04/03/2020 | Yazar: Yıldız Tar
2017 İstanbul Onur Yürüyüşü’nde gözaltına alınan ve polis şiddetine maruz bırakılan Aslı Yasemin tazminat davası açtı ve davayı kazandı: Bu karar ile haksız bir şekilde gözaltına alındığımız, gözaltında kötü muameleye maruz bırakıldığımız kabul görmüş oldu.
Aslı Yasemin, 25 Haziran 2017’de düzenlenen İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nde gözaltına alınanlar arasındaydı. Polis gözaltına alırken şiddet uyguladı, kötü muameleye maruz bırakıldı.
Aslı Yasemin aynı gece serbest bırakıldı ancak hakkında dava açıldı. Onur Yürüyüşü sırasında polis şiddetiyle gözaltına alınanlar, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten yargılandı. 7 Mayıs 2019’da İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesi beraat kararı verdi. Karar, 14 Ekim 2019’da kesinleşti.
Tazminat ödenecek
Kararın kesinleşmesinin ardından Aslı Yasemin avukatı Bülent Çoban aracılığıyla tazminat davası açtı. Maliye Hazinesi’ne açılan davada Aslı Yasemin; gözaltında kaldığı süreç boyunca manevi olarak zarar gördüğünü, görevlilerin keyfi, sert ve hukuk dışı tutumları nedeniyle sağlığında olumsuz etkiler oluştuğunu belirtti. Haksız olarak gözaltında kaldığı süre, toplumsal konumu, haksız yakalama ve gözaltına alınmanın üzerinde bıraktığı olumsuz etkiler dikkate alınarak 6 bin TL manevi tazminat ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin hazine üzerine bırakılmasını talep etti.
Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, Aslı Yasemin’in manevi tazminat talebini kısmen kabul ederek 600 TL tazminat ödenmesine karar verdi. Mahkeme vekalet ücretinin de Hazine tarafından ödenmesine hükmetti. Aslı Yasemin ve avukatı tazminat miktarı düşük olduğu için bir üst mahkemeye itiraz edecek.
“Haksız gözaltı ve kötü muamele olduğu kabul görmüş oldu”
Aslı Yasemin, bu kararı KaosGL.org’a şöyle değerlendirdi:
“Benim için sevindirici bir haber. Davayı açarken eğer kazanırsam bir LGBTİ+ derneğine bağışlamayı düşünüyordum zaten. Bu karar ile haksız bir şekilde gözaltına alındığımız, gözaltında kötü muameleye maruz bırakıldığımız kabul görmüş oldu. Bu sebeple mutluyum. Tabi ki bu kararla ülkede bir şey değişmeyecek ancak haksızlık olduğunun mahkeme tarafından da onaylanması iyi bir gelişme. Talep ettiğimizin ancak yüzde 10’unu verdiler ancak burada önemli olan meblağ değil. Talep ettiğimiz tazminatı verseler de yeterli olmayacaktı. Neyin karşılığı olacaktı ki? Benim için kısmen de olsa kabul edilmiş olması önemli.”
Yürüyüşte ne olmuştu?
İstanbul Valiliği 2017 LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne “izin verilmeyeceğini” açıkladı. Valilik internet sitesinden yaptığı son dakika açıklamasıyla 25 Haziran LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne izin verilmeyeceğini söyledi. Açıklamada “Bu çağrıya karşı toplumun farklı kesimlerinden çok ciddi tepki gösterildiği görülmektedir”, “turistlerin güvenliği ve kamu düzeni gözetilerek anılan gün ve öncesi ve sonrasında toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenmesine izin verilmeyecektir” ifadeleri yer aldı.
Polis ve milliyetçi, İslamcı gruplar 15. LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne saldırdı. İstiklal Caddesi’ni kapatan polis üzerinde gökkuşağı sembolü taşıyan veya yürüyüşe katılacağını “düşündüğü” kişilerin caddeye girmesine izin vermedi. Bütün saldırılara rağmen Beyoğlu’nun çeşitli yerlerinde eylemler yapıldı.
Polis günün erken saatlerinde İstiklal Caddesi’ni kapattı. Gün boyunca keyfi bir şekilde geçiş sağladı. Kimin neye göre geçtiğini soranlara ise, “sezgilerimize göre” gibi cevap verdi. Gözaltındaki aktivistlerden bazıları kendilerine “Kuran dinletildiğini” belirtti. Çoğu kişi gözaltına alınırken darp edildi. Polis, bir işkence metodu olarak ters kelepçe yaptı. Onur Haftası'na hukuki destek veren 4 avukat da zorla gözaltına alındı. Yaklaşık bir saat süren gözaltının ardından avukatlar serbest bırakıldı.
Onur Yürüyüşü’ne saldıran milliyetçi ve İslamcı gruplar gün boyunca Taksim çevresindeydi. Saldırganların bazıları polis tarafından gözaltına alınırken, LGBTİ+ aktivistleri bazı yerlerde polisin saldırganların başını okşadığını, yakın pozlar verdiğini gözlemledi.
2017 Onur Yürüyüşü’nde tüm gün yaşananlar için tıklayın.
Etiketler: insan hakları
