19/12/2019 | Yazar: Ali Erol
LGBTİ+’lara selamı esirgemeyen, en azından homofobik nefret söyleminden medet ummayan “köşe”ler…
Gökkuşağının hakkını veren, LGBTİ+’lara selamı esirgemeyen, en azından homofobik nefret söyleminden medet ummayan “köşe”lere göz atmaya devam ediyoruz…
İşte, son haftalarda “köşe”lerinde cinsel çeşitliliğe, cinsel yönelimlere, cinsiyet kimliklerine, LGBTİ+’lere (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans, İnterseks) kısacası gökkuşağına yer açan gazete yazılarından sizler için okuduklarımız…
Yurt, Süleyman Karan: “LGBT aktivistlerine sadece o da belki ‘müsamaha’ göstereceklerini söylemiş oluyor”
Yurt gazetesinden Süleyman Karan, “Geçmişin AKP’sinden Gelecek mi Çıkarmış…” başlıklı köşe yazısında, “Partinin adı ‘Gelecek Partisi’ ama referansları geçmişten geliyor.” diyor ve devam ediyor:
“Davutoğlu, siyasetlerinin temel felsefesinin ‘geleneğe saygılı özgürlükçülük’ olduğunu ve statükoculuğa karşı olacaklarını söylüyor. Yani tanım gereği baştan ‘birilerinin daha özgür’ olacağı bir tarif yapıyor. Söz gelimi inançsızlara, kadın hakları savunucularına, LGBT aktivistlerine sadece o da belki ‘müsamaha’ göstereceklerini söylemiş oluyor.”
HaberTürk, Ayşe Özek Karasu: “Erkek rolleri ve kız rolleri, çocukların hayatta izleyebilecekleri yolları sınırlandırır”
HaberTürk gazetesinden Ayşe Özek Karasu, “Mama reklamını doğru anlamak” başlıklı köşe yazısında, ““Bebeğinizi cinsiyet kalıplarına sokmadan yetiştirin” diyen mama reklamından olmadık komplo teorileri çıkarıldı; kökümüzü kurutacakları paranoyasına kadar vardırıldı” diye yazdı.
Karasu, “oysa mesaj çok basit” diyor: “Pembeler ve mavilerle daha bebeklikten toplumsal cinsiyet rolü biçilen bireyler yetişmesin ki, toplumsal cinsiyet eşitliği hedefine erişilsin. Kadına karşı ayrımcılık ve şiddetin üstesinden gelmek, temelde bu cinsiyet kalıplarını kırmaktan, eril dili budamaktan geçiyor.”
“Ona da mı karşısınız?” diye soran HaberTürk yazarı Ayşe Özek Karasu devam ediyor: “Mama reklamında verilen mesajı savunmak gerekir. Bazı kesimlerde “cinsiyetsizlik skandalı” ve hatta “LGBT kumpası” olarak kayda geçen reklamda denilen şu: “Bebeğinizi cinsiyet kalıplarına sokmadan yetiştirerek gerçek potansiyelini keşfetmesine ve çevresiyle uyumlu olabilmesine destek vermiş olursunuz. Çünkü erkek rolleri ve kız rolleri, çocukların hayatta izleyebilecekleri yolları sınırlandırır.”
Sözcü, Sultan Uçar: “‘LGBT normalleşiyor. Aile hançerleniyor. Ahlaksızlar' kampanyası”
Sözcü gazetesinden Sultan Uçar, “Erkek Eğitim Bakanlığı” başlıklı köşe yazısında, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği'ni tanımlayan İstanbul Sözleşmesi'ne” karşı sorumluluğu hatırlatıyor ve “Erkek Eğitim Bakanlığı, tüm çocukların omzundan karşı cinsi ötekileştiren bu ağır yükü almak zorundadır” diyor ve yaşanan süreci aktarıyor.
“Tarikatlar, ‘LGBT normalleşiyor. Aile hançerleniyor. Ahlaksızlar' kampanyası başlattı. Ders 2 saatin içinde rafa kaldırılmıştı. YÖK'te, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Tutum Belgesi'ni iptal etti. Eğitimle, demokratik bilinç düzeyini yükseltme şansı ilkokuldan, üniversiteye kaçırıldı.”
