08/04/2020 | Yazar: Ali Erol

Nisan’ın ilk haftasından homofobik nefret “köşe”leri Milat, İstiklal, Türkeli, Konya Postası, Millî Gazete ve Sabah yazarlarından…

Muhafazakâr korona korosu: Hayat eve sığar ama LGBTİ+’lar helak olsun! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Homofobik nefret söylemiyle bendini aşıp “köşe”lerine sığmayan gazete yazılarını okumaya devam ediyoruz. 

Nisan ayının ilk haftasından cinsiyetçi ve homofobik nefret “köşe”lerini Milat, İstiklal, Türkeli, Konya Postası, Millî Gazete ve Sabah yazarlarından seçtik.

Milat’tan Asiye Türkan, günahlarının bedelini “LGBT”ye bağlıyor!

Milat’tan Asiye Türkan, “Hayat eve sığar!” başlıklı “köşe” yazısında, güya, “Ardı arkası kesilmeyen hırslarımızı doyuramadığımız gibi, bin bir hayal ile geleceğimizi de karartarak egolarımıza kurban ettik.”, günah çıkartırken bile “küçük bir virüsün dize getirmesi”yle çekildiği “ev”e “LGBT”yi sığdırmamaktan vazgeçmiyor.

Milat “köşe” yazarı Asiye Türkan, önce günahlarını sayıyor: “Daha fazla kazanmak, daha lüks evlerde oturmak, son model arabalara binmek, beş yıldızlı tatiller yapmak için krediler çekerek dünya nimetlerine sahip olduk. Ödeyemeyince başka bankalardan da aldık. Borcu borç ile kapatmaya çalışırken yüreğimizde en onarılmaz yarayı açtık. Haddimizi aşarak Allah ve Resulüne savaş açma gibi olan faizli işlemi mubah gören büyüklere içimiz “hayır, olmaz” dese de uyduk.

“Helâk”tan “homoseksüelik”e bağlamadan “köşe”sini bitiremeyen Türkan, günahlarının bedelini gene “LGBT”ye bağlamaya devam ediyor: “Meşrulaştırılan fuhuş sektörü patronunu vergi rekortmeni olarak ilan ederken utanmadık. Kumarı yıllardır “milli” olarak kabul edip, eğer kazanırsam hacca gideceğim, cami, okul, hastane yaptıracağım diyerek kendimizi akladık. LGBT’yi normalleştirerek onur yürüyüşleri yapabilecek kadar görünür kıldık. Sözleşmeler yapılarak ne değerlerimize ne de örfümüze uymayan oluşumları hayatımıza dâhil ettik.”

İstiklal, Seyfi Şahin: Modern “helak” niyetine korona!

İstanbul’un yerel basınından İstiklal “köşe” yazarı Dr. Seyfi Şahin, “İslam Açısından Korona” başlıklı yazısında, Milat’tan Asiye Türkan’ın bıraktığı yerden devralıyor nefret nakaratını: “Kredi ile alışverişler, ev ve araba taksitleri, hep Yahudilere giden faiz parasıdır.”

Irkçı nefret nakaratını Dr. Seyfi Şahin, “Batı hukuku”na bağlasa da geçerken arada homofobik nefretin tezahürü olarak “Livata denen homoseksüellik”i saymadan tekerleme eksik kalır: “Tabii ki zinanın serbest olması, Yaygınlaştırılması, televizyon, sosyal medya, internet, Mağazalarda satılan kıyafetler, Moda ile zinaya giden yolların meşrulaşması ve şereflendirilmesi, Gazetelerin 1. sayfasında kadın resimlerinin teşhir edilmesi, Livata denen homoseksüelliğin korunmaya alınması, Batı hukukunun gereğidir.”

Ha, bu arada, “köşe” yazısının başlığı “korona” mı, tahmin etmesi çok mu zor, “helak” niyetine “belki bu korona bir uyarıdır”!

Türkeli, Gazi Çakmak: “Sebebi belli. Birisi Homoseksüellik…”

Müslüman muhafazakâr korona korosunda sazı Afyon Türkeli gazetesinden Gazi Çakmak, “Korona Belası” başlıklı “köşe” yazısı ile devralıyor: “Sebebini aslında hepimizin bildiği ve tüm tünyayı etkisine alan,Rabbimizin  gözle görülmeyen vrüs ile insanlığa AZAMET’ini gösterdiği olağanüstü zamandan geçiyoruz.”

