10/10/2019 | Yazar: Ali Erol

Sosyal medya incelemelerimizde bugün: Yayınevlerinin LGBTİ+ kitaplarına dair sosyal medya paylaşımları homofobik tepkiyle karşılaşabiliyor…

Homofobi baki kalır! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Yayınevleri LGBTİ+ alanında yayınladıkları kitaplarını çeşitli vesilelerle kendi sosyal medya sayfalarında okurlarıyla paylaşıyorlar. Bu dönemler, kitapların yayımlandığı tarihlerin yanı sıra içerikleriyle ilgili günlere, haftalara yönelik de olabiliyor.

İletişim Yayınları LGBTİ+ alanında yayınladığı kitaplarını “17 Mayıs Homofobi, Bifobi ve Transfobi Karşıtlığı Günü'nde, fobinin farklı yüzlerini keşfetmek için...” paylaştığı gibi, Haziran ayı sonu “Onur Haftası”nda da paylaşıyor.

17 Mayıs Uluslararası Homofobi Karşıtlığı Günü ve Onur Haftası’nın yanı sıra LGBTİ+ hareketin gündemini takip eden yayınevleri örneğin “Lezbiyen Görünürlük Günü”nü de değerlendirebiliyor.

Yayınevleri, okur ve takipçilerine yönelik “fobinin farklı yüzlerini keşfetmek” niyetiyle yapsa da bu sosyal medya tanıtım paylaşımlarını, beklediklerinin tersine, “okur ve takipçilerinin” homofobik tepkileriyle de karşı karşıya kalabiliyorlar.

“Beyaz Yakalı Eşcinseller” çalışma hayatında maruz kaldıkları ayrımcılığı ele alan kitabını facebook sayfasında paylaşan İletişim Yayınları, bir takipçisinin “Hormon tedavisi olabilirler” yorumuna “maruz” kalıyor. Bir başka “takipçi” ise bu yorumu “muhteşem” buluyor.

“Eşcinsellerin beyaz yakalı meslek alanlarında karşılaştıkları ayrımcılıkla” ilgili bu kitabını Onur Haftası’nda takipçileriyle yeniden paylaşan İletişim Yayınları, gene bir takipçisi tarafından “O kadar güzel klasik eserler varken,bunları yayımlamak nerden aklınıza geliyor.Hiç ilgimi çekmiyor .İletişim Yayınları iyce basite indiniz.” tepkisiyle karşılaşıyor.

Yayınevinin aynı paylaşımına gene bir takipçisi tarafından “acilen takibi bırakıyorum” tepkisi geliyor ve bu kez “takipçi” son zamanların öne çıkan “homofobik nefret kokteyli” ile hızını alamıyor:

“Iletisim yayinlarina ne oldu boyle..acilen takibi birakiyorum.insan dogasina aykiri lanetlenmis bir iliski tipini ulkemizde dayatmaya ve bunu cinsel tercih diyerek hos gostermeye calisanlar cocuk tacizcilerine sapkin degil de pedofilii diyerek meseleyi hafifletenlerden ne kadar farkli olabilir.”

“Yorum” adı altındaki bu homofobik nefret kokteylini 5 takipçi “layk”larken, bunlardan biri “muhteşem” buluyor, ikisi ise basıyor “kahkaha”yı.

İletişim Yayınlarının instagram takipçilerinin söz konusu yayımlarına facebook takipçilerinden daha fazla ilgi gösterdiği anlaşılıyor. Homofobik nefret söyleminin tonunun ise fark etmediği görülüyor:

“Heteroseksuellik olarak adlandırılan en olağan cinsellik hiç bitmeyecek gerçek bedensel bütünleşmenin ve çift olarak üremenin başka yolu yok☺bu kitabın tanıtımının iki haftadır her sosyal medya platformunda karşıma çıkmasından gına gelmiş biri olarak yazma gereği hissettim,lobi saçmalıkları ve bazı eşcinsellerin arsızlık ve yüzsüzlüğünden hakikaten tiksiniyorum”

İletişim Yayınları, "Heteroseksüellik bizden daha büyük, bağımsız ve daha güçlü gibi görünüyor. Öyle değil. Gerçekte heteroseksüel/homoseksüel şemasını yaratan biziz ve nihayetinde o şemanın çokluklarının kapsayamayacağı da biziz." dese de, “Düzcinsel - Heteroseksüelliğin Şaşırtıcı Derecede Kısa Tarihi” kitabının facebook paylaşımında 8 “layk” ve 2 “kahkaha” alan “yorum” sahibi “takipçisi yayınevi gibi düşünmüyor:

“Önceden İletişim Yayınları denildiğinde gözünüz kapalı herhangi bir kitabını alıp okuyabilirdiniz ve size kattıkları paha biçilemezdi. Tıpkı Can yayınları gibi. Ve yine tıpkı Can Yayınları gibi son zamanlarda çıkardığınız kitaplar beş para etmez, edebi değerden yoksun ve insanların algılarıyla oynayan kitaplar. Bahsettiğim "gerçek kitap" ları çıkaran iki yayınevi kaldı. İş Bankası ve YKY”

Aynı paylaşıma “Dünya sistemi bu homoseksüel olguyu pompalıyor. Siz de bunun Türkiye şubesisiniz. Merak ediyorum: Nasıl bir kazanç elde etmeye çalışıyorsunuz?” yorumu düşen gene takipçi, 6 “layk” alırken, bunlardan ikisi “iş”in “eğlence”sine bakmayı tercih ediyor. Bir başka takipçi ise “Kazanç çökmüş ahlak olarak tecelli edecek...” yorumuyla söz konusu “soru”yu “cevap”sız bırakmıyor.

Tüm bu “tartışma”, kendisi de sokak kitapçısı olan Oya Özgün Hazan’ın, İletişim Yayınları’nca da “layk”lanan şu “cevap” ile kapanıyor:

“Iletisim yayinlari kultur dunyasina yeni bir "eser" kazandiriyor ulkenin insanlari faydalansin diye. Ozgur bir dunyada istediginiz eseri alin okuyabilin diye. Matbaayi bulan adamin acaba ne gibi bir dusuncesi vardi ya da yaziyi icat eden topluluklarin? Sahi internet neden var ne gibi bir olgu pompalaniyor?”

Not: Bu haberde, internet ortamı ile sosyal medyadan yapılan alıntıların yazım hatalarına dokunulmuyor; olduğu gibi alıntılanıyor.

**Medya çalışmaları kapsamında sosyal medya mecrası ile internet medyasını izleyen Kaos GL, “Homofobik ve Transfobik Nefret Söyleminin İnternet Seyri”ni takip ediyor. Aylık yürüttüğü sosyal medya nefret söylemi takibini tematik dosyalarla da sürdürüyor.


Etiketler: medya, kültür sanat
nefret