31/01/2020 | Yazar: Ali Erol

Akit, Milat, Yeni Asya, Konya Merhaba, Edirne Yenigün, Bayburt Gündem ve KamudanNetHaber yazarlarından homofobik nefret “köşe”leri…

Küfürleri yanlarına kâr kalmıyormuş gibi bir de yakınıyorlar! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Homofobik nefret söylemiyle bendini aşıp “köşe”lerine sığmayan gazete yazılarını sizler için okumaya devam ediyoruz.

Ocak ayının son haftasından cinsiyetçi ve homofobik nefret “köşe”lerini Akit, Milat, Yeni Asya, Konya Merhaba, Edirne Yenigün, Bayburt Gündem ve KamudanNetHaber yazarlarından seçtik… 

Akit, Zekeriya Say: Küfürleri yanına kâr kalmıyormuş gibi bir de yakınıyor! 

Akit’ten Zekeriya Say, sanki homofobik nefreti yanına kâr kalmıyormuş gibi “Bize küfredenlere daha ne kadar prim vereceğiz?” başlıklı yazısında güya yakınırken cinsiyetçilikten girip ırkçılıktan çıktığı “köşe” yazısında tabii ki geçerken araya homofobik nefretini de katıyor: “Eşcinsel sapkınlardan oluşan LGBTİ’leri de “Gezici”lerin “en eğlenceli” grubu ilan etti.” 

Akit’ten Zekeriya Say, LGBTİ+’lere dönük nefret söylemlerinden ötürü yargılanmış ve “Bana homofobik diyorlar. Homofobik müdür diye yayın yapıyorlar. Ne suçu, ben suç işlemedim. İnsanlar benimle dalga geçiyorlar.” sözleriyle kendini savunmuştu.

Akit “köşe” yazarının homofobik nefret suçunun seyri “Yeni Akit Müdürü Hakkında Yakalama Kararı”, “Akit’in Homofobik Nefreti Cezasız Kaldı” ve “Bana homofobik müdür diyorlar” linklerinden takip edilebilir.

Akit, Abdurrahman Dilipak: “Lezbiyen ve homolarla ilgili, Müslümanlar, başörtülülerle ilgili değil” 

Cinsiyetçi, transfobik, homofobik nefret söylemi üretme, yayma ve teşvik yayın organlarından Akit’in bir başka “köşe” yazarı Abdurrahman Dilipak, “Trump bu!” başlıklı “köşe” yazısında gene bildiğiniz gibi:

“Hangi birini yazacaksın ki! Hani bunlar insan haklarına saygılı bir hukuk devleti istiyordu, katılımcı, çoğulcu ve şeffaf hoşgörü temelli bir yönetim temelinden yanaydılar. Yok canım, bu saydıklarım lezbiyen ve homolarla ilgili, yoksa Müslümanlar, başörtülülerle ilgili değil.”

Milat, Serdar Arseven: Maziden homofobik nefret söyleminin seyrini hatırlayalım!

Milat gazetesi “köşe” yazarı Serdar Arseven, “Bir zamanlar mâziye bak!..” başlıklı yazısında, “İstanbul Sözleşmesi”’ne yönelik cinsiyetçi ve homofobik nefret kampanyası kapsamında sarf edilen ““Eşcinsel evliliklerin yasallaştırılması” gündeme getirilir…” gerekçesini de anarak “muhafazakâr medya”ya sitem ediyor ve “zamanında neredeydiniz” diye soruyor!

Serdar Arseven’in homofobik nefret söyleminin seyrini hatırlayalım: “Kaos GL'den Vakit gazetesine dava ve suç duyurusu!”, “2001’den 2015’e AKP’in LGBTİ tarihi”, “Vakit, Kaos GL’ye Tazminat Ödeyecek”, “Kaos GL’yi Haklı Bulan Yargıtay, Eşcinsellere Hakareti Suç Kabul Etti”, “‘Biz Üskül’ü Eleştirdik Davayı Kaos GL Açtı!’”, “Yargı Eşcinsellere Yönelik Nefret Söylemini Teşvik Ediyor!” 

Yeni Asya, Mehmet Çetin: “Tarihimizde gayr-i ahlâkî ve cinsel sapkınların bulunabileceği gerçeği kendilerine meşruiyet tanımaz”

Yeni Asya “köşe” yazarı Mehmet Çetin, daha önce Şereflikoçhisar Çengel gazetesinde yayımlanmış “Eğrisiyle Doğrusuyla İstanbul Sözleşmesi” başlıklı yazısını yeniden yayımlıyor: “Tarihimizde gayr-i ahlâkî ve cinsel sapkınların bulunabileceği gerçeği inkâr edilememekle beraber bunların varlığı da kendilerine meşruiyet tanımaz elbette.”

“Mazimizin bu hâlini de göz önüne alınarak İstanbul Sözleşmesi değerlendirilmelidir” buyurduktan sonra cinsiyetçi ve homofobik uyarısına devam ediyor: “Yaşanılan son onlu-yirmili yıllarda ekonomik varlık ve değerler yükselirken, ahlâkî değerlerin yeniden düştüğü bir zeminde, cinsel yönelimi yaygınlaştırarak toplumsal cinsiyet ile onlara kimlik tanıyıp, meşrûlaştırıp ve yasalaştırarak temel yapı olan aile çekirdeğinin ifsat edilmesine azamî dikkat etmek gerekir.”

