öğrendim. Yeri gelirse söylerim belli olmaz, ama üzülürsünüz ve şaşırırsınız. Ben bazı isimleri öğrendiğimde duvara çarpmış gibi oldum. Yine de 2001 yılında ‘Herkes Baksın Dalgasına’ albümüyle de o tarzın üzerine gitmek istedim ama bu kez de plak şirketiyle alakalı sorunlar oldu. Aslında ben o albüme bayılıyorum ama plak şirketi de kapanınca albümün piyasaya çıkmasıyla ortadan kalkması da bir oldu. Görüyorsun üstüne gitmemiş değilim de ama olamadı bir türlü.
 
Son single çalışmanızdan önce albümlerinizi orijinal haliyle sunduğunuz 5’i 1 yerde koleksiyonunuz çıkmıştı; ondan önce de ya ortak projeler ya da single çalışmaları oldu; şu stüdyo albümü ne zaman geliyor?
Söylediğim gibi 7 tane şarkım çoktan hazır. Yallah Sevgilim’den sonra birkaç ay içinde bir tane daha single planımız var. Bana göre albüm yaza kadar çıkmış olur.
 
Zamanında ilk klip çalışmasından, ilk single kasete; ilk house şarkısından 2010 yılındaki esprili twitter şarkısına kadar dönemi herkesten önce yakaladığınız halde; sizce biraz geriden takip eden piyasa için anlaşılmaz olmuyor musunuz?
Tweetine bandım şarkısında Twitter’la ilgili espriler vardı ama kimsenin twitter’dan haberi yoktu. “Bu ne böyle ?” dedi herkes. Sonuç olarak şarkılar bir şekilde anlaşılıyor ama bence haklısın söylediğin gibi dönemi için anlaşılmamış bir şarkı oldu. Mesela web sitemizi hazırladığımızda da kimsenin ne web sitesinden, ne de ne işe yaradığından haberi yoktu. Sonra net dönemi geldi, herkes gördü. Şimdi de twitter dönemi; web sitesi dönemi bitti. Teknoloji ve endüstrinin ihtiyaçları, alışkanlıkları sürekli değişiyor ama şarkılarla zamana ayak uydururken bizde de geç de olsa şarkılar yerini buluyor ; sadece çıktığı dönemde olanlar tiraja oluyor.
 
Başrollerinde ünlü aktör Murat Soydan ve Doğa Rutkay’ın da olduğu çocuk macera filmi Kral Yolu- Olba Krallığı 20 Eylül’den sonra vizyona girecek ve siz de bu ilk animasyon destekli Türk çocuk filmindesiniz; peki nasıl bir peri oldunuz?
Yine Yoncimik oldum, kostümlerimi de Tanju Babacan hazırladı. Komik bir peri. Bir peri olarak başroldeki çocukların fantastik dünya ile aralarında köprü ben oluyorum. Kucağımda yine köpeğim  var, Titi. Zaten kucağımda köpek şartıyla rolü kabul ettim, Titi her sahnede yok ama bol bol görünüyor. Filmde benim tüm çekimleri green box önünde yaptık, uçuyor görüntüsü vermek için kullanılan aletle green box önünde canım çıktı, çekimlerden sonra bacaklarımı kapayamıyordum. Aslında çok kıymetli bir film, Kültür Bakanlığı’nın da desteği var ve Mersin’deki kazılarda çıkan zenginlikleri fantastik bir yolla çocuklara anlatıyor.
 
Çıtır Kızlardan, PopKorn’a; okul işinden, okul öncesi çocuklarına yazdığınız kitap serisine kadar farklı projeleriniz oldu; sırada neler var?
‘Yallah Sevgilim’ yeni, Kral Yolu vizyona giriyor. Benim Yoncimik lisanslı sürprizlerim de devam ediyor olacak. O işi yaparken, işin içine ayrıca benim çok anlamadığım ticari dümenler girmeye başlayınca ben bir süre projeyi dondurmuş oldum ama başka başka hayallerim de var, hayallerim devam ediyor ve ben hep sürprizlerimi hiç kimseye söylemeden ancak gerçekleştirdiğimde buyurun diyorum.
 

Etiketler: kültür sanat
İstihdam