BursadaBugün, Ece Sarı: “Cinsel yönelimlere saygılı olmayı öğretin”
BursadaBugün gazetesinden Ece Sarı, “Erkek çocuğu nasıl yetiştirilir?” başlıklı köşe yazısında, önerilerini sıralıyor: “Kadın ve erkeğin eşitliğini öğretin.”
“Cinsiyete, ırka, cinsel yönelimlere, memlekete, yaşam tarzlarına saygılı olmayı öğretin. Ayrımcı konuşmalar yapmayın, ayrımcı konuşmalar yapıldığında müdahale edin.”
Hizmet, Hamit Tekkanat: “Bir de marjinal gruplardan bahsediliyor”
Denizli’den Hizmet gazetesi köşe yazarı Hamit Tekkanat, “Kadına Şiddet” başlıklı köşe yazısında, “Demokraside, özgürlükte, basında, kadın haklarında çağ atladık diyorlar ya, Hepsi YALAN.” diyor ve devam ediyor:
“Bir de marjinal gruplardan bahsediliyor. Marjinal aşırı demek, kadınların arasındaki LGBT’ler (lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender sözcüklerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltma) söz konusu imiş. Bunlarda bizim insanımız, tercihleri kendi rızalarıyla değil, yaratılış gereği. Eğer isyan edecekseniz onlara değil onları yaratana isyan edin. Burası İran değil, onların da diğer insanlar gibi yaşama hakkı var. Yasalara saygılı olduğu müddetçe kimsenin yaşam şekline karışamazsınız.”
Cumhuriyet, Mine Söğüt: “Kim, hangi koşullarda ve ne kadar emniyettedir?”
Cumhuriyet gazetesinden Mine Söğüt, “Kadınlar, marjinaller, gay’ler, şiddetler ve devletler” başlıklı köşe yazısında, Emniyet’in, Kadın Yürüyüşü’ne müdahalesini gerekçelendirmek için yaptığı açıklamayı eleştiriyor.
“Emniyet’in yaptığı açıklamada “Kadınlara değil, sadece eylem sonrası dağılmamakta ısrar eden marjinallere ve LGBT’ye, orantılı müdahale edilmiştir” diyebildiği bir ülkede kim, hangi koşullarda ve ne kadar emniyettedir?”
İzGazete, Esra Kartal: “Yalnız yürümeyeceksin!”
İzGazete’den Esra Kartal, “Yalnız yürümeyeceksin!” başlıklı yazısında, “Sadece zulüm gören kadınlar ya da sadece doğa, LGBT, mülteciler, çocuklar için yürüdüğümüz sürece yalnızlık devam edecek” diyor.
“Akıl “haksızlığın konusu ilgi alanım değil” dese de vicdana kulak verip birlikte yürümek gerekiyor. Zira kadına yönelik şiddet sürerken dağdaki kurdun, deltadaki flamingonun ve nicesinin yaşam hakkı hiçbir zaman güvencede olamayacak.”
Milliyet, Belma Akçura: “Bu kadınları tanıyın…”
Milliyet’ten Belma Akçura, “Bu kadınları tanıyın…” başlıklı yazısında, “hak savunucusu kadınlar onları koruyan yasalara rağmen halen tehdit altında; saldırıya uğruyor, suçlu haline getiriliyor, keyfi olarak gözaltına alınıyor, hatta bazen öldürülüyorlar” diyor ve dünyanın dört bir yanından insan hakları savunucusu kadınları anıyor. Akçura’nın saydığı kadınlar arasında LGBTİ, trans kadınlar ve seks işçileri kadınlar için çalışan hak savunucuları da var.
LGBTİ+’lara selamı esirgemeyen, en azından homofobik nefret söyleminden medet ummayan “köşe”leri okumaya devam edeceğiz: “Hep kahır, hep kahır, hep kahır, hep kahır” nereye kadar…
Etiketler: insan hakları, medya