“Sebebi belli” diyor Afyon Türkeli yazarı ve allah ne verdiyse “köşe”sini dolduruyor:

“Allahın sevmediği büyük günahlardan ikisi şu anda ayyuka çıktı. Birisi HOMOSEKSÜELLİK ötekisi ŞİRK. Dikkatinizi çekerse bu vrüs dünyada yokken ÇİN devlet başkanı şu an için dünyada bizden büyük yok dedi. Ardından ABD başkanı hooop sizden büyük biz varız. Ardından AB kendinde bir kibirle,mülteci ve mazlumlara kulaklarını tıkadı. Derken RUSYA  Suriyede Zulümde onlardan geri kalmayarak adeta ŞİRK’de yarıştılar. AB ve ABD homoseksüelliği erkek erkeğe evliliği serbest edip yasal hale getirerek Allah’a savaş açtılar.”

Konya Postası, Yusuf Erdoğan: “Özlediği toplum anlayışı olan lgbt lilere ise…”

Konya Postası “köşe” yazarı Yusuf Erdoğan, “Kendini Yenilmez Zannedenler” başlıklı yazısına baştan dalıyor: “Haddini aşan insanlık Allah’ın askerleri olan bir virüsün karşısında nasılda çaresiz.”

Konya Postası “köşe” yazarı, sonra içinde “modernizm”, “makine ve teknoloji”, “batı”, “virüs” ve tabii ki “lgbt”yi kattığı bir tekerleme ile devam ediyor. 

Millî Gazete, Sait Yılmaz: Homoseksüel”siz komplo nakaratının tadı mı olur!

Millî Gazete’nin “Prof. Dr.” yazarı Sait Yılmaz, “COVID-19 senaryosu nasıl hazırlandı?” başlıklı “köşe” yazısına, koronavirüs hakkında daha önce hiç duyulmamış bir komployu ifşa ederek başlıyor!

“Koronavirüs, zamanı durdurdu; olup-bitenler, dünyada çok önemli gelişmelerin olacağının da göstergesi. Arka planda istihbarat savaşları var.”

Millî Gazete’nin “köşe” yazarı, “Küresel Sermaye ve Nüfus Azaltma Projesi” aşamasına geçerken hızını alamıyor ve adeta “okur”a iyi de bütün bu deşifrasyon için “Prof. Dr.” olmaya ne hacet ki dedirtiyor: “Rockefeller Vakfı, Nüfus Konseyi, Dünya Bankası, BM Kalkınma Programı (UNDP), Ford Vakfı ve diğerleri Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile birlikte 20 yıl boyunca, tetanos ve diğer aşıları kullanarak üremeyi önleyici aşı üzerinde çalıştılar…”

“Homoseksüel”siz komplo nakaratının tadı mı olur, haliyle Millî Gazete’nin “Porf. Dr.” yazarı da, “koronodan önce hiv vardı” diyerekten saydırmaya devam ediyor: “1978-1981 yılları arasında ABD hükümeti tarafından homoseksüellere uygulanan Hepatit B aşısı sonrası HIV mikrobu yayıldı. O zamandan beri Afrika’da nerede ne kadar maden varsa o kadar HIV/AIDS ve iç savaş oldu. Bu hastalıklardan Batı’nın çokuluslu madencilik, ilaç ve gıda şirketleri hep kârlı çıktı.” Sonra Sait Yılmaz, işte bildik ilaç tekellerinin adlarını sayarak sürdürüyor…

Demediğini bırakmayan Millî Gazete “köşe” yazarı, sayıp döktükten sonra, “covid-19 savaşı”na karşı “Zaman tek tek tüm insanların ve devletlerin dayanışma zamanıdır.” çağrısında bulunmayı da ihmal etmiyor!

Sabah, Ersin Ramoğlu: Salla saydır cılkı çıkmış hep aynı nefret nakaratı!

Sabah’tan Ersin Ramoğlu, “Bunlar milleti arkadan vurur” başlıklı “köşe” yazısında, gene CHP ve CHP’li belediyelere salla saydır tekrardan cılkı çıkmış hep aynı nakaratları sıralıyor. Gündem “virüs” olabilir, Sabah yazarının nakaratındaki değişiklik en fazla şu kadardır: “Bunlar dün Mehmetçik destan yazarken teröristin yanındaydı, bugün de virüsün!”

Sabah “köşe” yazarı Ersin Ramoğlu’nun “nefret kokteyli”ni sallarken kuracağı ikinci cümlesi de değişmez: “Kampanya PKK veya LGBT için yapılsaydı inanın CHP'liler ve malum isimler en önde koşacaktı.

Not: Bu haberde, alıntıların yazım hatalarına dokunulmuyor; olduğu gibi alınıyor.


Etiketler: medya
nefret