Konya, Merhaba, Nurten Selma Çevikoğlu: “Bizde de ensest ilişkiler, lezbiyencilik piyasaya sürülmektedir”

Konya’dan, Merhaba gazetesinden Nurten Selma Çevikoğlu, “Taklit hastalığı bizi nerelere götürür” başlıklı, “Bizde âile kutsaldır. Âile içinde bireyler arası öyle bir sevgi bağı vardır ki, bu sâdece dünyâya yönelik değildir.” savıyla saydırdığı “köşe” yazısında hızını alamayıp içindeki cinsiyetçi ve homofobik nefret havuzundan ne varsa dökmüş: 

“Görsel yayın organlarında, kadınlara yönelik özel programlarda, imrendirilerek anlatılan Batı evliliklerinde; kadınların hoşlanmadıkları eşlerini nasıl aldattıkları ve bunun da çok tabî olduğu işlenmektedir. Yanı sıra bizde de ensest ilişkiler, lezbiyencilik, çoklu kişilikler, cinsel kimliklerin iflâsı gibi konular piyasaya sürülmektedir. Bu, hem insanlığının bitirilmesi hem de âilenin dinamitlenmesidir. Normal bir şey gibi gösterilen taklidin bu boyutu, toplumsal felâketlerin habercisidir.”  

Edirne Yenigün, Recep Çınar: “Yasa LGBT gibi sapkın akımların dernekleşmesini sağlıyor” 

Edirne Yenigün gazetesinden Recep Çınar, homofobik nefret söylemine devam ediyor. “Bu nasıl sözleşme?” başlıklı “köşe” yazısında, İstanbul Sözleşmesine dair bildik nakaratları ve dezenformasyunu tekrar ettikten sonra “konu”yu tabii ki “LGBT”ye getiriyor:

“İstanbul Sözleşmesi’nin kabulünden sonraki ilk Kadınlar Günü’nde 6284 sayılı yasa çıkarıldı. Yasa LGBT gibi sapkın akımların dernekleşmesini sağlıyor; kadın kadına, erkek erkeğe evliliği onaylıyordu. TV’lerde örnekleri bile sunuldu. Toplum nereye götürülüyordu?”

Bayburt Gündem, Remzi Dursunkaya: “Bir takım toplumsal Aile yapısına uygun olmayan eşcinsel sembolü…”

Bayburt Gündem’den Remzi Dursunkaya, “İki Yüzlü Batı/çirkin diziler/yok olan örf” başlıklı “köşe” yazısında, “Özellikle şuna dikkat çekmek istiyorum” diyor ve Allah okuruna yardım etsin dedirtecek bir dil-dizgi bocası ile Allah ne verdiyse saydırıyor:  

“Farkındaysanız neredeyse herbir dizi,yada her  bir sinema filminde,yarışma proğramlarında,veya sosyal bir içeriğin içerisinde mutlaka bir takım toplumsal Aile yapısına uygun olmayan,ya bir eşcinsel sembolü,dahada ötesi bana göre dayatma ile meşrulaştırılmış ne Dine,ne Ahlaka,nede İslama uymayan eşcinsel evlilikleri,daha büyüme çağında olan çocukların çizgi karekterlerinin içinde yer alan,ya sübniminal bir figür,ya yasak bir aşk hikayesi,yada gençlik istismarları,ne yazıkki bu Batı değilmi kabul edilemez sendrumu dayatılmaya çalışılanlar,Türk toplum örf ve adetlerine uygun olmayan figürler,filmler ,diziler,bunlar değilmi yavaşca topluma empoze edilip alıştırlmaya çalışılan semboller, Sözüm ona sorarım size Asil Türk Toplumu! Herşey paramı?Herşey şatafatmı?Herşey siyasetmi?”

KamudanNetHaber, Av. Alev Sezen: “Zina, alkol, uyuşturucu, kumar, cinsel sapkınlık…”

KamudanNetHaber’den Av. Alev Sezen, “Normalleştirilen LGBT Ve Gençlerimiz” başlıklı “köşe” yazısında, “Son yıllarda ahlak ve maneviyatın zayıflaması ile birlikte her türlü günah açıktan işlenir hale geldi.” diye başlıyor. Gerisinden gelecek cinsiyetçi ve homofobik nefret nakaratını tahmin etmek zor değil: “Zina, alkol, uyuşturucu, kumar, cinsel sapkınlık… türlü türlü melanet gençlerimizin yakasını bırakmıyor.”

Saadet Partisi Genel İdare Kurulu üyesi de olan Avukat Alev Sezen’in cinsiyetçi ve homofobik nefret fantezileriyle doldurduğu “köşe”sinden bir alıntıyla yetinelim:

“Eşcinsellik sorunu görmezden gelinemeyecek kadar büyük. Sayıları ve görünürlüğü her geçen gün artıyor. Okul çağındaki gençlerimizden bu sapkınlığa düşenlerin sayısı Müslüman bir ülkede olamayacak kadar yüksek. Okul farkı gözetmeksizin anadolu, fen, meslek, kız, imam hatip liseleri… maalesef hepsinde rastlamak mümkün. Hatta bu sapkınlığa düşenler beğendiği hemcinsine eşcinsel olup olmamasına bakmaksızın teklif ediyor, yeri gelip aracılar ile bu teklifini iletiyor. Bu teklife maruz kalan gençlerimizin psikolojisi de bozuluyor.”

KamudanNetHaber “köşe” yazarı ve SP üyesi Av. Alev Sezen neyse ki kendini biliyor: “Gelinen süreçte bu cinsel sapkınlığa karşı çıkanlar gerici, ayrımcı destekleyenler ise ilerici, özgürlükçü, eşitlikçi oldular.”

Not: Bu haberde, alıntıların yazım hatalarına dokunulmuyor; olduğu gibi alınıyor.


Etiketler: medya
nefret